English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Bullying

Bullying translate Turkish

58 parallel translation
¿ Usted ha oído hablar del "bullying"?
Kaba dayılık diye bir şey duymadınız mı? Hayır.
Bullying.
Kabadayılık.
Sí, bullying.
Evet. Kabadayılık.
Mire, como lo está insinuando, le tendré que responder... en este centro el bullying no existe.
Madem imâlı konuşuyorsun, işte cevabım : Okullarda kabadayılık diye bir şey yok.
A ella también le hacen bullying.
O da benim gibi şiddet mağduru.
El desafortunadamente habitual acoso escolar... conocido con el nombre de bullying, se ha cobrado una nueva víctima.
Ne yazık ki kabadayılık olarak bilinen okullarda görülen en yaygın şiddet şekli, bir olaya sebep oldu.
La última víctima de acoso escolar... del triste fenómeno conocido como bullying... la joven de familia inmigrante, de dieciséis años... que ayer recibió una brutal paliza por parte de compañeras del instituto... ha sufrido esta madrugada un empeoramiento de su salud... intente, por favor, acordarse de algo ; no sé, de alguna pista.
Şiddet olaylarının, yani "kabadayılık" denen bu acı fenomenin son kurbanı sınıf arkadaşları tarafından gaddarca pataklanan 16 yaşındaki genç bir göçmen kız. Şu an çok kritik bir durumda... Lütfen bir şeyler hatırlamaya çalışın ; bir ipucu.
Según estudios de la unión europea... sufren bullying el 39 % de los alumnos escolarizados... siendo el reino unido el país con mayor porcentaje.
Avrupa Birliği'nin araştırmalarına göre öğrencilerin yüzde 39'u fiziksel şiddete maruz kalmakta ve bu sorunun başını da Birleşik Krallık çekmektedir.
Lo más preocupante es que el bullying sigue creciendo... y no somos capaces de detenerlo.
Endişe edilecek en önemli konu, "kabadayılık" gittikçe etkisini artırıyor ve biz, bunu durdurabilecek güce sahip değiliz.
La próxima vez me apoyarás cuando un gilipollas que hace bullying Me ataca en un lugar público y casi me hace llorar.
Bir dahaki sefere patronluk taslayan hırbonun teki bana ortalık yerde saldırıp ağlatınca belki destek çıkarsın.
Todavía no sé qué se le pasaba por la cabeza cuando todo esto del bullying empezó, pero puedo decirle que que el David que estoy viendo ahora es mi hijo, el que era antes.
Hala aklından bu olaylar başladığında neler geçtiğini bilmiyorum. ama seni temin ederim ki Şu an ki David, benim tanıdığım David.
Eso es porque la brigada Anti-bullying ha estado protegiéndote.
- Çünkü Zorba Kırbaçlayanlar seni koruyor.
Después de sufrir tanto bullying, tomé clases de boxeo
Bana bu kadar çok sataşılınca, boksa başladım.
- Hablemos del bullying
- Hadi biraz kabadayılıktan
- ¿ Del bullying?
- Kabadayılık mı?
- Sí, bueno, de hecho sí que sufrí bullying, sí.
Uhh, evet, doğruyu söylemek gerekirse kabadayılığa maruz kalıyordum, evet.
¿ El bullying?
Okulda sataşanlar mı vardı?
El bullying no es cosa de risa.
Zorbalık gülünecek birşey değildir.
Mira, no quiero ser mala porque acabamos de tomar el seminario anti-bullying, pero "luchedores" o como sea que acabas de decir que son, no es algo que nosotros tenemos aquí.
Bak, kaba olmak istemiyorum çünkü daha yeni anti-zorbalık semineri aldık, ama güreş amigoları ya da her ne olduğunu idda ediyorsan burada gerçekte var olan birşey değil.
He acabado con Jamie, y he sido víctima de bullying adolescente.
Jamie'ye sinirlendim ve çocuklar tarafından zorbalığa uğradım. Ben bir kaltak değilim.
" Aquí no hay Bullying.
Burada eziyet falan yok.
No hay evidencia de "Bullying".
Eziyetin kanıtı yok.
¿ Así que decías que no había "bullying" en la clase 4 del segundo año?
2 / D sınıfında eziyet yok mu demiştiniz?
Está claro que se está haciendo "bullying".
Sataşmanın hala devam ettiği çok açık.
¿ Asumo que estás tomando este comentario de Tade como "bullying"?
Sanırım Tade'nin yazdığı bu yorumu sataşma olarak görüyorsunuz.
Debí hacerlo, pero no podía soportar venir a la escuela más de dos veces a la semana, por todo ese bullying.
Olmam gerekiyordu ama bu muameleler yüzünden okula haftada iki defadan fazla gelmeye dayanamadım.
No más bullying, chantaje o agresiones este año.
Kötü muamele, şantaj veya saldırı yok bu sene.
Bueno, ninguno esta haciendo bullying
- Ama ısırmak iyi bir şey değil. - Sataşmak da değil.
Sí, pero estoy segura de que se siente muy sensible con todo lo del bullying.
Evet, ama çocukların yaşattığı sıkıntılar... -... onu hassaslaştırıyordur.
¿ Qué cosa del bullying?
- Ne sıkıntısından bahsediyorsun?
¿ Que bullying?
- Ne sıkıntısı?
Al parecer, recibe bullying en la escuela, y él no quiere hablar de ello, y he oído de esto, de la maldita Alice en Pilates.
- Okulda çocuklar canını sıkıyor...,... ve bunu anlatmak bile istemiyor. Ve ben bunu pilates yaparken Alice'den öğreniyorum.
Mi discapacidad es que no puedo saber cuando algo es ofensivo, y que tú lo menciones es bullying.
Şöyle ki, bir şeylerin kırıcı olup olmadığını anlayamıyorum bu yüzden yaptığın zorbalık.
El incidente de hoy ha despertado muchos recuerdos dolorosos del suicidio del mes pasado de Cal Spencer, de 22 años de edad que se quitó la vida después de mensajes de bullying que fueron publicados en un sitio popular,
Bugün yaşanan olaylar, popüler internet sitesi Sosyal Oda'ya yazdığı tehditkar mesajlardan sonra intihar eden 22 yaşındaki Cal Spencer'ın acı dolu hatıralarını yeniden ortaya çıkardı.
- Hombre : "Corporate bullying"?
- "Tüzel zorbalık" Öyle bir ifade mi...
Y el "cyber-bullying" nos ha quitado lo bonito de golpear a un humano.
Siber zorbalık sıcağı sıcağına insan... yumruklamanın yerini aldı.
¿ Conoce la definición de bullying?
Zorbalığın tanımını biliyor musunuz?
Estoy intentando evitar que a tu hijo le hagan bullying.
- Çocuğunun ezilmemesi için uğraşıyorum.
Por causa de la mochila, muchos chicos han sido víctimas de bullying y han sido golpeados.
Noel babaya uyarı verip salacaklar mı?
Hay un problema serio de bullying. ¿ Qué tiene eso que ver con la mochila?
Eğer ileride mağazamız boykot edilirse bunun sorumluluğunu alabilecek misiniz?
Hablar de bullying no es algo realmente excitante.
İnanmakta zorlanacaksın ama kabadayılıkla ilgili konuşmak hiç seksi değil.
La mamá de Rachel mencionó algo acerca de un video de cyber-bullying.
Rachel'ın annesi sanal zorbalık hakkında bir şeyler söyledi.
Sr. Branson, en serio, con todo el cyber-bullying y GIFs y el caos pasando...
Bay Branson cidden, bütün bu siber zorbalık,... gifler ve kargaşayla birlikte...
Mira, el nacimiento del hijo ilegítimo de Hester Prynne la llevó a ser esencialmente una marginada y le cayó un cyber-bullying, al estilo puritano.
Hester Prynne'nin gayrimeşru çocuğunun doğumu... "Lakewood'taki en hızlı erkek" ... onu anormal, siber zorba ve bağnaz bir stile yönlendirdi.
Y hay una política anti-bullying muy estricta... vinculada directamente conmigo... así que sean simpáticos, conmigo.
Ayrıca doğrudan beni ilgilendiren, katı bir sataşma yasağı var. - Bu yüzden iyi davranın, bana.
Al igual que con el bullying.
Kabadayılık taslamaya da.
Es importante, y hay un posible bullying.
Mühim bir şey. Birine yükleniyorlar.
♪ Bullying, es hacer trampa ♪
Zorbalık sende, hilebazlık sende
Estas coqueteando con un video de 6 horas sobre anti-bullying.
Altı saatlik zorbalık karşıtı bir bir vidyo ile çıkıyorsun.
"Mi talento consiste en hornear pastelitos, algo secos" "el bullying, y tomar ventaja sexual de personas con enfermedades mentales"
Saygılarımla, Josh. "
¿ Bullying?
- Fiziksel şiddet mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]