Translate.vc / Spanish → Turkish / Brendan
Brendan translate Turkish
1,391 parallel translation
- Brendan, ¿ cuánto mides?
Brendan, boyun kaç? 1.87 mi 1.90 mı?
Brendan se fue.
Brendan'ın gidişini.
Soy Brendan Nichols.
Brendan Nichols.
Es mi idea, para que Brendan sepa que me gusta.
Brendan hakkında sana anlattığım fikir buydu.
Bueno, su nombre es Brendan. Estoy intentando atraer su atención.
İsmi Brendan, onun ilgisini çekmeye çalışıyorum.
Soy Sue Heck y tengo un mensaje especial para Brendan Nichols.
Ben, Sue Heck, bu Brendan Nichols'a özel bir mesajdır.
no dejes que se escape!
Brendan! Sakın kaçırma.
¡ ese andamio no es estable!
Brendan! O iskele sağlam değil!
- Brendan - ¿ Brendan?
Brendan!
- Brendan. - Brendan.
- Brendan!
¿ dónde están esos planos que te pedí?
Brendan! İstediğim şu planlar nerede?
Brendan.
Sen de onu savunup duruyorsun, Brendan.
nunca has estado fuera de esos muros.
Fakat Brendan, bu duvarların dışında hiç bulunmadın ki.
Brendan.
- Eserleriniz gördüklerimin en iyisi. - Sağ ol Brendan.
¿ aún sigues aquí? ¡ o estarás en un gran problema!
Brendan! Hala burada mısın? Başrahip'e şu planları götürecektin.
Tío.
İşte getirdim amca. Brendan!
¿ querrías ayudarme?
Söyle, Brendan. - Bana yardım etmek ister misin?
Me llamo Brendan.
Adım Brendan.
¿ Brendan?
Brendan? Brendan?
Yo... Brendan.
Ee Brendan.
- Brendan.
- Brendan.
Pero para el libro... - Brendan.
- Biliyorum ama, kitap için...
Pero dijiste... Brendan.
- Ama... demiştin ki...
¡ Deberías ser el que haga la página!
- Brendan. - O sayfayı sen yapmalısın!
no.
- Brendan! - Hayır, hayır.
¡ Brendan!
- Brendan!
- ¡ Solo tienes que soltar tu imaginación! - ¡ Brendan!
- Sana tek gereken hayal gücünü özgür bırakmak.
¡ Brendan!
Brendan!
Brendan.
Brendan!
te está engañando.
Olmaz Brendan. Seni kandırıyor.
Llévaselo a Brendan.
Brendan'a götür.
¿ Dónde está el pasadizo secreto que lleva al bosque?
Brendan, ormana çıkan gizli geçit nerede?
¡ Aisling! y esperemos ser lo suficiente rápidos.
Aisling! Koşmaya devam etmeliyiz, Brendan. Yeterince hızlı olduğumuzu umalım.
debes llevar el libro a la gente para que puedan tener esperanzas.
Brendan kitabı insanlara ulaştırmalısın. Böylece umutları olabilir.
¡ Tío!
Amca! Brendan?
Pensé que te perdí hace ya mucho tiempo. eras solo un niño.
Seni uzun zaman önce yitirdiğimi sanmıştım. Brendan. Sadece bir çocuktun...
Brendan.
Zamanım kalmadı Brendan.
Y para ti, Brendan.
Sen de, Brendan.
Necesito que asome más paja de tus mangas, Brendan.
Kollarından daha fazla saman çıkması lazım, değil mi Brendan?
¿ Cómo estás?
N'aber Brendan? Nasıl gidiyor dostum?
Brendan me lo dio.
Sağ ol. Brendan vermişti.
El gran Brendan Constanza seguro que ha tenido otras conquistas.
Büyük Brendan Constanza'nın başka zaferleri de olmalı.
Aquí están mamá y Brendan.
burada annem ve Brendan.
No te has olvidado de Brendan, ¿ no?
Brendan'i hatirliyorsun degil mi?
Era Brendan. Está llegando aquí.
Brendan'di, buraya geliyor.
Yo... o el Padre lo escuchará.
Sessiz ol, Brendan! Başrahip duyacak.
Brendan.
Gerçek, Brendan.
- ¿ Brendan?
- Brendan?
Tengo que irme.
- Brendan! Gitmem lazım!
espera.
- Brendan!
Brendan.
Brendan.