Translate.vc / Spanish → Turkish / Boyce
Boyce translate Turkish
77 parallel translation
- Boyce al habla.
- Boyce burada.
Esta película está basada en hechos reales de las vidas de Christopher Boyce y Andrew Daulton Lee.
Bu film, Christopher Boyce ve Andrew Daulton Lee'nin yaşadığı gerçeklere dayanarak hazırlanmıştır.
Chris Boyce, Larry Rogers.
Chris Boyce, Larry Rogers.
Hemos estado verificando sus referencias durante un tiempo, Sr. Boyce.
Bir süredir senin geçmişini inceliyorduk, Bay Boyce.
Boyce. Se supone que empiezo hoy.
Burada çalışmaya başlayacaktım.
Larry Rogers, éste es Charlie Boyce.
Larry Rogers, bu Charlie Boyce.
Hola, Sra. Boyce.
Merhaba, Bayan Boyce.
Yo lo llamo "Lee y Boyce : La foto del antes".
Bu fotoğraftan sonra bunlara "Lee ve Boyce" dedim.
Christopher Boyce fue hallado culpable y sentenciado a 40 años de prisión.
Christopher Boyce, suçlu bulundu ve 40 yıl hapse mahkûm edildi.
- Aquí Boyce.
- Ben Boyce.
Boyce, has estado genial.
Mükemmel bir konuşmaydı. Tebrik ederim.
Tranquilo, Boyce, yo me ocupo.
Merak etme Boyce, hallederim.
Éste es Boyce, uno de mis mejores amigos y jefe local del sindicato.
Bu da Boyce, en iyi arkadaşlarımdan biri.
Tómate tu tiempo.
Elbette Boyce, hiç acele etme.
No, me lo dijiste, Boyce.
- Ama sen dedin Boyce!
No tengo ese dinero, Boyce.
Param yok ki Boyce.
Veo entrar al jefe del sindicato.
Görüyorum ki sendikamızın başkanı Boyce da gelmiş.
Gracias, Boyce. - Y veo a muchos sindicalistas. Quiero que seáis los primeros en saberlo :
Bu akşam burada bir çok sendikalı görüyorum ve bunu önce sizlerin bilmesini istiyorum.
- Boyce. - Pico Salazar está en la cafetería Metro. - ¿ Salazar?
Pico Salazar, Metro Lokantası'nda.
Su compañero, Boyce, llegó sin vida al hospital.
Ortağı, Gerald Boyce, Mercy General'in Bölge Savcısıymış.
Figus y Boyce informaron por radio que venían a arrestar a Pico Salazar.
Figgis ve Boyce telsizde Salazar'ı yakalamaya geldiklerini söylemişler.
Boyce y Figus iban en el transporte de donde escapó.
Boyce ve Figgis onu taşıyan ekipteymişler.
Después de atrapar a Boyce y a Lee en el 77, todos éramos sospechosos.
77'de Boyce ve Lee'yi yakaladıktan sonra herkesten şüpheleniyorlardı.
El 28 de Octubre el Almirante Sir Michael Boyce, jefe de la defensa británica, dio un paso más allá.
İngiliz savunma teşkilatının başındaki isim, sir Michaek Boyce ; durumu bir adım daha ileri götürdü.
En todo caso tres semanas después de iniciado el bombardeo eso se agregó como un nuevo objetivo de guerra y el Almirante Boyce se lo anunció a los afganos.
ya da bunun gibi birşey, bilemiyorum, herneyse bombalamadan 3 hafta sonra, yeni bir savaç hedefi olarak eklendi ve amiral Boyce
Como todos sabéis, hace tres días..... un corredor encontró el cuerpo de Diane Colquitt..... en un camino del parque Boyce aquí en Phoenix.
Bildiğiniz gibi üç dün önce bir sporcu, Diane Colquitt'in cesedini buldu. Boyce Park yolunda, Phoenix'de.
El perro de un excursionista lo detectó en una tumba poco profunda en Boyce Park esta mañana.
Onu bu sabah Boyce Park'ta yürüyüş yapan birinin köpeği sığ bir mezarda koklayarak bulmuş.
Hunter Boyce ha desaparecido.
Hunter Boyce kayıp.
Soy Hunter Boyce.
Ben Hunter Boyce.
Su nombre es Landon Boyce.
Adı Landon Boyce.
20 minutos después de que el Juez Ludwig chocara con su coche Landon Boyce fue detenido por ebriedad en la misma carretera.
Yargıç Ludwig arabasını çarptıktan 20 dakika sonra,... Landon Boyce aynı yolda uyuşturucu madde etkisinde araç kullanmaktan kenara çekilmiş.
Sr. Claypool, nos gustaría agregar el GDE de la camioneta del Sr. Boyce.
Bay Claypool Bay Boyce'un jipinden alınan OVK'yı sunmak istiyoruz.
11 : 42 PM, en el momento exacto del accidente del juez, esto muestra que la camioneta del Sr. Boyce giró y pisó fuerte el freno y parando bruscamente antes de acelerar nuevamente.
11 : 42 yargıcın kazasının tam saati, OVR'ye göre, Bay Boyce'un Jipi yön değiştirip sert fren yapmış,... tekrar hızlanmadan önce tam durma noktasına gelmiş.
Hola, reverendo Boyce.
Merhaba Papaz Boyce.
Max Boyce.
Max Boyce.
Incluso en el Instituto Boyce, la investigación científica está muriendo.
Boyce Enstitüsü'nde bile bilimsellik ölüyor.
Por el contrario, desde que Karellen forjó un lazo especial con el Dr. Rupert Boyce, está muriendo aún más rápido.
Özellikle Karellen, Dr. Rupert Boyce'la özel bir bağ kurduğundan beridir daha hızlı ölüyor.
El Dr. Boyce puede darte otra plaza de investigación. Se lo pedí.
- Dr. Boyce başka bir araştırma konusu verebilir.
Ha sido el científico y empresario Rupert Boyce... ¿ Por qué Karellen regresó a esta granja de Missouri...?
... bilim adamı ve girişimci Rupert Boyce Karellen'ın Missouri'deki çiftliğe neden döndüğünü...
¿ Doctor Boyce?
- Dr. Boyce?
Dr. Boyce, no sabemos de dónde viene.
Dr. Boyce, nereden geldiğini bilmiyoruz.
Eso... eso es increíble, Dr. Boyce.
Bu inanılmaz, Dr. Boyce.
Trabajo para el Dr. Rupert Boyce.
Dr Rupert Boyce için çalışıyorum.
SAYONARA. BO YCE.
BOYCE.
¿ Qué pasa, Boyce?
Ayrıca yerel sendikanın da başkanı.
Me he enterado de vuestro problemilla.
- Ne diyorsun Boyce?
Un momento, Boyce.
Bir dakika Boyce.
Boyce, no puedes hacerme esto.
Boyce bana bunu yapamazsın.
Boyce, por favor.
Boyce, lütfen!
- ¿ Doctor Boyce?
Dr. Boyce?
¿ Doctor Boyce?
Dr. Boyce?