Translate.vc / Spanish → Turkish / Bone
Bone translate Turkish
518 parallel translation
Mírate. ¿ Qué pasa, T-Bone?
Şuna bak. N'aber T-Bone?
Oye, ¿ qué pasa, T-bone?
N'aber T-Bone?
Ud. dijo que se llamaba Bota.
Adınız Bone mu demiştiniz.
¿ Jerry? ¿ No es Bota?
Adı Bone değil mi?
Las únicas personas que hay aquí son una vieja que dice ser la viuda de Random. También hay un ladrón que dijo llamarse Bota. Un viejo muy sospechoso, un tal...
Küçük hanım, burada sadece Bayan Random olduğunu söyleyip duran bir kadın Bone adında bir gangster, "bebek yüz" Horace diye bir adam...
El sombrero que Ileva las ha mantenido ocupadas y están deseando que nos vayamos los hombres para averiguar
Taktığın o bone onları kaygılandırıyor. Ve bir an önce bizden kurtulmak için can atıyorlar, böylelikle bir ailenin
El mujerío de por aquí usa sombreros abiertos y las jóvenes van a pelo.
Bu civardaki kadınlar küçük bir bone takarlar. Gençlerin ise başı açıktır.
ÉSTA ES LA HISTORIA DE GEORGE HARVEY BONE...
Bu öykü 20. yüzyılın hemen başlarında Londra'da
LO INCLUYE COMO UN COMPOSITOR DISTINGUIDO.
George Harvey Bone'u anlatır.
- No, vaya a casa, Sr. Bone.
- Hayır, evinize gidebilirsiniz, Bay Bone.
Aquí tiene su abrigo.
İşte ceketiniz, Mr. Bone.
Yo no dije eso, pero sí puedo decirle que... si el Sr. Bone lo mató, no podríamos probarlo.
Ben de bunu söylemedim. Fakat size şunu anlatabilirim ki... Bay Bone bunu yapmış ise, bizim bunu ispatlamamız mümkün değil.
Estuve pensando sobre sus lapsos, Sr. Bone.
Mr. Bone sizdeki bu mizaç değişikliği için epeydir düşünüyorum
- Buenas noches, Sr. Bone.
- İyi geceler, Bay Bone.
- Ah, es George Bone.
- Bu bey George Bone.
Se lo agradecería mucho, Sr. Bone.
Buna gerçekten çok sevinirim, Bay Bone.
- ÉI es George Bone.
- Bu George Bone.
George Harvey Bone, el compositor.
George Harvey Bone, besteci.
Ah, sí, George Bone. Oí su "Sonata primaveral".
Evet, George Bone.
- Gracias. - Buenas noches, Sr. Bone.
- İyi geceler, Bay Bone.
- Señor Bone.
- Mösyö Bone.
¡ Señorita, llegó el Sr. Bone!
Matmazel, Mösyö Bone burada!
Escucha, estimado Bone, se te pasará en un par de días.
Şimdi, buraya bak, benim sevgili Bone'um. Bir iki gün içinde herşey düzelecek.
Sr. Bone, me temo que le tengo malas noticias, señor.
Bay Bone, korkarım size kötü haberlerim var efendim.
Hay otra cosa, Sr. Bone.
Bu başka birşey, Bay Bone.
Ya nos vamos, Sr. Bone.
Biz dostlarımızla iyi geçiniriz, Bay Bone.
Damas y caballeros... el compositor George Harvey Bone.
Hanımefendiler ve beyefendiler... Bestecimiz, George Harvey Bone.
Um, una camioneta azul que decía "Día de amor y hueso" al costado.
Üzerinde'Loveday and Bone'yazan mavi bir minibüs. Hayır.
¡ Te invito a una cena mejor, aunque se me acabe el talonario!
Sana tüm maaşıma mal olsa da her zamankinden iki katı büyük ve güzel bir T-bone alacağım.
- En otro momento. - Para. ¿ No dejarás que una cena se interponga entre nosotros?
Tatlım dur, bir T-bone bifteğinin aramıza girmesine izin veremezsin.
- Es papá en gorro de baño y calzones. No es eso.
Babaya don giydirmiş, bone takmışsın.
- Los domingos te compraré una boina.
- Her pazar sana bir bone alırım.
Le Bone.
- Dr.
- ¿ Vestida con sombrero y mantón?
- Bir bone ve şal takarak mı?
La sesión se aplaza a mañana para investigar el robo del sombrero.
Mahkeme bone ve şalla ilgili soruşturma yapmak için yarına kadar ertelenmiştir!
Parece que un sombrero y un chal desaparecieron de la taberna el otro día.
Bir bone ve şal, burada aslında tavernadaki bayandan çalınanlar.
Ah, se refiere a un auto.
Oh, bone.
Hizo de ella un instrumento, lo que gente como Buddy Guy y T-Bone Walker y Chuck Berry antes habían hecho.
Gitarı bir müzik aleti olarak sundu. Buddy Guy, T-Bone Walker ve Chuck Berry bunun temellerini atmıştı.
Bone.
Bone.
~ To the bone Think about it right now
To the bone Thinkabout it right now
~ To the bone, man
To the bone, man
- To the bone
- To the bone
- To the bone, for deeps
- To the bone, fordeeps
~ To the bone For deepening
To the bone Fordeepening
~ To the bone
To the bone
Marianne Bonnet.
Marian Bone.
Marianne Bonnet. Su padre fue subteniente de los cazadores alpinos.
Marion Bone'nin babası İngiliz askeri generalmış.
Es allí para T-Bone Scappagione el funeral.
Oraya T-Bone Scappagione'nin cenazesine gitti.
- ¿ Qué no te gusta de este T-Bone?
- T-Bone'dan neden hoşlanmıyordun?
No, Sr. Bone.
Hayır, Bay Bone.
- Srta.
- Bayan La Bone.