Translate.vc / Spanish → Turkish / Copé
Copé translate Turkish
3,153 parallel translation
Frankie, ¿ llevarás a los técnicos criminalistas a revisar la basura?
Frankie, teknisyenleri alıp çöpe bakmaya gider misin?
Intentando echar mierda sobre mi como lo hace usted ahora mismo.
Tıpkı şu an yaptığın gibi beni çöpe atmaya çalışıyor.
Lo tiré.
Çöpe attım.
¿ Tiraste el pollo?
Tavuğu çöpe mi attın?
Envíe su currículo al cuarto piso y estaremos en contacto.
Özgeçmişini dördüncü katta bir yerde çöpe at ve biz seninle iletişime geçeriz.
Otra innovación de Frond que se va a la mierda.
Bir başka Frond inovasyonu daha çöpe gitti.
Dile eso al portero en "Gilley's" quien trató de sacarme mi envase de café lleno de Dolores. Va a estar bien.
Sen git onu dolu kahvemi çöpe atmaya çalışan Gilley's güvenlik görevlisine sor.
Caminando por la calle, alguien lo tiró desde una ventana a un contenedor.
Yolda yürürken birisi camdan çöpe attı.
Ahora los federales tendrán que desechar su testimonio.
Artık federaller ifadesini çöpe atmak zorunda kalacak.
A nadie le disgusta Lena más que a mí, pero acusarla de asesinato por el perfume que utiliza equivale a un suicido profesional.
Kimse Lena'dan benden fazla nefret edemez ama sürdüğü parfüme dayanarak onu cinayetle suçlamak kariyerimizi çöpe atmakla eşdeğer.
Tíralo a la basura.
- Çöpe at falan. Fırlatma ama.
Estaban caducados. Los he tirado a la basura.
Onların tarihi geçmişti, bende onları çöpe attım.
Yo tiré los cómics ayer antes de que Gus pudiera leer Foxtrot.
Ben de Gus'la Foxtrot'u * okuma şansı bulamadan çizgi romanı çöpe atmıştım.
Con todo respeto, usted dijo que podía ir tras Kane a voluntad si sorteaba ese ciclo de noticias.
Tüm saygımla, Kane'in üzerine gidebileceğimi siz söylemiştiniz. Eğer şimdi bırakırsam bu haber çöpe gider.
¿ Solo tira sus cosas a la basura o...?
Bütün eşyalarını öylece çöpe mi atacaksınız yani?
¿ Entonces, por qué no se deshizo de todo el artículo?
Madem öyle, neden makaleyi komple çöpe atmadılar?
Siéntete libre de arrojarlo a la basura.
Çöpe atabilirsin.
Entonces, tíralos a la basura.
Onları çöpe at.
Esta es una metida de pata multimillonaria.
Bu multi milyon doların çöpe gitmesi demek.
Tenía un plan, y de repente lo estaba echando todo a perder para luchar contra los rusos.
Ama birden ben Ruslarla savaşmak için bütün bu planı çöpe atıyordum.
Tiré otra hace un par de días.
Birkaç gün önce bir tanesini daha çöpe attım.
Rápido, antes de que sea demasiado tarde.
Çöpe gitmeden acele edin.
Parece que cuando compré el letrero de "Cerrado", sólo desperdicié el dinero.
Görünüşe göre "Kapalı" tabelasını alarak... -... paramı çöpe atmışım resmen.
El tipo que le disparó tiró el arma.
Ateş eden adam tabancayı çöpe atmış.
Eh, Lonnie. Quiero que te pongas ahí y me digas si puedes ver la cara del hombre que tiró la pistola a la basura, ¿ vale?
Lonnie, burada dikilip silahı çöpe atan adamı bana göstermeni istiyorum, tamam mı?
Tiraste el arma en aquel contenedor, y alguien la encontró... y la disparó.
O silahı çöpe attın bulundu ve ateşlendi.
- ¡ No los tires!
- Çöpe atma onları!
Puedes tirarla si no te gusta, e intentaremos otra cosa.
Yani beğenmezsen çöpe de atabilirsin.
Ud. se encargó de tirarlos a la basura.
Onları çöpe atmak suretiyle icabına baktın.
El viejo tuvo lástima de tirar las cosas y los sueños que otros han dejado atrás... Y salvó todo.
İhtiyar da bu gelenlerin ardında bıraktıkları şeyleri yani onca yiten hayali çöpe atmaya kıyamayıp saklamış.
¡ Todo lo que toco se convierte en basura!
Dokunduğum herşey çöpe dönüşüyor!
Pensé que te habías deshecho de esa cosa.
Çöpe attın sanmıştım.
¿ Esperas que me crea que esta mujer va a tirar su vida entera a la basura solo por acostarse con su ex-marido en su noche de bodas?
Benden, o kadının eski kocasıyla yatmak için tüm hayatını çöpe atacağını mı söylüyorsun?
Morí para que tú pudieras vivir, y tú echaste ese regalo a la basura.
Sırf hayatta kalman için kendimi feda ettim, sense sana verdiğim hediyeyi çöpe atıyorsun.
La agarró y la tiró en la basura.
Sincabı aldı ve çöpe attı.
- La tiró.
- Çöpe atmış.
No, era sólo un poco del dulce néctar que tiraste por el fregadero hace 20 años.
Yok, sadece 20 sene once cöpe attigin o tatli sekeri tatmani istedim o kadar.
Las casas y las malditas alcantarillas.
Sadede gelemedik ve cöpe atildik.
El otro día, le vi buscando la manivela delante de su coche.
Geçen sabah geri dönüşüm kutusunu çöpe boşaltacaktı.
La observaba tirar las botellas de agua vacías, recoger cuadernos y bolígrafos.
Onun boş su şişelerini çöpe atışını izlerdim. Not defterlerini ve kalemleri toplar.
¿ Eso es canadiense?
Salla çöpe ya.
Tíralo en la basura.
Ne atacağım çöpe be?
No os envidio, pero por favor cuidaos de no arruinar todo vuestro esfuerzo.
Aşkı sana çok görmüyorum, ama lütfen çok dikkatli ol. Tüm emeklerini çöpe atma.
Me encuentro contigo, algún mamón tira un perrito caliente casi perfectamente bueno...
Sana rastlıyorum. Gerzonun biri, çöpe neredeyse tertemiz bir sosisli atıyor.
Vale, ¡ solo necesito tiempo para tirar a la gata!
Tamam. Kediyi çöpe atmak için bana zaman lazım!
Me obliga a poner todos mis casetes en la bolsa.
Ve sonra kayıtlarımı Çöpe atmam için beni zorladı.
Así que les dije que lo titatan a la basura. Que.
Bu yüzden onlara çöpe atmalarını söyledim.
- ¿ Por qué tomó diez años de matrimonio y lo tiró por el inodoro?
- Neden karım on yıllık evliliğimizi çöpe attı?
Todos los años, los niños de Gravity Falls tiran todos los caramelos que no quieren al vertedero.
Her yıl, Esrarengiz Kasaba'nın çocukları işe yaramaz şekerleri çöpe atıyorlar.
¡ Lo estás tirando todo por la borda!
Her şeyi çöpe atıyorsun.
¿ Cómo evitar que arruine su legado? ¿ Que tire 40 años de trabajo a la basura?
Adamın mirasını mahvetmesini ve 40 yıllık emeğini çöpe atmasını nasıl engelleyeceğiz?