Translate.vc / Spanish → Turkish / Cisco
Cisco translate Turkish
850 parallel translation
Y nada de contrabando entra o sale de Chesapeake sin que Rolph Cisco lo sepa.
Rolph Cisco'nun haberi olmadan hiçbir şey buradan ne kaçar, ne de uçar.
Quiero presentarle a un amigo mío, el Dr. Watson, Joe Cisco.
Dostum Doktor Watson'la tanışmanı istiyorum, Joe Cisto.
Lo hice cisco.
Muhteşemdi.
He hecho cisco tu carreta y no he visto nada.
Ben senin arabanı darmadağın ettim ve onları bulamadım.
Vaya a un lugar llamado Cisco Falls.
Cisco Şelalesi denen yere git. Cisco Şelalesi.
- ¿ Dónde está Cisco Falls?
- Nerede bu Cisco Şelalesi?
- No he visto cataratas en Cisco Falls. - No las hay.
Cisco Şelalesi'nde hiç şelale görmedim.
CISCO, CANDIDATO ÚNICO.
CISCO, Tek Aday
Cisco Kid está en la torre de control.
Kulede Cisco Kid var.
¡ Dales duro, Cisco!
Bırak alsınlar Cisco!
¡ Será un cisco con tu madre!
Annen yarın lafları verecek sana.
¿ Quieres ser "El Llanero Solitario" o "Cisco Kid"?
Lone Ranger mı olmak istersin, Cisco Kid mi?
Cisco, soy yo, Pancho.
Cisco, benim, Pancho.
Me ha seguido todo el tiempo.
Bak.Cisco.O, beni yazılarımdan tanıyor.
Pagarás tu traición, Cisco.
Bana karşı geldiğine pişman mısın, Cisco?
Despacio. El agua está a dos grados.
Sakinleş, Cisco.45 ° C'lik bir ısı olduğunu söylüyorum.50'nin üzerine çıkar.
- Oh, Cisco.
- Oh, Cisco.
Estábamos trabajando en Las Vegas... donde conocimos a Porfirio y a Cisco.
Ama Las Vegas'ta çalışıyorduk Porfirio ve Cisco ile de orada tanıştık.
Amigo, si alguna vez sientes que algo está mal, recuerda lo que le dijo Pancho a Cisco Kid ;
Bir şeyin yanlış olduğunu hissettiğinde o zaman Pancho'nun Cisco Kid'e söylediğini hatırla :
Cisco, ¡ hay fuego por todos lados!
Cisco yangin her yere yayilmis!
Cisco, ¿ estás ahí?
Cisco orada misin?
¿ Qué más tienes para mi, Cisco?
- Elinde baska ne var Cisco?
¿ Estás seguro de esto, Cisco?
Emin misin Cisco?
Esta es hecha en Cisco.
Bu Cisco'landi.
" Dos Botines, al igual que Cisco, se ha vuelto un buen amigo.
" Çift Çorap da Cisco gibi güvenilir bir dost haline geldi.
Ven acá, Cisco.
Buraya gel, Cisco.
Sin Iris rondando... o Barry rondando... o Cisco y Caitlin rondando.
Iris yokken, Barry yokken Cisco veya Caitlin yokken.
De acuerdo, ¿ qué tal si, ese día, Cisco descubrió que Wells es el Flash-Reverso, y entonces Wells lo asesinó?
- Demem o ki, ya o gün Cisco Wells'in Zıt Flash olduğunu öğrenmiş ve Wells de onu öldürmüşse?
Si nunca sucedió, ¿ cómo es que Cisco lo recuerda?
Hiç yaşanmamış olduysa Cisco nasıl hatırlıyor ya?
Tenemos que acceder a la memoria de Cisco de alguna manera.
Bir şekilde Cisco'nun anılarına ulaşmak zorundayız.
¿ Así que esto permitirá a Cisco poder ver dentro de sus sueños?
Bu şey Cisco'nun rüyalarının içine girmesini mi sağlayacak yani?
Vas a estar bien, Cisco.
- Hiçbir şey olmayacak Cisco. Pekala.
Cisco.
Cisco. Beni duyabiliyor musun?
Pensé que la secadora se la había comido. Concéntrate, Cisco.
- İşine bak Cisco.
Hola, Cisco.
Merhaba Cisco.
Cisco, es solo un sueño.
Cisco, o bir rüya sadece.
- ¿ Cisco?
- Cisco?
Cisco, vas a estar bien.
Cisco, sana bir şey olmayacak. O bir rüya sadece.
Te tengo un gran aprecio, Cisco.
Sana karşı sevgi beslemeye başlamıştım Cisco.
En el sueño de Cisco, él confesó todo.
Cisco'nun rüyasında her şeyi itiraf etmiş.
Él ve a Cisco como un hijo.
Cisco'yu oğlu gibi görüyormuş.
Muy bien, Cisco, sabes que cuando llegue necesitas estar trabajando en la trampa así que te ve apagando el holograma.
Pekala Cisco, buraya geldiğinde tuzak üstünde çalışıyor olman gerekiyor. Hologramı kapattığını falan görmeli.
Dónde... ¿ dónde está Cisco?
- Cisco nerede? - Depoya indi.
Eres en verdad increíblemente inteligente, Cisco.
İnanılmaz derecede zeki bir insansın Cisco.
Eres inteligente, Cisco.
Akıllı birisin Cisco.
¡ Cisco!
Cisco!
¿ Cisco, estás bien?
- Cisco, iyi misin?
Cisco, llámame cuando tengas una ubicación.
Cisco, yerini belirlediğinde ara beni.
¿ Rolph Cisco?
Rolph Cisco.
No, solo que era importante. Bien por Cisco.
Aferin Cisco'ya.
Vamos, Cisco.
Hadi Cisco.