Translate.vc / Spanish → Turkish / Creé
Creé translate Turkish
53,255 parallel translation
El arma que creé, el palo me fue robado.
Benim yaratma gücümü veren o asa uzun zaman önce benden çalındı.
Creé... vida biológica tal como la imaginaba... hasta en el más mínimo detalle.
Olmasını istediğim biyolojik hayatı en ufak detayına kadar yaptım.
Cuando vean lo que creé... su irá se disipará.
Burada yaptığım şeyi gördüklerinde öfkeleri dinecek.
- ¿ Se cree más listo que yo?
- Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?
Cree que nos has estado dando información retrasada... para que tus amigos sigan un paso adelante.
Arkadaşlarının bir adım önde olmasını sağlamak için bilgileri geciktirdiğini düşünüyor.
¿ Entonces me cree, doctor?
Bana inanıyor musunuz doktor bey?
¿ De verdad me cree?
Gerçekten inanıyor musunuz?
Pero él no vendrá hacia aquí, porque cree que eres una puta gorda.
Ama tekrar ediyorum dostum, o buraya gelmez çünkü senin şişko bir sürtük olduğunu düşünüyor.
Cree que hay algo desconectado ahí.
Aralarında bir kopukluk olduğunu düşünüyor.
Ella cree que ayudará a la recuperación.
İyileşme sürecinde yardımcı olacağını düşünüyor.
Tu madre cree que se acostaba con Linda.
Annen onun Linda ile yattığını düşünüyor.
¿ Mi madre cree que Katie se acostaba con Linda?
Annem Katie'nin Linda ile yattığını mı düşünüyor? Evet.
Sí, cree que era la que estaba en la casa de invitados esa vez.
Misafir evinde gördüğüm kişinin o olduğunu söylüyor.
Fue criada en hogares de acogida y cree en la crianza con apego.
Yuvada büyümüş ve tutucu ebeveynliğe inanıyor.
- Angela cree que escondo algo.
- Angela bir şeyler sakladığımı düşünüyor.
Y nos reemplazaron con esta barricada de disturbios, ¡ cree eso!
Yani, bizi bu gerici barikatla değiştirdiler!
Bueno, el Interpol cree que el rastro de la Perla de Borgia conduce de vuelta a Londres, así que...
Interpol Borgia İncisi'nin izinin Londra'ya çıktığını düşünüyor...
Bueno, es lo que él cree.
İnandığı şey bu.
Si cree alguna vez que me estoy poniendo muy yo, engreído o demasiado seguro de mí mismo...
Eğer fazlasıyla kendimi beğenmiş ukala veya fazla kendine güvenli olduğumu görürsen...
Cree que es una detective.
Onun bir dedektif olduğunu düşünüyor.
¿ Sabes que él se cree la reencarnación de Drake?
Drake'in ikinci geldiğini düşünüyor biliyor musun?
¿ Qué cree que pasaría si informamos esto en el Sahara Occidental?
Ne olacağını düşünüyorsun Bunu Batı Sahara'ya bildirirsek?
También se cree que muchos pacientes perecieron en el incendio...
Ayrıca yangında bir çok hastanın da... perişan olduğu söyleniyor...
Los bomberos se apuraron en llegar a la escena pero fue demasiado tarde para muchos pacientes y personales quienes quedaron atrapados en los pisos superiores de Eloise y se cree que han muerto en el incendio.
İtfaiyeciler olay yerine... gittiler fakat Eloise'nin üst katında sıkışan... hastaları kurtarmakta geç kaldılar. Ve yangında öldükleri belirtiliyor.
¿ Así que no cree que hemos sido traídos aquí a? ¿ Encontrarnos el uno al otro?
Yani birbirimizi bulmamız için buraya gönderildiğimize inanmıyor musunuz?
Sabes que no puedo. Cree que estás muerta.
Senin öldüğünü düşünüyor.
Entonces, ¿ qué cree?
- Pekâlâ, ne düşünüyorsunuz?
Cree que eres listo, pobre Sherlock.
Akıllı olduğunu sanıyor bir de, zavallı Sherlock.
Si cree que lo necesitas, lo juro...
Eğer ona ihtiyacın olduğunu düşünürse, yemin ederim...
No es tan fuerte como se cree.
Sandığı kadar güçlü değil.
¿ Quién se cree que es ella?
Kim olduğunu sanıyor bu kadın?
Morir ciertamente es mejor que vivir toda la vida... como una tonta inmundicia que cree que Taserface es un buen nombre.
Ölmek, tüm bir hayatı Şoksurat'ın süper bir ad olduğunu düşünerek yaşamaktan kesinlikle daha iyidir.
Cree que debe usarlo de sombrero.
Onu şapka gibi takmasını istediğini düşünüyor.
Drax cree que no eres una bailarina.
Drax dansçı olmadığını düşünüyor.
Ella cree que nació en Arizona, y su madre en Chile.
Onun Arizona'da doğduğunu, annesinin Şili'de olduğunu sanıyormuş.
- Cree que es su propio desfile de modas.
- Kendi moda gösterisi sanıyor bunu.
Llama a la policía porque cree que estamos locos.
Çünkü bizi deli zannediyor.
Es el nombre de una estupidez que Elliot cree peligrosa.
Elliot'un tehlikeli sandığı aptal bir şeyin ismi.
¿ En serio cree que la verdad y la sinceridad son la mejor política?
Dürüst gerçekliğin en iyi politika olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Cree que tal vez Ruth salió de la ciudad?
Ruth şehir dışında olabilir mi acaba?
¿ Pero no cree que va siendo hora de que se enfrente a su mayor temor?
Ama sizce de artık en büyük korkunuzla yüzleşme vaktiniz gelmedi mi?
Supongo que la gente cree que nos parecemos mucho.
Sadece sanırım insanlar beni de senin gibi biri zannediyor.
La familia cree que soy una amenaza para ellos.
Çünkü onlar için tehdit olduğumu düşünüyorlar.
Pero sé que, desde el incidente, veo mucha más gente que cree sinceramente tener superpoderes.
Ama olaydan sonra süper güçleri olduğuna gerçekten inanan birçok insan görüyorum.
La gente del lugar de donde vengo cree que estos fantasmas deambulan por haber sido desatendidos por sus familias.
Gittiğim yerdeki insanlar bu hayaletlerin aileleri tarafından ihmal edildikleri için dolanıp durduğuna inanır.
El mundo ya cree que Danny Rand está muerto.
Dünya zaten Danny Rand'i öldü biliyor.
Pero ella no cree que el Duque sea suficiente desafío.
Fakat Duke'un onu yeterince zorlamayacağını düşünüyor.
¿ Esta niña cree que puede enfrentarme?
Bu ufaklık beni yenebileceğini mi sanıyor?
Ward no me cree.
Ward bana inanmıyor.
Así está mejor. ¿ No cree?
Daha iyi oldu. Öyle değil mi?
- ¿ Cree que es un juego?
- Bunu oyun mu sanıyorsun?