Translate.vc / Spanish → Turkish / Daniel
Daniel translate Turkish
13,533 parallel translation
Hace 20 años, amenazaron la vida de Daniel y yo elegí salvarle, y al hacerlo le hice daño al padre de ella.
Yirmi yıl önce, Daniel'ın hayatı tehlikedeyken oğlumu korumayı seçtim. Bu sırada da Emily'nin babasına zarar verdim.
Puede que no le diera el tiro a Daniel pero es el motivo por el que hemos sufrido tantas desgracias en nuestras vidas.
Daniel'a kurşunu o sıkmamış olabilir ama hayatlarımıza bu kadar ızdırap girmesinin sebebi o.
Pero honrar la memoria de Daniel es algo que tengo que hacer.
Ama Daniel'ın hatırasını onurlandırmak zorundayım.
Me llamo Daniel Goetz.
Ben Daniel Goetz.
Daniel San siempre asustado, Miyagi odia pelear.
"Hep korktum Daniel-san, Miyagi dövüşmeyi sevmez."
Daniel San siempre asustado, Miyagi odia pelear.
"Hep korktum Daniel-san." - "Miyagi dövüşmeyi sevmez."
Sí, y es para el papel de Daniel LaRusso.
Daniel LaRusso rolü için katılacağım.
Y ahora, Ben Chang, para el papel de Daniel LaRusso.
Sıradaki, Ben Chang, Daniel LaRusso rolü için.
Daniel San, ¿ por qué quieres aprender karate?
- Daniel-san neden karate öğrenmek istiyorsun?
Tú interpretas a Daniel San. Tú a Miyagi.
Sen Daniel-san'ı oku.
Daniel San, tú mucho humor.
Daniel-san, sen çok esprili. Tamam.
Levántate, Daniel. ¡ Levántate!
Kalk, Daniel. Kalk hadi!
No es lo que sugiere la obra, pero habría que preguntarse si no habría sido mejor para Daniel que le pegasen aún más.
Oyun bunu ima etmiyor ama acaba Daniel'ın daha çok dayak yemesi onun için daha iyi olur muydu?
Los agentes Daniel Cullens y Kate Stellan fueron asesinados anoche en una casa segura de la CIA en Culiacán, México.
Ajan Daniel Cullens ve Kate Stellan dün gece, Culiacan, Meksika'daki bir CIA güvenli evinde öldürüldüler.
He hablado con su hermano Brendan sobre el asesinato del Padre Daniel O'Connor.
Peder Daniel O'Connor cinayetiyle ilgili kardeşiniz Brendan'la konuştum.
Las profecías de Jeremías, Isaías y Daniel dicen. ¿ Quién eres tú para decir lo contrario?
Yeremya'nın, İşaya'nın, Danyal'ın kehanetleri bunu söylüyor.
No. Lo único que conseguí fue su nombre...
Tek bildiğim ismi Daniel o'Neill... 16 yaşında...
Daniel O'Neill... su edad... dieciséis años... y la petición de que llamara a sus padres.
ve ailesini aramak istemiş.
- mientras Daniel estuviera aún aquí.
- Daniel hala buradayken.
Tuvo que haberle dicho a Daniel que íbamos a venir.
Daniel'e geldiğimizi söylemiş olmalı.
Apuesto a que quería que Daniel se entregara voluntariamente.
Eminim Daniel'ı ele vermek istedi.
El patrón de manchas de sangre de su ropa sitúa a Daniel directamente delante del Dr. Foley cuando fue apuñalado.
O bıçaklandığı zaman Daniel'ın... kıyafetlerinin önüne kan sıçramış.
- Entonces, Daniel lo mató.
- Yani, Daniel onu öldürdü.
No es verdad. ¿ Qué sabemos sobre Daniel?
Dönmüyor. Daniel hakkında ne biliyoruz?
Las huellas del abrecartas son las de Daniel.
Mektup açacağındaki izler Daniel'ınmış.
Obviamente, comprendemos lo duro que todo esto es para ustedes, especialmente para Daniel.
Bu durumun hepiniz için, ne kadar zor olduğunu anlıyoruz, özellikle Daniel için.
Daniel, por qué no le cuentas a tus padres lo que pasó hoy en realidad.
Daniel, neden ailene bugün neler olduğunu anlatmıyorsun.
Las pruebas físicas demuestran que fue Daniel quien apuñaló al Dr. Foley.
Fiziksel kanıtlar... Dr. Foley'i bıçaklayanın Daniel olduğunu gösteriyor.
Daniel, ¿ de qué estabais hablando el Dr. Foley y tú últimamente?
Daniel sen ve Dr. Foley... son günlerde ne hakkında konuşuyordunuz?
Daniel.
Daniel.
Mira, no estoy diciendo que Daniel no matara al Dr. Foley, pero mírale.
Bak, Daniel Dr. Foley'i öldürmedi demiyorum, ama ona bir bak.
Daniel O'Neill quedará bajo la custodia de sus padres.
Daniel o'Neill ailesine teslim edilecek.
Lo que de verdad quiero es saber por qué el expediente de la terapia de Daniel O'Neill nos resulta tan poco útil.
Gerçekten Daniel o'Neill'ın... terapi dosyalarının bize neden yardımcı olamadığını bilmek istiyorum.
Bueno, ¿ dónde están los relatos?
Peki, Daniel'ın öyküleri nerede?
Daniel los cogió.
Onları Daniel aldı.
La única verdadera pasión de Daniel era trabajar como voluntario en el refugio de animales Composer Hill.
Daniel'in tek tutkusu Composer Hill'deki... hayvan barınağında gönüllü olarak çalışmakmış.
¿ O si fue Daniel O'Neill quien los archivó mal intencionadamente?
ya da kasıtlı olarak Daniel o'Neill tarafından yanlış yerleştirildiyse?
Creemos que Daniel o'Neill asesinó a esta chica.
Daniel o'Neill'ın bu kızı öldürdüğünü düşünüyoruz.
- ¿ Qué estás haciendo aquí, Daniel?
- Burada ne yapıyorsun, Daniel?
Había 15 relatos de Daniel O'Neill guardados en los expedientes de otros pacientes.
Daniel o'Neill'in 15 öyküsü... diğer hasta dosyalarının arasına sıkıştırılmış.
Sabía que Daniel tenía un problema desde hace bastante tiempo.
Uzunca bir zamandır Daniel ile ilgili... bir sorun olduğunu biliyordunuz.
Sra. O'Neill, puede ingresar a Daniel en un hospital psiquiátrico, donde nunca jamás podrá volver a hacer daño a alguien.
Bayan o'Neill, Daniel'i psikiyatri hastanesine göndermelisiniz, orada bir daha kimseye zarar veremeyecektir.
Así que, Sheila se pasó dos meses en una sala de espera con Daniel.
Yani, Sheila iki ayını Daniel ile bekleme odasında geçirmiş.
Bueno, el laboratorio ha confirmado... que en la jeringuilla de Daniel había tiletamina y zolazepam.
Laboratuvar tiletamine ve zolazepam'ın... Daniel'in şırıngasından olduğunu onayladı....
El Sr. Daniel Craig y el Sr. Jeffrey Katzenberg están terminando sus postres.
Bay Daniel Craig ve Bay Jeffrey Katzenberg tatlılarını daha yeni bitiriyorlar.
Vale, Daniel-San, te entrenaré.
Pekâlâ Daniel-San, seni eğiteceğim.
La tumba de Daniel.
Daniel'in mezarı.
¡ Daniel!
Daniel!
Su nombre era Daniel.
Adı Daniel'dı.
He recibido una llamada de un abogado del estado y me ha informado de que el abuelo de Daniel, Edward Grayson, ha muerto.
Bir tereke avukatı telefon etti Daniel'in dedesi Edward Grayson vefat etmiş.
- "Daniel San, ¿ qué quieres?"
- Daniel-san, neden karate...