English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Col

Col translate Turkish

2,716 parallel translation
A este, le agregué col silvestre y está dulce... se llama ¡ Oh! Honey *. ( * cariño )
Bu balla tatlandırılmış bu yüzden adı "Oh Honey".
¿ Y está bien que La abuela Loshuja esa primero me prometió tocino, y después me dio un caso de col?
Peki bu normal mi? Yalancı ninem önce pastırma dedi, sonra lahana verdi?
Y ella ya estaba con el cazo de col en la mente.
Lahanayı da almış...
Ese niño le echó al otro niño ensalada de col.
Çocuğun teki diğerine salata fırlattı.
Fui al lugar de los jugos, te traje uno de col con ginseng.
Gelirken manava uğrayıp sana kavun ve jinseng aldım.
Te traje uno de col y ginseng porque es...
Bana kavun ve jinseng almanın sebebi...
Extra de col en la mía.
Fazladan turşu bende.
Gracias por el préstamo de sus brazos fuertes, Col.
Güçlü kollarınla verdiğin destek için teşekkürler, Col.
Siempre que no sea bajo la condición de que me case con Col.
Col'la evlenmemize uygun koşullar oluşmadığı için bunca zaman geçti.
Son unos verdaderos hombrecitos al ayudarme a cultivar la col de éste año.
Bu yılın lahana hasadında bana yardım etmeniz büyük incelik.
Aquí está el suministro de col, para cada uno de los Judíos de la costa este con la deliciosa ensalada de col ellos ansían.
Bu lahanalar doğu sahilindeki her Yahudi'nin istedikleri enfes lahana salatasını yapmalarını sağlayacak.
Puedes hacer lo que cualquier buen amigo haría... ayuda a mi Judío tío granjero a cosechar sus coles parlantes a tiempo para hacer ensalada de col para el desayuno de Yom Kippur.
Her iyi arkadaşın yapacağını yapabilirsin, Yahudi çiftçi amcama Yom Kippur orucu için gereken lahana salatasında kullanılacak konuşan lahanayı toplamasında yardım edebilirsin.
* Ya sea con chirivía o pimiento o col o calabacín * * me gusta relajarme con un Martini de espinacas *
Yaban havucu veya biber, lahana veya kabak! İçip rahatlıyorum ıspanaklı martiniyle.
Puede darle a una col desde 600 millas de distancia.
966 km mesafeden bir lahanayı vurabiliyor.
El olor a carne curada y col del 2C.
3B'den gelen alman tekno müzik sesi.
- ¿ Sí? ¿ Sabes lo que te llevaría al siguiente nivel? La ensalada de col "Thissi-io KHAOtamerind" que aprendí a hacer cuando fui a construir orfanatos a Bangkok.
Phuket'te yetimhane inşa ederken öğrendiğim "Si-io KHAO" denilen hint hurması salatası.
Querían col de napa y corchorus. ¿ Cómo está?
Nappa ve mulukhiya kabağı istiyorlar.
Conocí a un capataz llamado Lynch allá por la primera Guerra del Golfo.
İlk Çöl Fırtınası sırasında Lynch adında birini tanımıştım.
Y nosotros lo volvimos a robar durante la Guerra del Golfo.
Evet ama Çöl Fırtınası sırasında onu geri almıştık.
Pero los edificios siguen allí.
Tüm çöl bir köye dönüştürüldü
Son conjuros del desierto, salvajes.
Artık değiller. Çöl büyücüsü, caniler.
# El desierto y la muerte #
Çöl ve ölüm
Sólo ama a mujeres del desierto.
O yalnızca çöl kadınlarını sever.
Este es el desierto.
Burası çöl.
¿ Dónde han puesto a las damas del desierto con pechos turgentes?
Koca memeli çöl bakirelerini nereye koydunuz?
Si no fuera por la Universidad, Toda esta área sería un desperdicio económico. No lo es?
Bu üniversite burada olmasa tüm bu bölge ekonomik bir çöl olarak kalacaktı.
# La dama, dama, dama, entiende # # Así que sueña por el futuro # # Agua para la arena #
Bayan anladı ki,... gelecek için hayal,... çöl için suydu aydınlanma.
Mi hijo olvida las costumbres del desierto.
Oğlum çöl kurallarını unutuyor.
La ley del desierto dice que la sangre de la víctima debe lavarse con la sangre de los asesinos.
Çöl kanunları, kurbanın kanına karşı katilin kanını ister.
- Refugio del Desierto.
- Çöl Dinlencesi.
ASALTO EN EL DESIERTO John Kane
Çöl Saldırısı John Kane
Col?
!
Bueno, no es el que anda...
Col mu?
Es un hombre decente.
Col iyi bir adam.
Hoy va a ser un día abrasador en el desierto, así que vístete como corresponde.
Çöl bugün felaket sıcak olacak, uygun giyin.
No voy a ir de compras con Priscilla, Reina del desierto.
Çöl kraliçesi Priscilla'yla alışverişe çıkacak değilim.
Porque prefiero estar en un purgatorio de arena contigo que en el infierno de no saber si volveré a verte de nuevo.
Çünkü çöl benzeri bir yerde seninle ölmeyi burada seni bir daha görecek miyim diye beklemeye tercih ederim.
Saludos, moradores del desierto.
Merhabalar, çöl sakinleri.
" Aunque hermoso, el desierto también albrga peligros ocultos :
"Güzel olmasına karşın çöl içinde birçok tehlike barındırır :"
- Este lugar te matará antes.
- Çöl seni onlardan önce öldürecek.
¿ Qué te hace pensar que es tuyo?
Senden olduğunu düşündüren şey nedir, seni çöl köpeği?
A menos que el aire del desierto seque sus senos, en caso que tendré que arrastrarme hasta allá con el humidificador grande.
Tabii çöl havası yüzünden sinüsleri kurursa bizim büyük nemlendiriciyi alıp yanına gitmem gerekir.
El poderoso Sheldor, elfo de sangre nivel 85 héroe de los reinos del Este ha sido despojado de todo, como un cadáver al sol del desierto.
85. seviye kan elfi, yüce Sheldor doğu krallıklarının kahramanı çöl güneşine bırakılmış bir ceset gibi çırılçıplak kaldı.
Sólo he visto esta clase de cosas en gente muerta, durante la "Operación Tormenta del Desierto".
Şimdi, daha önce böyle bir şeyi sadece çöl fırtınası operasyonu sırasında ölülerde görmüştüm.
con que los tienes entrenado. me agradas esto es una "Aguila del desierto" ( desert eagle ) es la arma mas poderosa q hay en las calles y es una niñada comparado a lo que yo vendo te hablo de USAS-12S,
Elemanları eğitmişsin. Tuttum bunu. Bu bir Çöl Kartalı.
Dejó otra vez la col.
Yine lahanasını yemedi.
El viento del desierto le ha enseñado a ser valiente y soplar cuando nosotras contenemos la respiración.
Ama biz nefesimizi tutarken o çöl rüzgârı gibi esiyor.
Le persiguió por medio planeta desierto.
Onu bulmak için bir çöl gezegeninin yarısını geçti.
Ha estado ocho años en activo con el ejército, seis años como reserva, y vi como trabajaba en la Tormenta del Desierto.
Orduda sekiz yıl aktif görev yaptı. Altı yıl yedek kaldı ve onu çöl fırtınasında operasyonda gördüm.
Viven de la energía geotérmica.
Toprak altında yaşayan çöl yaratıkları. Jeotermal enerjiyle yaşarlar.
Bien, pero sin la pista última, Solo tenemos el vasto desierto.
Tabii, son ipucu olmazsa, sadece sonsuz bir çöl vardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]