Translate.vc / Spanish → Turkish / Crépe
Crépe translate Turkish
113 parallel translation
Le decía a Vicky mi receta para crépe gâteau.
- Simdi olmaz Niles. Vicky'ye crepe gateau tarifimi veriyordum.
Estoy seguro de que tuvo suficiente de tu crépe por ahora.
Eminim şimdiye kadar senin kreplerine doymuştur.
Voy toda de crepe negro.
Siyahlara bürünmüş durumdayım.
Evidentemente, el crepe es favorecedor, pero es frágil.
Doğru, matemin etkisi, ama çok da kırılgan bir durum.
- Asado y crepe de papas.
- Güveç ve patatesli gözleme.
- ¿ Quisieran un crepe flambeado?
- Likörlü pasta alır mısınız? - Hayır.
Vivía con una chica, Barbara, hace unos años y... era su cumpleaños y llegué a casa y tenía regalos, una torta, velas papel picado y papel crepe.
Barbara adlı bir kızla yaşıyordum. Eve geldim, hediyeler, pasta, mumlar her cins konfeti ve grapon kağıtları almıştım.
El té verde es saludable. Crepe con pollo y espinaca.
Yeşil çay sana iyi gelecek, ayrıca tavuklu ıspanak da var.
Cuidado, es una camisa de crepé.
Dikkat et, gömlek çok kaliteli.
- No sea tonto. Lleva suelas de crepé, sabe.
- Şaçmalama, acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Ahora frío el crepe.
Bu krepi pişiriyorum.
- Se fue. Tomó su papel crepe y se marchó.
Bütüm eşyalarını toplayıp, çekip gitti.
Lelo, ayuda a Ernestina a colgar aquí ese papel crepé.
Bu krepon kağıdını asmamıza yardım edin.
Ann, un crepe para Bill.
Ann, Bill'e krep getir.
- Tomaré la crepe especial.
- Krep spesiyali alayım.
Podría ser en seda charmeuse o un crepe de chine.
İpek saten ya da krep kumaş kullanabiliriz.
Con crepe de 7 francos el metro.
Metresi 7 Frank bunların!
Papel crepé?
Kağıt parçasına mı?
¿ Usted crepe alguna vez comido suzette?
- Hiç krep süzet yedin mi?
Peor antes de cerrar, me gustaría invitarlos a que se nos unan a KACL para despedir a nuestro Happy Chef, Leo Pascale, mientras guarda su pan de crepe y se dirige al soleado sur de Santa Fe,
Fakat programı bitirmeden önce hepinizi KACL'in neşeli aşçısı Leo Pascale'nin veda partisine davet ediyorum. Kendisi tıpkı Krep'inin Köpükleri gibi güneye Santa Fe'ye doğru yola çıkıyor.
Cada crepe debe ser enrollada por un Mandelbaum.
Herbir krebin bir Mandelbaum tarafından açılması gerekir.
Los dominicanos saben cómo enrollar una crepe.
Bu Dominikliler krep yapmayı biliyorlar, değil mi?
La crepe de arándano lo quemó mucho.
Yabanmersinli krep onu çok kötü yaktı.
Muy bien, chicas, necesitaremos globos, papel crepé, sombreros de fiesta.
Pekâlâ kızlar, balona, krepon kağıdına ve parti şapkalarına ihtiyacımız var.
Solo dos semanas faltan para el decorado de papel crepe, el cleavage y crystal.
Krepon kağıtlarıyla kaynaşmaya sadece iki hafta kaldı, yarılmaya ve kristale.
Voy a bajar a Abigail tener mi cacerolas crepe reseasoned.
Abigail'in oraya krep tavamı terbiyeletmeye gidiyorum.
Dr. Crane,, ¿ cómo sabes que es hora que su crepe sartenes con experiencia, de todos modos?
Dr. Crane, krep tavanızı terbiyeletmenin zamanı geldiğini nasıl anlıyorsunuz?
"Cacerolas en verano, crepe cacerolas en el otoño, cuando el invierno está sobre nosotros, hay comida para todos nosotros."
"Yazın uzun saplı tencere, düştüğünde tavası krepin kış gelip çattığında, zamanı gelmiştir yemenin."
La gente piensa que está tapada, usted sabe, con las partes de su ópera y sus fiestas de vino y el crepe experimentados sartenes.
İnsanlar sizin fazlalıklı olduğunuzu düşünüyor. Opera toplantılarınız, şarap tatma etkinlikleriniz ve senin krep tavası terbiyeletmen.
En mi defensa, Niles es el único que haya experimentado el crepe de cocina.
Bir şeyi açıklığa kavuşturabilir miyim? Krep tavasını terbiyelettiren tek Niles.
Pero mientras Harding disfruta un minué, el ballet y los crepe suzette...
Hardey bagetlerden hoşlanır, ve bale yapar.
Panqueques al Crepe?
- Krep gözlemeleri mi? - Krep de istemiyorum.
Papel crepe y una fuente de ponche.
Duvar kağıtları, punç kasesi.
En cuanto él sacaba una crepe, ella ya le estaba echando otra.
Roy saçtan bir krepi indirir indirmez Irma bir tane daha döküyordu.
Tortilla Johnny Vegas, poco frecuente. Jane's Addiction, patatas fritas caseras, quemadas. Crepe de grosella con salchicha.
Johnny Vegas omleti, az pişmiş, Jane's bağımlılığı,... sosis, yanında üzümlü börek ve kızarmış ekmek.
" El Sr. Clutter vestía de franela azul marino, su esposa de crepé azul marino.
Bay Clutter lacivert pazenler, karısıysa lacivert bürümcükler içindeydi. "
"un grupo de lamentadores con aspecto real extravagantemente embrujados en crepe negro."
- İç karartıcı! - Dur bir dakika. 1690 yılında Londra mı?
" un grupo de lamentadores de aspecto real extravagantemente arreglados en crepe negro,
" Baş yaslılar, Kral III.
No te preocupes, intentaré volver lo antes posible Un crepe con chocolate y plátano Vale, espera un segundo.
endişelenme, mümkün olduğunca çabuk dönmeye çalışırım bir tane muzlu ve çikolatılı krep tamam, bir dakika.
Os suministramos la purpurina, el pegamento, el papel crepe y las plantillas para que decoréis y llenéis de...
Size simler, uhular, krep kâğıtları ve içini gönlünüzce doldurmanız için hazır şablonlar getirttik.
... soy muy bueno con el papel crepé.
- Beni de oraya yazın.
Afortunadamente, Zach estaba tan débil por los parásitos que falló - - sólo cayó derrumbado en el suelo de la cocina como si fuera un crepe que alguien lanzó.
Neyse ki Zach parazitten o kadar zayıf düşmüştü ki ıskaladı. Birinin odanın diğer tarafına attığı gözleme gibi mutfağın yerine kapaklandı.
¿ Debería pedir un crepe?
Krep mi alsam?
La crepe que hiciste la última vez, ¿ puedes hacerla más pequeña?
Geçen sefer yaptığın kekler, Daha küçüğünü yapabilir misin?
Pero el chef aquí es de Bretaña, así que recomiendo el crepe Bretagne.
Ama şef aşçı Fransa'nın Brittany bölgesinden, bu yüzden "crepe Bretagne" yi tavsiye ederim. İki adet, lütfen. İki adet, lütfen.
Podemos estar en la línea de crepe en Borgata antes del amanecer.
Şafaktan önce Borgata'da krep sırasında oluruz!
Si, Sr. Nash, pero estás olvidando el fenómeno del primer-crepe.
- Evet Bay Nash. Ama ilk gözleme olayını unutuyorsun.
Si el primer crepe - sabes que siempre lo tiras.
Evet, ilk gözleme. Hep onu atarsın.
Entonces, fue tu primer crepe. Hmm. Espera.
- İşte ilk gözlemen oydu.
Oh, lo sabía. Mi segundo crepe también se va a arruinar.
İkinci gözlemem de berbat olacak.
Sólo pienso que mi primer crepe resultó bastante bien.
Sadece ilk gözlememin güzel olduğunu düşünüyorum.