Translate.vc / Spanish → Turkish / Citroën
Citroën translate Turkish
81 parallel translation
- Déjame las llaves del Citroën.
Bak Alice, anahtarları bana ver, tamam mı? Citroen'i almam lazım. Neden?
Es el del edificio blanco cerca de la Citroen.
Citroën fabrikasının yakınındaki büyük beyaz bina.
En el Citroen negro.
Siyah Citroën'de.
La realidad cotidiana de la opresión burguesa... la realidad de las luchas.
Citroën. Javel. Sabah vardiyasi.
Citroën, Javel, turno de mañana. La fraternidad de las clases antagonistas.
Kardeslik 1789 yilinda ilan edildi, 1871 ve 1968,
Entonces, compró un D.S. y me vendió su Mercedes.
Böylece bir Citroën aldı, Mercedes de benim oldu!
Así seguís siendo fiel a Citroën, sólo dais un salto en el tiempo, y estáis al v olante del antepasado de v uestro coche.
Çok eğlenceli Citroen'in ilk modellerinden... Sizin arabanın atası olabilir!
Fue atropellado por un Citroën.
Sag tarafïna bir Citroën çarpmïs.
Un Citroën negro.
Siyah bir Citroen.
"Es evidente que el nuevo Citröen viene como caído del cielo..." Roland Barthes.
"Belli ki yeni Citroën gökten inmiş..." Roland Barthes
Conozco ese lugar. El Hotel Citroën.
Orayı biliyorum, Citroen Oteli.
Yo tenía un Citroën del 52 cuando tenía tu edad.
Senin yaşındayken 52 model bir Citroen kullanıyordum
Un Citroën DS.
Bir Citroën DS.
El Messerschmitt KR200, el Citroën 2CV prototipo, y el auto Smart de Mercedes...
The Messerschmitt KR200, Citroen 2CV protatipi, the Mercedes Smart Car...
A las 3 : 19, un hombre cuya apariencia concuerda con la de Frost camina hacia un Citroën DS Sedán, modelo 1971 azul pálido de techo plateado.
Saat 3.19'da Frost'un tarifine uyan bir adam açık mavi renkte, üstü gümüş gri olan 1971 model bir Citroen DS sedana yürüyor.
¿ Qué pasó con el Citroen?
Citroën'e ne oldu?
El vehículo es un Citroën azul, de unos 30 años con placa de California.
30 yaşlarında mavi bir Citroen Kaliforniya plâkalı.
Citroën nos ha enviado una foto del nuevo DS5.
Citroen bize yeni DS5'lerinin resmini yolladı.
Este es el Citroën DS3 Racing y hace todo lo que un utilitario deportivo debe.
Bu citroen DS3 racing ve bir hatchback'in yapması gereken herşeyi yapıyor.
En cualquier otra ciudad el Renault y el Citroën se consideran pequeños.
Başka bir şehirde, Renault ve Citroen'nin oldukça küçük olduğu düşünülebilir.
Siendo justos, el Fiat y el Citroën tienen un equipamiento muy similar.
İçtenlikle söylüyorum, Fiat ve Citroen ekipman açısında oldukça benzer tasarlanmış.
- ¡ Es como los Citroen!
- Citroenler'severim!
Hoy le toca al Citroen H 31854.
Bugün Citroen H 31854 görevde.
¿ Tienen algo en contra de los Citroen, hoy?
Citroen marka araçlarla ilgili bir durum mu var bugün?
Pararon a otro Citroen negro detrás de nosotros.
Arkamızdaki siyah Citroen'i de durdurdular.
He secuestrado al hijo del director de Citroën.
Citroën yoneticisinin çocuğunu kaçirdim.
Citroën negro, 438ZA75.
Plakası 438ZA75.
En cuanto a mi padre... Se levanta a las 6 de la mañana... a las 7 está en su 2CV. "Un jefe llega antes que sus trabajadores... y termina después que ellos para ser un buen ejemplo."
Babama gelince sabah saat altıdan yediye kadar büyük Citroen'inde. "Bir patron, iyi bir örnek olmak için, işçisinden önce gelir ve onlardan sonra çıkar."
Ud. está a bordo de un 1 1 CV Citroen.
Altınızdaki bir Citroen 1 1 CV.
De ti, del coche del cadáver, de las balas, de todo eso.
Senden, içinde bir ceset bulunan 2 CV Citroen'den kurşun izlerinden, işte bunların hepsinden...
¿ Ha establecido la relación la balística?
Citroen ile onu, balistik raporu sayesinde mi ilişkilendirmişler.
¿ Un concesionario Citröen?
Başlangıç noktasına döndünüz demek.
La semana pasada tomé el Citroen.
- Geçen hafta Citroen bendeydi.
Habrà visto algún programa de "¿ Itimas preguntas", "Sor Citroen"...
Ama eminim "Ahret Soruları" ve "Rahibe Citroen" gibi programları mutlaka seyretmişsindir.
El Citröen 15 es formidable.
Citroen 15 harikadır.
Salió de un coche gris. Un Citroen.
Küçük, gri bir Citroen'den çıkmış.
Fue el mejor Sedan Citroen que pusieron en venta.
Şimdiye kadar çıkmış olan en iyi Citroen'di.
C, "La canción de Citroen".
C şıkkı. Citroen.
¡ C, de Citroen!
C, Citroen!
Eso es un Citroen.
O bir Citroen.
Cuidado, está sucediendo. La esquina de Mozart.
Mozart-Citroen köşesinde pozisyon alıyorlar.
- ¡ Un camión semioruga Citroen de 1925!
1925 model bir Citroen yarı-tırtıl!
- ¿ Qué estás pintando en mi Citroen?
Citroen'ime ne yapıyorsun?
- ¡ Estamos conduciendo un semioruga Citroen genuino!
Gerçek bir Citroen yarı-tırtıl kullanıyoruz!
Es la bitácora de explorador del Citroen.
Citroen kaşifinin notları.
- Si Citroen había escrito eso sobre los judíos, tú dirías que ellos no lo entendieron.
Eğer Citroen'in Yahudiler hakkında yazsaydı onların anlamadıklarını söylerdin.
- Te crees más inteligente que André Citroen.
Andre Citroen'den daha mı zeki olduğunu düşünüyorsun?
Leeré la guía de Citroen en otro momento.
Citroen rehberini sonra okurum.
Es un Citro en Xantia.
Bir Citroen Xantia.
Ha plagiado el Tiburón.
Citroen DS'ten araklamış.
Ese coche, querido amigo, es un DS.
Bu araba, sevgili dostum bir Citroen DS.