Translate.vc / Spanish → Turkish / Cáp
Cáp translate Turkish
5,403 parallel translation
Coca-Cola dijo que el Territorio Norte de Australia era su región más vendido per cápita en el mundo.
Coca-Cola Avustralya'nn Kuzey Bölgesi'nin dünya çapında kişi başına düşen satış konusunda en yüksek satışı yapan bölgeleri olduğunu açıkladı.
No olvides que ese Cap. Chalado... trabajó para una empresa que vendía la vida eterna.
O Başkomiser Çatlak'ın ölümsüzlük satmaya çalışan bir şirket için çalıştığını unutmayın.
Miles de compañías a largo del país.
Uh, tüm ülke çapındaki binlerce şirket.
Esto asegura que la detonación ocurra a una altitud óptima... maximizando el radio de la explosión y garantizando... garantizando la destrucción de objetivos más eficiente... tanto armados como desarmados.
Bu önlem olması gereken irtifada patlamayı sağlar patlama yarıçapını artırır ve kesin olarak... Kesin olarak, sert ve yumuşak, tüm hedeflerde en verimli imhayı sağlar.
Depende de un número de factores incluyendo la densidad de los infectados cerca de los lugares objetivo a nivel mundial.
Birçok etkene göre değişir. Buna dünya çapındaki hedef bölgelerdeki virüslülerin yoğunluğu da dâhil.
Como sea, la velocidad a la que las cosas se normalicen depende de un número de factores incluyendo patrones del clima a nivel mundial, los que fueron modelados sin asumir que los carros, aviones, botes, y trenes
Neyse, her şeyin ne hızda normal hâline döneceği birçok etkene bağlı. Buna, arabaların, uçakların, teknelerin ve trenlerin atmosfere bu kadar uzun süre hidrokarbon yayacağı varsayımıyla biçimlendirilmeyen dünya çapındaki hava düzenleri de dâhil.
Oren construyó y vendió las prácticas médicas en todo el país...
Ülke çapında tıbbi uygulamalar yapmış ve satmış...
Su última localización estaba bien lejos del rango de alcance.
Son bilinen konumu patlama yarıçapı dışındaydı.
Cho y yo iremos por las calles norte y sur, en un radio de dos kilómetros.
Cho ve ben 1.5 km yarıçapındaki kuzey ve güneydeki sokaklara bakacağız.
Podrían acceder a los nombres de todos nuestros jefes de estación, de agentes encubiertos, nuestros activos y quiero decir...
Tüm istasyon şeflerimizin kimlikleri, gizlilikleri ve dünya çapındaki varlıklar.
Tenemos el más alto nivel de acceso a la información mundial.
Dünya çapındaki veriye üst düzey erişim hakkımız var.
Podemos establecer un perímetro de seguridad de cuatro manzanas.
Dört blok çapında bir güvenlik hattı oluşturabiliriz.
El Capitán estaba en el reino de lo absurdo.
El Cap absürtlük abidesiydi.
Eligiendo una ruta por la espolón central de la pared, conocida como la nariz ( the nose )
El Cap Burnu olarak bilinen duvarın tam merkezinde bir rota seçti.
Dios mio, El Capitán es escalable.
Harding El Capitan'ın zirvesine çıktı. Aman Tanrım, El Cap tırmanılabilir!
Cuando Harding está en la cima de El Capitán es el momento en el que el lado competitivo de Royal Robbins se despierta y la tensión entre ambos se cristaliza.
Harding, El Cap'in üzerinde dikilirken, Royal Robbins'in rekabetçi yanı uyandı ve aralarındaki gerilim açığa çıktı.
Salathe Wall
El Cap'de yeni bir rotayla, Salathe Duvarıyla devam ettirdi.
Para finales de los 60 había hecho todas las rutas en El Cap, había establecido tres rutas en Half Dome...
60'lı yılların sonlarına gelince, El Cap'te her bir rotayı tamamlamış ve Half Dome'un yüzeyine üç rota eklemişti.
Harding estaba ansioso por hacer otra ascensión a El Capitán
Harding, bir büyük El Cap rotası yapmak için hevesliydi.
Harding iba tras el único fragmento de El Capitán que Robbins no había podido escalar la última de las grandes zonas lisas de El Capitán.
Harding'in gözü, El Capitan'ın Robbins tarafından hiç tırmanılmamış tek cephesindeydi. El Cap'in üstünde kalan son büyük boş alan.
Con todo el mundo debajo, Harding va clavando un clavo tras otro, dibujando una línea con bolts
Herkes aşağıda, zeminde beklerken, Harding yukarıda, bir kazık ardından diğerini çakarak El Cap'in üzerine kazıklardan bir çizgi çiziyor.
¿ Recuerdas cuando estaba al comienzo de Dawn Wall, en El Cap, en Yosemite? - Sí
Yosemite'de, Şafak Duvarı'nda ne kadar kaldığımızı hatırlıyor musun?
- Nuevas rutas en El Capitan : audaces, peligrosas
El Cap'te yeni rotalar.
- Oh dios mio, se puede escalar en libre El Capitán
Aman Tanrım, El Cap serbest şekilde tırmanılabiliyor.
Ves El Cap... Oh, no es 10 veces mayor de lo que creías
El Cap'i gördüğünde, olamaz, düşündüğünden on kat daha büyük.
En The Nose, en El Capitán hizo equipo con el viejo rival de Dean Potter en escalada de velocidad, Hans Florine.
El Cap'in Burnu'nda Dean Potter'ın ezeli hızlı tırmanma rakibi Hans Florine ile
Y mientras Dean había escalado El Cap y Half Dome en un solo día, Alex subió las apuestas añadiendo la pared de 700m del Monte Watkins.
Dean, hem El Cap, hem de Half Dome'a bir günde tırmanmışken, Alex bahsi artıracak, 670 metrelik Watkins Dağı'nı da ekleyecekti.
Tengo un saltador, en la pradera de El Cap
BASE atlayıcısı, El Cap, Meadow.
- Estoy aquí por El Cap.
Ben İsviçreliyim ve buraya El Cap için geldim.
Soy la Cap.
Ben Los Angeles Emniyeti'nden Başkomiser Sharon Raydor.
Familia me contrató, junto con un montón de otras agencias de todo el país.
Ailesi beni ve ülke çapında bir gurup tuttu.
¿ De qué forma el flujo de una tubería depende de su diámetro?
Tamam. Bir borudaki akış oranı nasıl çapına bağlıdır?
Si la Serafín se quema en el reingreso estas esporas podrían esparcirse por la atmósfera y llevar a una infección masiva.
Eğer Seraphim atmosfere girip havaya uçarsa Parazitler atmosfere dağılıp dünya çapında bir enfeksiyona neden olabilirler.
Cuando se le unió por tres nuevos tiradores, según lo votado por los espectadores en todo el mundo.
Eğer üç yeni atıcılar katıldı olacak nerede, Dünya çapında izleyiciler tarafından oy olarak.
Donde estará acompañado por más tiradores, según lo votado por los espectadores en todo el mundo.
Dünya çapında bizim izleyiciler tarafından oy olarak nerede, daha atıcılar katıldı olacak.
Lo siento, Cap.
Özür dilerim, Kaptan.
Prodigio mecánico, loquero de clase mundial, una calculadora humana.
Mekanik dâhisi, dünya çapında psikiyatrist, ayaklı hesap makinesi.
Sé todo lo sucio que se mueve en un radio de 15 kilómetros de aquí.
Bölgenin 15 kilometre yarıçapında dönen her türlü pisliği bilirim.
¡ Cap, enfréntalo!
Kaptan, onunla savaş!
Cap, por qué no...
Kaptan, sen neden...
Radios, relación, poder, fuerza, cuatro, cuatro cuadrados,
Yarıçapı, açı, güç, güç, üç, üç köşe,
Representantes. Debe ser la Cap.
Menajerler.
Atención... el toque de queda en toda la ciudad está en vigor.
Dikkat! Şehir çapında sokağa çıkma yasağı şu anda başladı.
El toque de queda en toda la ciudad está en vigor.
Şehir çapında sokağa çıkma yasağı başladı.
Repito... el toque de queda en toda la ciudad está en vigor.
Tekrar ediyorum. Şehir çapında sokağa çıkma yasağı başladı.
Atención, el toque de queda en toda la ciudad está en vigor.
Dikkat! Şehir çapında sokağa çıkma yasağı başladı.
Repito... el toque de queda en toda la ciudad... actualmente en vigor.
Tekrar ediyorum. Şehir çapında sokağa çıkma yasağı başladı.
Ahora dirijo un equipo de genios, abordar las amenazas en todo el mundo sólo podemos resolver.
Şimdiyse sadece bizim çözebileceğimiz dünya çapındaki tehditlerle uğraşan bir dahi takımını yönetiyorum.
que se iluminará con el calor durante otros 10 mil millones años antes de enfriar a un enano negro, una bola de carbono comprimido, quizás incluso diamante.
Sadece bir kaç bin mil çapındadır. Bu ısı ile 10 milyar yıl boyunca parlamaya devam edecek. Soğuyup siyah bir cüceye dönüşmeden önce.
Anímate, Cap.
Kop da gel Kaptan!
Ahora dirijo un equipo de genios, encargado de amenazas mundiales que solo nosotros podemos solucionar.
Şimdiyse sadece bizim çözebileceğimiz dünya çapındaki tehditlerle uğraşan bir dahi takımını yönetiyorum.