Translate.vc / Spanish → Turkish / Crack
Crack translate Turkish
1,867 parallel translation
Pediría un vaso de crack si estuviera en el menú.
Eğer menüde olsaydı bir bardak uyuşturucu da sipariş edebilirdim.
Cocinar crack es una violación de la condicional.
Uyuşturucu yapmak, şartlı tahliyeni ihlale girer.
Ve a comprarte una rosquilla fresca o alcohol, crack o lo que sea que te quite el dolor.
Kendine kurabiye ya da içki veya uyuşturucu acını hafifletecek, herhangi bir şey al.
¿ Si se compra un nuevo par de zapatos debemos dejarlo fumar crack?
Eğer bir çift yeni ayakkabı alırsa eroin içmesine izin mi vereceğiz?
Resulta que vende crack.
Kokain işinde olduğu ortaya çıktı.
- No sé cómo será en casa pero me consta que muchas jóvenes terminan en casas tomadas donde se juntan a consumir crack.
- Evde nasıldır bilmem, ama birçok genç kendini uyuşturucu kullanılan izbelerde bulur. Kokain evleri, bunlar tamamen yasal ve... Hayır, hayır.
Cuando los medios difundieron rumores sobre su ebriedad permanente o el consumo de crack, la defendí.
Medya onun burada sürekli sarhoş gezdiği, kokain satın aldığı söylentisini yayarken onu ben savundum.
# Los amigos no te dejan fumar crack #
¶ arkadaşlar arkadaşlarının üzülmesine izin vermezler ¶
Oye, mientras estés dejando el crack, ¿ qué tal si haces un poco de ruido como tu sabes loco booboo?
Madem kokain dağıtıyorsun, bu yaşlı keşe de bir sakal atsan nasıl olur?
¿ Vas a compartir ese crack, o qué?
Kullandığın kokaini paylaşacak mısın?
¿ Crack?
Kokain mi?
No señor, es crack.
Hayır dostum, kokain.
¡ No es crack!
Kokain değil!
Lo compré en un banco del parque fuera del albergue a un tipo con un traje verde-lima... Oh, dios mío, es crack.
Bunu aşevi dışındaki bir bankta küf yeşili takımlı bir adamdan- - Aman Tanrım, bu kokain.
Se supone que los agentes de la CIA deben distribuir crack a los suburbios, ¡ no fumarlo!
CIA ajanlarının görevi kokaini şehre dağıtmaktır, içmek değil!
Quizás sea hora de que pruebe el crack.
Belki de kokain deneme zamanıdır.
El crack puede causar escalofríos.
Kokain titremeye yol açabilir.
Orinar sangre y ver las caras de sus amigos como esqueletos parlantes son posibles efectos secundarios del crack.
Muhtemel yan etkiler kan işemek ve arkadaşlarınızın yüzlerini konuşan iskeletler olarak görmek olabilir.
Los consumidores de crack también pueden experimentar de 5 a 7 años en prisión, donde puede haber brutales violaciones.
Ayrıca kokain kullanan insanlar vahşi tecavüzlerin olduğu hapishanede 5-7 yıl arası ceza alabilir.
Podrías necesitar más crack.
Daha çok kokaine ihtiyacınız olabilir.
Crack.
Kokain.
El tipo no puede arreglárselas con su crack.
Adama kokain yaramıyor.
Stan, ¿ consumes crack?
Stan, kokain mi kullanıyorsun? !
Stan, ¿ tienes idea de lo peligroso que es ir al centro a comprar crack?
Stan, şehir merkezine gidip kokain almak ne kadar tehlikeli biliyor musun?
Soy adicto al crack.
Kokain bağımlısıyım.
- ¡ Necesito crack!
- Kokaine ihtiyacım var!
¡ Necesito crack!
Kokaine ihtiyacım var!
Los majestuosos campos de crack de Colombia.
Kolombiya'nın muhteşem kokain tarlaları.
¿ Crack?
Kokain?
Puedo... ¿ puedo tomar crack?
Biraz kokain alabilir miyim?
Sólo un poco... sólo un poco de crack.
Sadece biraz... biraz kokain.
¡ Justo después de fumar crack una vez más!
Önce son bir kokain daha içeyim!
- ¿ Quieres fumar crack?
- Biraz ot içmek ister misin? - Biraz ot içmek ister misin?
¡ Trae el maldito crack!
Git de biraz ot getir!
En 1987, despues del famoso crack del Lunes Negro, una nueva era financiera nació,
1987'de gerçekleşen meşhur Kara Pazartesi * hezimetinden sonra yeni bir finansal altın çağın doğuşuyla birlikte yeni bir iş alanı da doğmuş oldu.
Es uno de opiáceos en un barrio de crack.
Tabi ki yanlış bir şeyler olacak. Burası civarın afyon kesimhanesi.
Era un adicto al crack.
O bir madde bağımlısıydı.
- crack con hombres de la mafia. - Oscuro. No me gusta.
Karamsar, beğenmedim.
Él fumaba crack al mismo tiempo.
Kendisi madde bağımlısıydı.
Es responsable por la mitad del trafico de crack que hay en Washington.
Washington'daki uyuşturucu ticaretinin yarısından o sorumlu.
Me imagino que habrá una explosión en el tráfico de crack, también.
Eminim uyuşturucu ticaretinde de bir artış olur.
¿ Le es familiar un antro de crack, cerca de Brick Lane, donde fue encontrado el cadáver de Alice Graves?
Alice Graves'in cesedinin bulunduğu, Brick Lane yakınındaki ev, sana tanıdık geliyor mu?
Señor, tú fuiste el que me convenció de dejar de vender crack pero en la manera que lo veo, me debes diez años de ingresos perdidos.
Beni uyuşturma satmamaya ikna eden sen olmuştun ama şimdi görüyorum ki, bana 10 yıllık getirisini borçlusun.
Salio mal herido en el Crack del 29.
Onu biraz hırpalamıştı.
No estás en un antro de crack, ¿ no?
Deliğe falan sıkışmadın, değil mi?
"Crack the Sky" fue muy importante para mí.
Göğe ulaşmak benim için çok önemliydi.
Sí, Richard Bates, "Crack the sky".
Evet, Richard Bates. Havalarda gezen.
Aunque la anciana y la monja no me parecen adictas al crack.
Yaşlı bayan ve rahibe çok da esrarkeş gibi görünmeseler de.
- Tal vez si él fuese como el crack.
- Esrar gibi olursa belki...
Te compara con crack.
Seni uyuşturucuyla kıyasladı.
- ¿ Crack?
- Esrar mı?