Translate.vc / Spanish → Turkish / Concepción
Concepción translate Turkish
398 parallel translation
Me temo que nuestro pobre Hugh tiene una concepción desvirtuada de su cariñito de juventud.
Korkarım zavallı Hugh çocukluk aşkını halen hülyalı gözlerle görüyor.
He madurado en mi concepción de lo que es la vida.
Hayatı algılayışım olgunlaştı.
Y la gente tiene una nueva concepción del valor del beso.
Ayrıca insanların öpücük konusunda da yeni değer yargıları var.
Marie, eso significaría-- - que toda la concepción de la naturaleza de la materia-- - habría de ser cambiada.
Marie, şu anlama gelir maddenin doğasına ilişkin tüm kurgu değişebilir.
¿ Y si es la concepción de la ciencia actual la equivocada?
Ya bilimin kurgusu yanlışsa?
Creo que la primera concepción al aire de la televisión Será lo principal.
İnanıyorum ki televizyonda ilk canlı yayın döllenmesi hâlâ gerçekleşebilir.
Los hombres son los que han inventado la inmaculada concepción junto al Señor.
Siz erkekler tanrı ile bir olup ruhani kavramlar uydurdunuz.
Cambié entonces la concepción de mi equipo para generar estas poderosas descargas eléctricas.
Bu şiddetli güç yüklemelerini yaratmak için cihazımın dizaynını değiştirdim.
Lee, ha sido un largo y duro camino desde la concepción a la ejecución, pero lo logramos.
Lee, kavramdan uygulamaya uzun ve zor bir dönem oldu ama oğlum, sonunda başardık.
Ángela, ¿ qué haces? Recojo... recojo flores para la Inmaculada Concepción.
Bakire Meryem günü için çiçek topluyorum.
Es mi concepción del pecado original.
Benim yenilmeye hiç niyetim yok.
" El problema, en mi opinión, está en nuestra concepción del mundo.
" Bana göre sorun, dünyaya olan bakış açımızın içinde saklı.
No, descarte esa idea desde su concepción, mi buen señor.
Hayır, bayım düşünceniz daha en başından çürüdü.
- Tu sabes, mi concepción por ahí debería decir mi concepción equivocada respecto a Kate es que todo todo sobre el sexo estaba siempre conectado a la intimidad para ella.
- Anladığım kadarıyla yada Kate hakkında yanlış anladığım kadarıyla herşey sex hakkında, herşey her zaman onun için içtenlikle bağlantılıydı.
Será preciso, antes o después... que se dirija... la concepción humana.
Er ya da geç bu anlayışı bir şekilde kontrol etmek zorunda kalacağız.
El placer físico no está mal... ya que... debe conducir a esa concepción que se desea.
İstenilen zevke öncelik verilirse fiziksel haz genelde yanlış değildir.
No puedo cambiar mi concepción.
Farkındalıklarımı değiştiremem.
Muy pronto sabré... si tu concepción de Dios es verdadera.
Pek yakında Tanrı'nın senin kafandaki gibi olup olmadığını öğreneceğim.
Brillante en su concepción, audaz en su ejecución.
Teoride mükemmel, pratikte cüretkar.
- No según vuestra concepción.
- Hayır, anladığın şekliyle değil.
- Concepción por diseño... nacimientos en laboratorios, educación por TV... nuevos sueños, nuevos odios, nuevas guerras... un bello proceso de suicido social sin propósito alguno.
- Deney tüpleri anlayışı, laboratuvar doğumları. TV eğitimi, görkemli yeni rüyalar, görkemli yeni nefretler, görkemli yeni savaşlar. Toplum intiharının güzel, amaçsız bir süreci.
Me puso por delante la decadencia... que, supongo, representa su concepción del mundo occidental.
Bana bir kokuşmuşluk karnavalı gösterdiniz anladığım kadarıyla Batı Dünyası için düşündüklerinizi temsil ediyordu.
Aquí "La Concepción" la infancia de Jesús la Anunciación...
Bakın burada "Meryem'in Günahsız Gebeliği" sonrasında da "Öykü" var. Burada bebekliğiniz, çocukluğunuz, gençliğiniz var tebliği ve evlilik.
No tenía concepción alguna del instrumento.
Müzik aletleri hakkında hiçbir bilgisi yoktu.
Primero, la Inmaculada Concepción.
İlki, "Lekesiz Gebelik".
... la dialéctica es un escándalo y una abominación... para las clases dirigentes y sus ideologías doctrinarias... porque en la concepción positiva de las cosas existentes... incluye al mismo tiempo... inteligencia de su negación fatal de su destrucción necesaria ;
Diyalektik materyalizm, sınıf liderleri ve onların ideolojileri için bir skandal ve menfur bir şeydir. Çünkü nesneleri oldukları biçimde algılamak aynı zamanda onların mutlak olumsuzluk ve gerekli tahribatı bilgisini de içine alıyor.
Lo que sabemos ahora de Solaris, parece un montón de hechos aislados, incoherentes... que no pueden ser enmarcados en ninguna concepción creíble.
Solaris hakkında tüm bildiklerimiz... bana herhangi bir kavrayışla bir araya getiremediğimiz... bir ayrık olgular dağını hatırlatıyor.
" Para ellos fue más bien una concepción de los viejos días de la realeza, cuando uno se limitaba a canjear un par de provincias, o a pagar un determinado número de millones y abandonaba el trabajo diario,
Herşey eskisi gibi olacak sanıyorlardı. En fazla bir kaç şehir el değiştirir biraz da savaş tazminatı verilirdi. Bir dahaki sefere de şans onların yüzüne gülüverirdi.
Debe coincidir con Una nueva concepción del hombre.
Yeni bir "insan" görüşüne erişmek zorundayız.
Necesariamente debe coincidir con Una nueva concepción del hombre.
Yeni bir "insan" görüşüne erişmek zorundayız.
"Película política que denuncia la esclavitud de la clase obrera... " y define una concepción de las relaciones humanas.
Politik film, işçilerin ağır çalışma koşullarını gözler önüne sererken insan ilişkileri kavramına yeni bir tanım getiriyor.
Estamos al borde de una serie de hallazgos que transformarán nuestra concepción de la vida humana.
İnsan hayatı kavramını tamamen değiştirmesi muhtemel bir dizi keşfin eşiğindeyiz.
- Malditos desde el momento de su concepción.
- Başlangıçtan beri lanetliydiniz!
Estoy construyendo la cabeza... de la Inmaculada Concepción.
Kusursuz döllenmeden oluşmuş bir kafa yaratacağım.
El momento de la concepción. "La vida estrecha la mano de la muerte".
Rahime düşme anında yaşam, ölümün elini sıkar.
¿ Esta es su hija, Concepción?
Bu kızınız Concepcion mu?
Mi esposa tiene una concepción romántica de la familia, ya sabe.
Karımın duygusal fikileri vardır, ne demek istediğimi anlarsınız.
Concepción.
Concepcion.
Abundio, el bien amado de Concepción.
Abundio, Concepcion'nun tam zıttıdır.
Qué te pasa, Concepción, ¿ no es esto lo que querías?
İstediğin bu değil miydi Concepcion?
¿ Se las ingenia la naturaleza para que, aun con una máquina del tiempo no podamos evitar nuestra propia concepción?
Böyle bir zaman makinasıyla bile bilincimizi koruyarak zamanda atlamalar yapmak doğanın kurallarına uygun mu?
Nuestra concepción del cosmos la ciencia moderna y la tecnología se remonta a preguntas hechas por las estrellas.
Kozmosu kavrayışımız tüm modern bilim ve teknoloji yıldızlardan doğan soruların izini sürüyor.
- La Inmaculada Concepción.
- Şey, lekesiz, kusursuz gebeliğin başlaması.
- Concepción está chupado.
- Lekesiz kolay...
Concepción, Thomas. Cuidado con las "ces".
Lekesiz Thomas. "K" lere dikkat!
? Cuando es el mejor momento de la mujer para la concepción?
Pekala, bir kadının gebe kalması için ayın en uygun zamanı nedir?
-? Qué quiere decir concepción?
- "Gebe kalmak" ne demek?
Nunca hubo una concepción como ésta.
Böyle bir gebelik hiç olmadı.
Sólo hablamos de la concepción.
Ama sadece parçayı kavraman hakkında konuşalım.
A Concepción sólo le falta una pieza de oro para conquistar el derecho a la felicidad.
Kızlar 16 veya 18 yaşına geldiklerinde hayallerini gerçeğe dönüştürmek için Concepcion, altın bir bilete ihtiyaç duyar - sadece bir tane -.
- Deletrea Inmaculada Concepción.
- Bunu dene.