Translate.vc / Spanish → Turkish / Cezanne
Cezanne translate Turkish
122 parallel translation
Es magnífico, Cézanne.
Muhteşem, Cezanne.
¡ Cézanne!
Cezanne!
Cézanne, el abrigo de mamá.
Cezanne, annemin montunu al.
Cézanne se ha ido.
Cezanne gitti.
¿ Con Cézanne?
Cezanne ile?
- Cezanne.
- Cezanne.
Un Cézanne auténtico.
Gerçek bir Cezanne.
Tengo que guardar mi Cézanne.
Cezanne'ı kaldırayım.
Esto es por mi Cézanne.
Bu benim Cezanne yüzünden.
Mozo, no olvide esta : lleva mi Cézanne.
Hamal, Cezanne'ımı unutma.
¿ Qué diría Cézanne?
Cezanne buna ne der?
Cézanne... la obra temprana de Gauguin e, incluso, en este periodo... Vincent Van Gogh.
Cezanne Gauguin'nin ilk eserleri ve hatta bu dönemde Vincent Van Gogh.
¿ Enseñan a Cezanne en pre-escolar?
Şimdi git oyna canım. Ana okulunda Cezanne mı öğreniyorlar?
Es un Cezanne.
Bu Cezanne.
Este Cezanne va arriba.
Daniel, Cezanne'nın yukarı çıkması lazım.
Gracias Cezanne.
Teşekkürler, Cezanne.
Monet, Cezanne...
- Evet, Monet, Cezanne. Hepsi.
¿ Conoció a Cezanne?
- Cezanne'i tanıyor muydun?
Cézanne tira mucho, como todos los grandes pintores. - ¿ Usted tira alguna obra?
Cezanne tüm büyük ressamlar gibi bir çok şeyi fırlatıp attı.
Pues me eché encima de Cézanne cuando iba a rasparlo todo.
Cezanne kazımak üzereydi. Onu engelledim.
Adoraba el de Cézanne.
Cezanne'a tapardı.
He visto "L'Estaque", de Cézanne, cómo pinta el mar.
Cezanne deniz resmi yapamazdı.
Pissaro... Cézanne... Daumier...
Pisarro, Cezanne Daumier, Millet...
Soy un escritor independiente y pronto el mundo me reconocerá. ¿ No, Cézanne?
Cezanne?
Cézanne tenía razón.
Git gide umursamaz ve kendini beğenmiş birine dönüşüyordum derken Dreyfus işi çıkıverdi, ve yeniden yepyeni fikirlerle doluyum! Cezanne haklıydı.
Cézanne, Signac, Pissarro, Gauguin, Renoir, Monet.
Çézanne, Signac, Pissarro, Gauguin, Renoir, Monet.
- ¿ Cézanne?
- Çézanne mı?
- Sí, Cézanne.
- Evet, Çézanne.
Cézanne, ¿ lo reconoce?
Çézanne'ınki, hatırladın mı?
Un Cézanne.
Cezanne.
- Es un Cézanne.
- Bu bir Cézanne.
Paul Cézanne.
Paul Cézanne.
O podrías vender un Cézanne.
Ya da belki bir yerlerde asılı eski bir Cézanne satarsın.
Cézanne, Degas...
Cézanne, Degas...
El retrato de Madame de Nemours, obra de Cézanne.
Cézanne'nin Madam de Nemours portresi.
En un remate de famosas obras maestras impresionistas... el cuadro mejor pagado fue un retrato de Cézanne... perteneciente a la gran colección privada de Charles Bonnet... y vendido por $ 515.000 luego de una acalorada subasta.
Dünyaca ünlü sanat eserlerinin satışa çıkarıldığı müzayedede Charles Bonnet'in özel koleksiyonundan olan Cézanne tablosu 515,000 $'la en yüksek fiyata satılan tablo oldu.
Pude haber vendido 12 obras de Cézanne allí mismo.
Bir düzine Cézanne tablosu satabilirim.
Siente que es Lautrec, Cézanne, cualquier pintor que elija, y ése es el motivo... igual que las ganancias.
Lautrec, Cézanne, kimi isterse o oluyor.Ve bu onun motivasyon kaynağı ve aynı zamanda kazancı.
Lo conocí en la subasta, cuando mi Cézanne... se vendió a un precio increíble.
Onunla Cézanne tablomun müthiş fiyatla satıldığı müzayedede tanıştım.
Este es un cuadro de Cézanne.
Bu bir Cézanne resmi.
"¿ Ha visto mi gran Cézanne en el Metropolitan?"
" Metropolitan'daki büyük Cézanne tablomu gördün mü?
Esas manzanas y peras tan increíbles de Cézanne.
Cézanne'ın elma ve armutları.
El cielo parece la Bahía de Marsella de Cezanne, ¿ no?
Gökyüzü Cezanne'ın "Marsiya Körfezi" tablosundaki gibi, değil mi?
¿ Y Cézanne? No me tragaba.
... Cezanne bana dayanamıyor.
Dame ese Cézanne ".
Ver o Cézanne'ı bana "
Hablemos del Cézanne.
Cézanne'la ilgili.
Los japoneses sólo aprecian que es un Cézanne.
Japonlar, Cézanne olması dışında bir şeyini sevmiyorlar.
- ¿ Has visto el nuevo libro de Cézanne?
- Cézanne'le ilgili yeni kitabı gördün mü? - Hayır.
Entonces corrí por el pasillo, cogí el libro, cogí la gasa, le di el libro a Flan y la gasa a Geoffrey.
İçeri koştum. 2 milyon Dolar. Cézanne'le ilgili kitabı aldım, mutfaktan bez aldım,... Cézanne'i Flan'a verdim, bezi de Geoffrey'ye verdim.
Ve el Cézanne como una gran inversión.
İki milyon. Cézanne müthiş bir yatırım dedi.
Están buscando un Cézanne.
Cézanne arayan Japonlar tanıyorum.