Translate.vc / Spanish → Turkish / Christine
Christine translate Turkish
3,978 parallel translation
Christine Kendal... ella es la que usted desea.
Christine Kendal... aradığın kişi o.
Soy Christine Kendal, y no los quieren.
Ben Christine Kendal'ım ve onlara ihtiyacın yok.
- Christine!
- Christine!
Se sabe algo de Christine?
Christine'den bir haber var mı?
Traté de evitar que se matando a nuestra familia de la tripulación, de matar a Christine.
Mürettebatımın ailelerini öldürmelerini, Christine'i öldürmelerini... -... engellemeye çalıştım.
Christine no estaba en ella.
Christine içinde değildi.
- ¡ Christine!
- Christine! - Sam!
Se la han llevado a algún lugar, y voy a encontrarla.
Christine'i bir yerlere götürdüler ve ben de gidip onu bulacağım.
Christine Kendal.
Christine Kendal.
Así que ¿ estás pensando en salir de esto luego que encontremos a Christine?
Yani Christine'i bulduktan sonra ayrılmayı mı düşünüyorsun?
Dime, si recuperas a Christine, no piensas en abandonarla, también.
Şimdi Christine'i geri aldığında senin de bırakmayacağını söyle bana.
- Vamos, Christine.
- Hadi Christine.
Vas a tener que comer, Christine.
Bir şeyler yemelisin Christine.
Bueno, afortunadamente para mí, Christine es una niña, y no puedo comparar.
Çok şükür ki benim için Christine bir kız o yüzden beni pek etkilemiyor. *
A Christine no le va a pasar nada, ¿ de acuerdo?
Christine iyi olacak, tamam mı?
No creo que hayamos sido ni Christine ni yo.
Ben ya da Christine olmadığımız kesin.
¿ Quién, tú o Christine?
Ne, sen mi Christine mi?
- Le hablaré a Christine sobre esto.
- Bu konu hakkında Christine ile konuşurum.
Sí. Soy amiga de Christine Champles.
Evet var, Christine Chapels arkadaşım olur.
Christine, sí.
- Christine, evet.
Fue culpa de Christine.
Christine'in suçuydu.
- Fue Christine.
- Christine yaptı.
Estaba en la habitación de Christine y Nancy.
Christine ve Nancy'nin odasındaydım.
¿ Christine?
Christine?
¡ Christine!
Christine!
- ¡ Christine!
- Christine!
Andrea, es la mayor. ... Nancy, Cindy, Christine y April.
Bu Andrea, en büyüğü Nancy, Cindy, Christine ve April.
Papá, mamá se fue con Christine y April.
Baba! Baba! Annem Christine ve April'la gitti.
Andrea dice que Carolyn se fue con Christine y April.
Andrea buradaydı. Carolyn, Christine ve April'la gitmiş.
¡ Lleven a Christine al auto y encuentren a April!
Christine'i arabaya götür ve April'ı bul!
Dile eso a Christine.
Bunu Christine'e anlat.
CHRISTINA Y M.J. COMPARTEN UNA CASA JUNTAS Y TRABAJAN EL TURNO DE NOCHE EN UNA FÁBRICA.
Christine ve MJ aynı evde yaşayıp aynı fabrikada çalıştılar. Hatta, aynı bölümde.
Hey, Kristine.
Christine?
Soy Kristine, ella es mi hija, Dillon.
Christine.. benim kızım
Completamente frescos, porque Christine, John Mc Vie y yo veníamos de una sensibilidad musical completamente diferente.
Çünkü Christine ve John McVie ve Ben .. tamamen farklı müzikal.. ... hassasiyetlere sahiptik.
Como Christine mira de lado.
Christine nasıl dalgın görünüyor.
Los concurrentes de hoy son Gillian y Christine.
Bugünün yarışmacıları Gillian ve Christina.
Christine acaba de decir : "Yo soy una chica simpática y divertida."
Görüyorsun ya Christina diyor ki "Ben iyi ve eğlenceli bir kızım."
Christine y yo nos reunimos aquí y le propuse matrimonio en el invierno de 2003.
Christine ve ben burada tanıştık ve ona 2003 kışında evlenme teklif ettim.
Lori Amiga de Christine hizo un vestido a partir de tejido donado.
Christine'nin arkadaşı Lori bağışlanmış kumaştan bir elbise dikti.
En esta noche aquí en la isla de Ross, Christine Marie Gamble y Anthony Brendan Powell celebran su amor y compromiso con el otro. Y esta noche se unirán como marido y mujer en corazón, cuerpo y alma.
Bu akşam burada, Ross Adasında Christine Marie Gamble ve Anthony Brendan Powell birbirlerine olan bağlılıklarını ve aşklarını kutluyorlar ve bu gece kalpleri, ruhları ve bedenleri ile karı ve koca olarak sonsuza dek birleşecekler.
y Christine ha invernado ocho veces
Christine ise 8 kış geçirdi.
El otro día Vine desde fuera y Christine me preguntó hace frío afuera hoy?
Geçen gün dışarıdan geldim ve Christine bana dışarının soğuk olup olmadığını sordu.
Saffron, querida, es Christine, Acabo de hablar con su director de elenco y no se ve bien.
Saffron, tatlım, ben Christine, onların cast yönetmeni ile konuştum ama sonuç iyi değil.
Christine, mira.
Christine, bak.
Christine... no entiende el cú-cú.
Christine peek-a-boo'yu anlamıyor.
A la niña Kazurinsky le encanta el cú-cú y es un mes más joven que Christine.
Kazurinsky'nin çocuğu peek-a-boo'yu seviyor ve o Christine'den bir ay küçük.
Si preguntas por Christine...
Christine için soruyorsan...
No es sobre Christine.
Christine ile akalı değil.
Kristine!
Christine?
Kristine está allá atrás.
Christine arkada, ölebilir