Translate.vc / Spanish → Turkish / Coral
Coral translate Turkish
908 parallel translation
Y fíjate si hay coral.
- Mercana dikkat et.
Las tablas están sueltas, y el fondo está lleno de coral.
Kaplamalar çıkıyor ve dipte mercanlar var.
De Tahití, las islas Virgin, el Mar del Coral.
Tahiti, Fiji Adaları, Mercan Denizi.
CORAL CHANDLER Cantante de cabaret, causa del crimen
Cinayete sebep olan şarkıcı
Damas y caballeros, Coral Chandler.
Bayanlar ve baylar, Bn. Coral Chandler.
Rip, soy Coral, Dusty.
Rip, ben Coral, Dusty.
¿ Desde cuándo conoce a Coral Chandler?
Coral Chandler'ı ne kadar zamandır tanıyorsun?
- Ya voy, Srta. Coral, ya voy.
- Bakıyorum Bayan Coral, bakıyorum!
- ¿ Quién le dijo eso?
- Coral mı söyledi?
¿ Coral? - Exacto.
- Üstüne bastın.
Coral sabe que no está en mi caja.
Coral kasamda olmadığını biliyor.
Le seguí y le disparé con la pistola de Coral.
Adamı takip ettim ve kızın silahıyla vurdum.
Coral rosado y blando, y conchas de todos los colores y tamaños.
Pembe ve beyaz mercanlar, deniz kabukları da envayi renk ve çeşit.
La mayor de esas islas de coral es Cayo Largo.
Bu uzak mercan adaların en büyüğü Key Largo'dur.
Quitamos la melodía del himno y ponemos una coral.
Duygusal ilahı kısmını çıkartıp sağlam bir koro yerleştirelim.
No puedo gastarlo en un arrecife de coral.
- Mercan kayalığında zaman öldüremem.
Están rodeadas de coral, de flores... y de peces de diferentes colores.
Etrafında tüm mercanlar ve çiçeklerin görüntüsü ve farklı renkte bir balık
La arcilla de la herradura de tu caballo sólo puede venir de un sitio, Coral Flats.
Atinin nalindaki kil sadece Coral Flats'te var.
La Cruz del Sur sobre arrecifes de coral.
Bunlar mercan kayalıklar üzerindeki Güneyhaçı.
La de plata por el Mar del Coral, Midway, Guadalcanal...
Bu gümüş yıldız Açık Denizden, Midway, Guadalcanal...
Quiero el arreglo coral.
Koro uyarlamasını duymak istiyorum.
Sí, arrecifes de coral, musgo, conchas, trozos de todos los océanos que ha cruzado.
Deniz kabuklarından, yosunlardan, aşılmış okyanusların biriktirdiği kırıntılardan oluşan sığ bir kayalık.
De la horquilla de coral y las otras cosas que te llevé.
Blöfün yararı yok. Altın kaplı kutudaki mercan saç iğnesi. kaplumbağa kabuğundan tarak ve iğneler.
- Seguro, en el medio del coral. Oye, Emily, esta discusión no nos llevará a nada.
Bak Emily, bunu tartışmak bize bir şey getirmez.
Tiene demasiado calado para navegar entre los bancos de coral y los arrecifes.
Sığ adalar için fazla derin. O tarafta çok mercek ve kaya var.
En el Mar del Coral, estuvimos juntos.
Mercan sahilinde sizinleydik.
- ¿ Práctica coral?
- Koro çalışması mı?
Es de color coral y con puntitos verdes, parecida a los jacintos.
Mercan renginde, küçük, yeşil tepeli çiçekleri vardır. Daha çok sümbüle benzer.
- ¿ Va a pasar por Coral Harbour?
- Coral Harbour'a mı gidiyorsunuz?
¿ Pescando coral?
Mercan mı topluyorsunuz?
Señora, ¿ busca al Sr. Coral?
Bayan, Bay Coral'i mi arıyorsunuz?
- Sr. Coral.
- Bay Coral.
Sr. Coral, pero déjeme mostrarle.
Bay Coral olsun. Bakın.
Sr. Coral, ¿ no recoge la carta?
Bay Coral, mektubunuzu almayacak mısınız?
Es para mi. El Sr. Coral, soy yo.
Doğru banaymış.
- Me llamo Coral, Robert Coral.
- Adım Coral. Robert Coral.
Sí, Robert Coral.
Evet, Robert Coral içindi.
Bliss, Coral, Delvaux y yo no éramos amigos en verdad
Bliss, Coral, Delvaux ve ben gerçek arkadaşlar değildik.
Es Robert Coral.
Bu Robert Coral.
¿ Y Morane y Coral?
Ve de Morane ve Coral'e?
En su ceguera, dictó un coral para órgano sobre la melodía
Kör olduğu dönemde, melodinin üzerine bir org korali dikte ettirdi : "Wenn wir in höchsten Nöthen sein" "En büyük sıkıntılara düştüğümüzde"
Están sintonizando a Kay McKie, la voz de la Gran Barrera de Coral.
Büyük Bariyer Resif'inin sesi Yabancı Kay McKie ile iyi anlaşırsın.
En la Gran Barrera de Coral, están sintonizando a Kay McKie.
Büyük Bariyer Resifi'nde Yabancı Kay MacKie ile birliktesiniz.
En la Gran Barrera de Coral, en el número nueve de la lista, y ahora en el número 3, con un gran sonido.
Büyük Bariyer Resifi'nde listelerde dokuz numara şimdi de üç numara, muazzam bir ses.
Frutas, flores y la sociedad coral de la Guardia Roja.
Meyveler, çiçekler ve Kızıl Muhafızlar Koro Birliği...
"Solo delante el peligro" en código Morse.
Aynı yapımcılardan : MORS ALFABESİYLE GUNFIGHT AT O.K. CORAL
- Deja que lo vean. Aprende algo, profesor de coral.
- Bırak herkes görsün görsün ki derslerini öğrensinler koro hocası.
Demos la bienvenida al último finalista de hoy, de Bingley... la Sociedad Coral de Bolton y su director, el superintendente McGough.
Şimdi de bu akşamki İngiltere finalistlerimizin sonuncusu Bingley'den Bolton Koro Derneği ve liderleri Müfettiş McGough.
Y asistirán gobernadores, senadores y diputados... jueces de la suprema corte, el AFL-CIO... la sociedad coral de la Academia de Guardacostas.
Onlar siyah-beyaz izleyecek. Törende, valiler. senatörler, kongre üyeleri, anayasa mahkemesi hakimleri A.F.L, C.I.O, Sahil Güvenlik Akademisi'nin çok sesli korosu olacak.
Toda esa gente... el televisor con circuito cerrado, la sociedad coral...
Bir sürü insan, kapalı devre televizyon, çok sesli koro...
CORAL, MONEDAS, JADE Y, SEGÚN CREO, UN GRAN SURTIDO DE ARMAS DEL S. XVLLL.
Sevgilim, Bay Thayar yatmak istiyormuş.