Translate.vc / Spanish → Turkish / Dad
Dad translate Turkish
4,401 parallel translation
Bueno, las niñeras y la tripulación, y hay, un par de cocineros. Y, por supuesto, mi hermano, Ifor,
Normalde biz ve çocuklar, dadılar ve mürettebat ve bir kaç aşçı olur.
Se dice que empezó a cambiar la señora Benítez, en el momento en que atrapó a tu papá, junto con la niñera.
Söylentiye göre Bayan Benitez babanı ve dadını birlikte yakaladığı an değişmeye başladı...
La nana dijo que estaba en pie de guerra.
Dadımız onun savaşa hazırlandığını söyledi.
¿ No será solitario para ella, sólo tú y la niñera y nadie más como compañía?
Sadece sen ve dadısıyla hiç kimse olmadan yalnızlık çekmeyecek mi?
Los habría imaginado rodeados de niñeras e institutrices, siendo almidonados y planchados para pasar una hora con usted después del té.
Bana sanki dadılar ve mürebbiyeler etraflarını sarmış çaydan sonra seninle bir saat geçirebilmeleri için süslenip püslenmişlerdir gibi geliyor.
Soy su vieja niñera, empleada por usted cuando nació.
Ben ilk doğduğunda işe aldığınız eski dadısı olurum.
¿ Dónde está Nanny?
Dadısı nerede?
¿ Dónde está tu niñe...?
Dadın neredeymiş...
- No estoy seguro, pero ya nos encontrará.
- Dadısı nerede? - Emin değilim. Birazdan bizi bulur elbet.
Vamos. ¿ Buscamos a la niñera?
Gel bakalım. Dadını arayalım mı?
Debo ir a ver a Henry para que la niñera se vaya.
Ama eve dönüp Henry'i görmem ve dadıyı yollamam gerekiyor.
Pero desde mi niñera me dejó, Las llantas ya no parecen importantes.
Ama dadım gitti gideli, jantların gözümde hiç önemi kalmadı.
- Para ser una niñera.
- Dadı olmak için
Llegó a la entrevista en el medio de una crisis.
Dadı Krizinin tam ortasında görüşme yapmak için geldi.
Un cliente muy importante acababa de despedir a su niñera y necesitaba un reemplazo inmediato.
Çok önemli bir müşterimiz dadısını yeni kovmuştu. Ve onun yerine geçebilecek birine ihtiyacımız vardı.
ya que podría ser el último cuando se corra la voz de que no investigan a sus niñeras.
Bu şekilde kelimeler kullanarak bir de dadıların özgeçmişini incelemediğin için Bu senin son müşterin olabilir.
Parece una coincidencia sospechosa que MacGregor tuviera que despedir a su niñera el mismo día que Emma Spencer viniera para la entrevista.
Ne müthiş tesadüftür ki MacGregorlar dadılarını kovmak zorunda kaldılar Aynı gün Emma Spencer görüşme için geldi.
Los MacGregor recibieron una llamada telefónica anónima diciendo que su niñera, que tiene 60 años y era una veterana, estaba vendiendo cocaína.
MacGregorlar isimsiz bir telefon çağrısı aldılar. 60 yaşındaki dadılarının, 1.Sınıf kokain sattığını söyleyen İsimsiz bir telefon çağrısı aldılar
¿ Qué estaba haciendo trabajando como niñera?
Dadı olarak neden çalışıyordu?
¿ Estás diciendo que el asesino usaba el guante cuando le pegó?
Hangi Boston ailesi İskoç Orta Çağ bir zırha sahip olur ve de dadı ister. Sen diyorsun ki Katil Isabel'e vurduğunda zırhlı eldiven giyiyordu?
Y no la había conocido antes de que viniera a trabajar como niñera.
Buraya dadı olarak çalışmaya gelmeden önce onunla tanışmadığını söylemiştin.
Dad la vuelta.
Arkanızı dönün.
Perdí a mi nana hoy, y la peor parte es lo que acabo de decir hace dos segundos.
Bugün dadımı kaybettim, işin en kötü kısmı da daha iki saniye önce söylediğim şey.
No te ofendas, Dalia, ¿ pero de todas formas por qué alguien de tu edad necesita a una niñera?
Alınma ama, Dalia, senin yaşında biri neden dadıya ihtiyaç duyar ki?
Cuando tu día es oscuro, una niñera puede hacerlo iluminarse encendiendo alguna luz.
Üzüntülü gününde, dadın seni neşelendirir, ışığı yakarak.
Y si tienes hambre, pero no estás en un restaurante, la niñera puede llamar al restaurante y pedir algo.
Eğer açsan ama bir restorantta değilsen, dadın restorantı arayıp sipariş verebilir.
Y si estás en la playa y sólo ves un par de huellas de pisadas, es porque tu nana te está cargando.
Ve Sahildeysen ve sadece bir çift ayak izi görüyorsan, bu dadın seni taşıdığı içindir.
Bueno, una nana pretendería que no es así cuando tocas la guitarra.
Bir dadı sanki gitarda berbat değilmişsin gibi davranır.
Pero yo no soy tu nana.
Ama ben senin dadın değilim.
Thomas le escribirá un cheque y una carta de presentación para una familia que está desesperada por una institutriz.
Thomas, dadı ihtiyacı çeken bir aileye tavsiye mektubuyla beraber size bir çek yazacak.
¿ Una institutriz?
Dadı mı?
¡ Dad la cara!
Gösterin yüzlerinizi!
¿ Pudiste encontrar una niñera?
Bir dadı bulabildin mi?
¿ Vino por el puesto de niñera?
Dadılık işi için gelmiş olmalısınız.
¿ Sería mi niñera?
Dadım olur musunuz?
Esperamos que sea la nueva niñera.
Yeni dadımız olmasını umuyoruz.
Usted no es una niñera, ¿ verdad?
Aslında dadı değilsin, değil mi?
Hemos hablado con la niñera, Emilie quería salir desde que vio un gato.
Dadıyla konuştuk ve anlaşılan Emilie bir kedi gördükten sonra dışarı çıkmak istemiş.
Me di cuenta... Que podía haber sido muy diferente si hubiese informado antes del gato y la niñera.
Fark ettim ki kedi meselesi ve dadının söylediklerini daha önce söylemiş olsaydım, sanırım her şey farklı olurdu.
Y todos, por favor dad la bienvenida a nuestra novia de mentira.
Ve, yalandan gelinimizi alkışlayalım. Shania sanırım paylaşmak istediğin bir şey var.
Bueno, y esto no soluciona vuestro problema de niñeras, pero si necesitáis canguro, Nick y yo podríamos hacerlo.
Bakıcı sorununuzu çözmez tabii ama dadı lazımsa Nick'le ben bakabiliriz.
Se queda con la niñera y yo vuelvo hacia la empresa.
Dadısı geldi. Ben de ofise dönüyorum.
Íbamos a decir que vamos a posponer la Navidad un día para poder celebrar Jane-dad.
Diyecektik ki ; yılbaşını erteliyoruz böylece Jane-başı'nı kutlayabiliriz.
¿ Qué es la Jane-dad?
Jane-başı ne?
¡ Comprométete con la Jane-dad!
Jane-başı'na sağdık kal!
No todos hemos crecido con niñeras y sonajeros de Tiffany.
Herkes senin gibi dadılarla, oyuncaklarla büyümüyor.
Está haciendo de niñera.
Dadılık yapıyor.
Oh, tengo una cámara de niñera escondida en su casa.
- Evine dadı kamerası yerleştirdim.
Y luego empecé a llamar a niñeras de cuando era pequeña, para poder irme al baño, tomarme un Martini y leer una revista.
İşte o zaman çocukluğumdan tanıdığım rasgele dadıları aradım ki banyoda şeftalili martinimi içip dergi okuyabileyim.
Por favor dad la bienvenida a la muy encantadora y comensal por vez primera,
Uzun zamandır ilk kez pelte yiyecek olan aramıza hoşgeldi :
Normalmente envuelves tu cuerpo con aura que se extiende a unos cuantos milímetros de tu cuerpo.
Normalde, bedenini aura ile gizlersin... Bu aura bedeninden birkaç milimetre dışarıdadır.