Translate.vc / Spanish → Turkish / Compete
Compete translate Turkish
72 parallel translation
Eso no me compete. "
Beni ilgilendirmez.
Eso no me atañe y no le compete a esta oficina.
Bu bizim yetki alanımızda değil.
- ¿ Y a quién le compete?
- Kimin yetki alanında peki?
Si vas a uno, te dice que no le compete.
Biri bunun kendi yetki alanında olmadığını söylüyor..
- Vayamos al asunto que nos compete.
- Tartışma başlatalım öyle ise. - Pekala.
No nos compete el orden interno.
Biz ülke içindeki düzenle ilgilenmiyoruz.
- Es una lucha que no nos compete.
- Bizim olmayan kavgaya girme riski.
Y la razón para ello es porque hasta donde compete a esas listas de invitados, no he nacido aún.
Bunun sebebi ise daha doğmadımdan konuk listesine alınmadığım için.
Y la razón para ello es porque hasta donde compete a esas listas de invitados, no he nacido aún.
Bunun sebebi ise daha dogmadimdan konuk listesine alinmadigim için.
Su caso no me compete.
Tıbben benim servisime yatamaz.
El puesto me compete.
Yâverliğe layığım ben.
No debería involucrarse en lo que no le compete.
Seni ilgilendirmeyen işlere karışmamalısın.
Dice que es un asunto local que le compete al Juez Wilkins.
Bunun mahalli bir sorun olduğunu ve Yargıç Wilkins'le halledilmesi gerektiğini söylüyor.
Su solicitud compete a las autoridades de su nuevo país.
Bu konu, ait olduğunuz ülkenin sorunu.
Me compete crear la última vacuna para el último vírus.
En büyük hastalık için en iyi ilacı üretmek benim işim
Pero vuelvo a decir, no me compete a mí juzgarlo.
Ama yine de, onları yargılamak bana düşmez.
Compete al juez hacer que se sientan estúpidos. ¡ Basta!
Onlara kendilerini aptal hissettirmek de yargıca kalmış. Kes şunu!
O sea, vencer a la compete...
Bilirsin, rekabeti yenmek için...
Ciertas agencias están difundiendo alguna noticia que le compete.
Bazı gazetelerde sizin hakkınızda yazılar çıkıyor.
- Y nos compete a todos.
- Ve bu hepimizi ilgilendirir.
"Al demonio esa democracia" ¿ En qué me compete?
"Cehennem demokrasinin" Ben nasıl rekabet eder?
Si esto es sobre Aaron, no te compete.
Eğer Aaron hakkındaysa, seni ilgilendirmez.
No, Sra. Logan, no me compete, y no estoy aquí para hablar de eso.
Hayır, Bayan Logan, bunu tartışmak için gelmedim.
Estás muy equivocada, Trixie y sin que importen tus buenas intenciones más allá de lo que te compete.
Yanılıyorsun Trixie. Ve ne kadar iyi niyetli olsan...
y aquí por supuesto, sé que esto no me compete pero a fin de comenzar una negociación yo diría que el 5 % de sus propiedades en las colinas.
Ama pazarlık içinde olduğumuz için, Hills'deki malvarlığınızın % 5'lik hissesini istiyorum.
- ¿ Y por qué le compete a usted?
Bu sizin alanınızı aşar.
No le compete a tu equipo.
Takımın buraya ait değil.
Creo que este lío es un tema que compete al Departamento de Justicia.
Bence bu keşmekeş, Adalet Bakanlığı için bir soruna dönüştü.
Eso no te compete decidirlo, ¿ cierto?
Bu senin verebileceğin bir karar değil, değil mi?
Es algo que ya no te compete.
Bu artık senin işin değil.
Me temo que eso le compete a Neurología.
- Korkarım ki, nörolojik bir problem.
Parece que esto si te compete
Rakiplerin var galiba.
Excepto que, por lo que compete al servicio de emergencias, Estás de vacaciones, ¿ verdad?
Tabii Acil'dekiler seni tatilde bilmiyorsa, haksız mıyım?
Cuando un artista es tan grande como John Everett Millais, no compete a una modelo el interrupirlo.
Bir sanatçı, John Everett Millais kadar büyük olduğunda işini bölmek bir modelin haddine değildir.
tanto como me compete, soy culpable.
Onlara sorarsan, kahrolası bir suçluyum.
No nos compete precisamente, ¿ verdad, Ray?
Bu pek CID işi değil, öyle değil mi, Ray?
Exacto, ahora a los que nos compete.
Doğru, başlayabiliriz.
No te vayas. Esto nos compete a todos.
Çekip gitme öyle!
Es una responsabilidad que nos compete.
Ve bu bizim sorumluluğumuzda.
¿ Eso no les compete a ellos?
Onlara sıkıntı veren de bu değil mi?
Matar no es algo que le compete a un hombre.
Bir canı alma kararını insanlar veremez.
No, esto me temo que me compete únicamente a mí.
Yok, korkarım ki bu sefer işler sarpa sarmış.
¿ Cómo va? En lo que me compete, siempre trabaja.
- Ödevlerini sürekli eksiksiz yapıyor.
Señorita Laia, eso es algo que no le compete, es parte del funcionamiento de esta escuela.
Bayan Laia, bu sizi ilgilendirmez. Bu okulun operasyonu ile ilgili bir konu...
En lo que a mí me compete, no hay otros herederos además de ustedes dos, el patrimonio completo será dividido en partes iguales entre ustedes.
Bildiğim kadarıyla ikiniz dışında başka bir varis olmadığından, o gayrimenkul de ikiniz arasında eşit olarak bölünecek.
Decidas lo que decidas... los asuntos del hospital se encuentran en tu jurisdicción, a mí no me compete.
Evet. - Ne yapıyorsun? - Yarın sabah için çorba hazırlıyorum.
Sra. Florrick, eso no le compete.
Bayan Florrick, bu sizin iddia edebileceğiniz bir şey değil.
Le compete al Sr. Burke.
Bay Burke'in iddiası.
El secuestro de su familia compete a la policía.
Ailesinin kaçırılması polisi ilgilendirir.
¡ Era el único modo de espantarlos y hacerlos callar! Pero eso te compete a ti.
Bu senin işin.
Eso no me compete.
O benim bölümün işi değil.