English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Cassius

Cassius translate Turkish

439 parallel translation
Si, las lanzas de Longinus y Cassius.
Evet. Longinus ve Cassius.
Cassius y Longinus.
Cassius ve Longinus.
Casio, no quiero interponerme en tus deseos.
Ama senin hevesine engel olmayayım, Cassius.
Si parezco distante... sólo estoy distante conmigo mismo.
Beni yanlış anlama, Cassius. Eğer yüzüm daha asıksa,.. ... huzursuzluğumun tek nedeni kendimdir.
Ideas que me conciernen a mí... y, quizá, afecten a mi conducta... pero no deben entristecerse mis amigos... y tú, Casio, eres uno de ellos.
Kendi kendimle uğraşıyorum yalnız. Bu yüzden tavrım değişmiş olabilir az çok. Ama yakın dostlarım alınmamalı bundan ki seni de onlar arasında bilirim, Cassius.
No, Casio, pues el ojo no se ve a sí mismo sino a su reflejo... en otras cosas.
Hayır, Cassius, insan kendi yüzünü yansıma yoluyla görebilir yalnız. Yansıtan da bizden başka bir şeydir ister istemez.
No lo es, Casio, aunque lo amo.
İstemiyorum elbet, Cassius, oysa candan seviyorum onu.
"Casio, ¿ te atreves a saltar conmigo... " a este río furioso y a nadar hasta allí? "
"Cassius, var mısın benimle şu azgın sulara atılıp, ta karşıya kadar yüzmeye?"
Pero a punto de llegar adonde habíamos convenido... César gritó : "¡ Ayúdame, Casio, me ahogo!"
Ama karşı kıyıya ulaşmadan "Yetiş Cassius, boğuluyorum." diye bağırdı Sezar.
Y este hombre ahora es un dios... y Casio es un desdichado... que debe inclinarse ante él si César lo saluda con indiferencia.
Bu adam bir tanrı şimdi, Cassius'sa zavallı bir insan. Yerlere yatacak neredeyse yüzükoyun, Sezar şöyle bir başını eğse ona gerçekten.
Mira, Casio, el enfado brilla en los ojos de César... y parece que a los demás los regañaron.
Görüyor musun Cassius? Sezar'ın kaşları çatılmış öfkeden. Ötekilerin de azarlanmış bir hâli var.
Casio es flaco y parece hambriento. Piensa demasiado.
Şu Cassius'un kupkuru, kansız suratına bak.
Pero no lo temo. Pero si yo pudiera sentir miedo... no conozco a nadie a quien temería más que a Casio.
Korktuğum yok ondan, ama Sezar korku nedir bilseydi ilk korkacağım adam kim olurdu bilmem bu sıska Cassius'tan başka?
Si yo fuera Bruto y él fuera Casio, no me dejaría llevar.
Ben Brutus olsaydım, o da Cassius olsaydı böylesine hor görebilir miydi Sezar beni?
- Casio, ¿ qué noche es ésta?
- Cassius, bu nasıl gece böyle!
Hablas de César, ¿ no, Casio?
Sezar'ı kastediyorsun, değil mi Cassius?
Casio librará a Casio de las cadenas.
Cassius kurtarır Cassius'u kölelikten.
Casio, si pudieras atraer al noble Bruto a nuestra causa...
Ah Cassius, soylu Brutus'u de aramıza bir katabilsen.
Desde que Casio me animó a actuar contra César, no he dormido.
Uyku girmedi gözüme Cassius'un beni Sezar'a karşı kışkırttığı günden beri.
Nuestro acto parecerá demasiado sanguinario, Cayo Casio... cortarle la cabeza y las extremidades... como la ira en la muerte y la envidia más allá.
Girişimimizi fazla kanlı görebilirler Caius Cassius,.. ... başla birlikte kolu bacağı da kesersek öldürünce kan sarhoşluğuna tutulanlar gibi.
- Casio, no pienses en él.
- Yok canım Cassius, durma üstünde.
" Vigila a Casio.
Cassius'u kolla.
Si esto se sabe, Casio o César no regresarán, pues yo me mataré.
Duyulmuşsa iş, ya Cassius'un ölüsü çıkar buradan, ya Sezar'ın. Öldürürüm kendimi.
Casio, tranquilo.
Cassius, tut kendini.
Casio se arrodilla a tus pies... para rogar el perdón para Publio Címber.
Cassius da kapanıyor ayaklarına Publius Cimber'in kurtulması için sürgünden.
Después, Cayo Casio, la tuya.
Sonra senin Caius Cassius, uzat elini.
- Perdóname, Cayo Casio.
- Bağışla beni Caius Cassius.
Si quisiera agitaros o incitaros a un motín y a la ira... insultaría a Bruto y a Casio... quienes, como sabéis, son hombres honrados.
Ben yüreklerinizi, kafalarınızı azdıracak, ayaklandıracak bir insan olsaydım,.. ... Brutus'a da, Cassius'a da kötülük edebilirdim. Ama bilirsiniz, şerefli insanlardır onlar.
Mirad, aquí se clavó la daga de Casio.
Bakın şurasından girmiş hançeri Cassius'un.
EL JOVEN OCTAVIO, A QUIEN CÉSAR HABÍA ADOPTADO COMO HIJO. ANTONIO Y ÉL SE REPARTIERON EL PODER Y SE PREPARARON A LIBRAR
Octavius'la Antonius iktidarı paylaştılar ve Roma İmparatorluğu uğruna Brutus ve Cassius'la savaşmaya hazırlandılar. "
Bruto y Casio reclutan un ejército.
Brutus'la Cassius kuvvet topluyorlar.
¿ Está Casio cerca?
Cassius yakınlarda mı?
Casio, tranquilízate.
Cassius, kendine gel.
Casio, de ti también se dice... que tu mano es ansiosa... por trabajar para quien no lo merece a cambio de oro.
Bana bak Cassius, senin için de bana gözü parada diyorlar. Devlet işlerini para karşılığı değersiz kişilere veriyormuşsun.
Casio es un corrupto... y el castigo esconde la cabeza.
Cassius adı şanı şerefiyle kanat geriyor bu yolsuzlukların üstüne. Onun için çıkamıyor kınından doğruluğun kılıcı.
Vete. Tú no eres Casio.
Yürütemezsin Cassius.
Casio, tus amenazas no me dan miedo, pues mi honradez es tan sólida... que no me afectan más que el viento, que ni me molesta.
Korkutmaların boşuna Cassius, korkmam. Dürüstlüğüm öyle bir zırh ki benim savurduğun şimşekler yumuşak yeller gibi geçer üstümden, duymam bile.
¿ Eso es propio de Casio?
Cassius'a yakışır mıydı bu?
Venid, Antonio y joven Octavio... vengaos de Casio... pues Casio está cansado del mundo.
Gel Antonius, gel Octavius, gelin! Yalnız Cassius'tan alın öcünüzü. Cassius bezdi çünkü dünyasından.
Un ser querido lo odia, su hermano lo insulta... lo vigilan como a un esclavo, observan sus faltas... las apuntan en un cuaderno, las aprenden y las falsean para tirárselas a la cara.
Sevdiği sevmez, kardeşi üstüne yürür oldu. Bir köle gibi azarlanır oldu Cassius. Bütün kusurları göze batıyor defterlere yazılıp ezberleniyor suratına çalınmak için.
Atácame, como hiciste con César... pues, cuando más lo odiabas... lo amabas más de lo que nunca has amado a Casio.
Vur, Sezar'a nasıl vurduysan! Sezar'dan en çok nefret ettiğin zaman bile Cassius'tan çok seviyordun onu.
¿ Casio ha vivido para ser el regocijo de Bruto y hacerlo reír... cuando estaba irritado por el dolor y el enfado?
Cassius bunun için yaşadı demek. Brutus alay etsin diye Cassius'un yüreği kan ağladığı, öfkeyle kabardığı zaman.
Sí, Casio.
Peki Cassius.
Casio, siento muchos dolores.
Ah Cassius, türlü acılar yıktı beni.
Con esto entierro toda enemistad.
Bütün kızgınlıkları boğuyorum bununla Cassius.
Buenas noches, noble Casio. Que descanses.
Yiğit, soylu Cassius, iyi geceler, rahat uykular.
Envía saludos de mi parte a mi hermano Casio.
Gidin kardeşim Cassius'a selam götürün benden.
Adiós para siempre, Casio.
Uğurlar olsun Cassius, sonsuza dek uğurlar olsun.
Casio nació tal día como hoy.
Tam bugün doğdu Cassius.
Ahora, dime ¿ por qué Casio se refería a Julio Cesar llamándole Coloso?
Şimdi, senin deyiminle Cassius, Sezar'a neden "ızbandut" derdi?
Squirrel ¿ por qué Casio se refería a Julio Cesar...?
Hey, Squirrel, senin deyiminle Cassius, Sezar'a neden "ızbandut" derdi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]