English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Chocolate

Chocolate translate Turkish

8,501 parallel translation
- Oh, patatas fritas de menta-chocolate.
- Nane aromalı çikolatalı kurabiyeler.
Te estoy comprando un chocolate caliente.
Evet, sıcak çikolata alıyorum sana.
Da igual. Le pondré un poco de chocolate.
Neyse biraz çikolata veririm.
¿ Mousse de chocolate?
Çikolatalı mus?
¿ Mango o chocolate?
Mango mu çikolata mı?
Por mucho que me guste enfriar el chocolate, alguien debe detenerla.
Her ne kadar sıcak çikolata satışının artmasından memnun olsam da birinin onu durdurması gerek. Durun.
Y una torta de crema con chocolate.
Bir de çikolata kremalı pasta.
¿ Chupando jarabe de chocolate de los pechos de su mejor amiga en Internet?
İnternette en iyi arkadaşının memelerinden çikolata sosu yalarken?
solo necesitas la receta básica de hojaldre una olla grande para hacer el relleno preparé avellana al chocolate y nuez con frambuesa y menta
Kendi standart tarifini kullanabilirsin, bir de kıvamı için çifte ısıtıcı, Fındıklı çikolata, ahududu, nane ve ceviz kullandım.
¿ Puedo obtener una media tarta de mitad menta, mitad chocolate?
Bir kurabiye bir de çikolatalı kek alabilir miyim?
Boyd, ¿ crees que Hitler cogería a uno de nosotros, por una barra de chocolate?
Boyd, Hitler bir kutu çikolataya bizden biriyle sikişir mi?
Quería chocolate.
Çikolata istedim.
¿ Cuánto tiempo para que la tarta de chocolate se convierta en... ser colgados boca abajo y que se les drene la sangre?
Çikolatalı keklerin kafa aşağı asılıp kanlarının süzülmesi ne kadar sürer?
Debe ser del chocolate caliente que le hice antes al director.
Sanırım sabah müdüre yaptığım sıcak çikolatadan bulaşmış.
De acuerdo, prueba con batido de chocolate.
- Al, çikolatalı sütle dene.
Puedes tomar chocolate.
Kakao içebilirsin.
Así que iré por algo de café y chocolate, porque yo puedo tomar café y tú no.
Hemen gidip kahve ve kakao alacağım çünkü ben kahve içebilirim ve sen içemezsin.
Tú puedes tomar chocolate, y nos podemos sentar junto a la ventana... o en la cama... o en la silla.
Sen kakao içebilirsin, pencerenin önünde oturabiliriz. Ya da yatakta. Ya da sandalyede.
Es como si fueses chocolate, y yo fuese...
Yani sen çikolatasın ve ben...
Es como si tú fueras chocolate, y yo, el Sr. Mantequilla de Maní.
Sanki sen çikolatasın ve ben de Mr. Peanutbutter'ım.
Yo soy el chocolate, y tú eres el Sr. Mantequilla de Maní.
Ben çikolatayım ve sen de Mr. Peanutbutter'sın.
Esa fue la primera vez que Henry y yo bebimos chocolate caliente.
Bu Henry'yle ilk kez sıcak çikolata içmeye çıktığımız zaman.
¿ Quién quiere panqueques con chocolate?
Kim çikolata parçacıklı krep ister?
Pensé que si decía eso, me harías panqueques con chocolate.
Bunu söylersem belki çikolata parçacıklı krep yaparsın dedim.
- El chocolate puede matarme.
Çikolata yememeliyim. Çünkü beni gerçekten öldürebilir.
- Pero me encanta el chocolate.
- Ama çikolatayı çok seviyorum.
¿ Podemos pedir una malteada de chocolate y papas fritas para el chico "diez mil"?
10 bin kişilik çikolatalı milkshake ve patates alabilir miyiz?
Creo que prefiero un chocolate caliente.
Sanırım sıcak kakao tercih ediyorum.
Si llegamos allí, te prometo un chocolate caliente de verdad.
Tamam, şimdi, orada yaparsak, gerçek için sıcak kakao olur. Söz veriyorum.
Me gustan las galletas de chispitas de chocolate.
- Çikolatalı kurabiyeyi severim.
Sí, exacto. Y el espectrómetro de masas también ha identificado fresas y chocolate.
Evet ve kütle spektrometresi aynı zamanda çikolata ve çilek de buldu.
La noche anterior a que asesinaran a Leona, una bandeja de fresas cubiertas de chocolate fue entregada a un cliente con una botella de u $ s1.000 de Chateau Margaux.
Leona'nın öldürülmesinden önceki gece bir konuğun odasına bir tepsi çikolata kaplı çilek ve bin dolarlık bir şişe Chateau Margaux yollanmış.
¿ Quién de aquí le gusta el chocolate?
Kimler çikolata sever?
Hay mousse de chocolate en la cocina.
Mutfakta çikolatalar var.
La madre marmota y su bebé terminaron su chocolate y luego se acostaron para otra cómoda noche.
"Anne dağ sıçanı ve yavrusu kakaolarını bitirdiler..." "... ve başka sıcak bir gece için sardılar.
[ Este chocolate es tuyo.
Çikolatalar senin olsun.
A no ser que a Samaritano le guste el chocolate caliente y la sidra, creo que nos hemos equivocado de camino.
Eğer Samaritan sıcak çikolata ve elma suyu sevmiyorsa yanlış yola saptık demektir.
¿ Qué es eso? Palomitas y chocolate caliente.
- Patlamış mısır ve sıcak çikolata.
No pareces ser de los que les guste el chocolate caliente.
Sıcak çikolata tipine benzemiyorsun.
Mi madre hacía las mejores tazas de chocolate caliente.
Annem, gelmiş geçmiş en iyi sıcak çikolatayı yapardı.
Lo que sea con chocolate.
Çikolatalı olan herşeyi.
Bueno, ahora me hiciste querer chocolate.
Canımı çikolata çektirdin şimdi.
Chocolate. ¿ Por qué me tocó chocolate, qué es eso?
Çikolata. Neden bana çikolata geldi, bunun anlamı ne?
Sí, quiero una galleta con chocolate.
Damla çikolatalı kurabiye istiyorum.
Dios mío, ¿ tiene ese chocolate con nuez de macadamia?
Aman Tanrım, sizde çikolatalı macadamia fındıklı varmış.
Este es nuestro nuevo chocolate blanco, y por cada docena que vendamos donamos 50 centavos a Operación Sonrisa.
Bu yeni çıkan ürünümüz çikolatalı beyaz çikolata ve sattığımız her düzine için "Çocuklar Gülsün" kampanyasına 50 sent bağışlıyoruz.
- Crema, azucar, jarabe de chocolate... No, el helado esta bien para ti. - Muy bien eso es todo!
- Yoğun krema, şeker, çikolata şurubu yok, dondurma yararlı bir şey.
Chocolate fundido aquí.
Erimiş çikolata şuraya.
Tostadas de chocolate. Budín de chocolate.
Çikolatalı tost, parça çikolatalı ekmek.
Y helado de chocolate.
Ve çikolatalı dondurma.
Los estadounidenses están allá mantengan las manos en alto síganse moviendo ella te dejará cogerla por una barra de chocolate.
Amerikalılar geliyor! Ellerinizi havaya kaldırın! Yürümeye devam edin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]