English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Dee

Dee translate Turkish

2,660 parallel translation
Necesitas ver esto.
Dee, burnunu sokuyorsun.
Dee, no te metas.
Onu içeride tut.
Dee, desgarbada zorra descoordinada, debería atarte por tu poca gracia.
Dee, seni sıska, dengesiz kaltak. Senin beceriksizliğin yüzünden domuz bağı yapılmayacağım.
Dee, escúchame.
Dee, beni dinle.
¿ Sabes lo qué estoy diciendo? ¿ Qué pasa contigo, Dee?
Dediğimi anlıyor musun? Sana ne oluyor, Dee?
¿ No estás familiarizado con como orina una mujer?
Bir kadının nasıl işediğini bilmiyor musun? Biliyorum, Dee, ama sifonu çekemezsin.
Sí lo estoy, Dee, pero no puedes tirar de la cadena. Va a hacer demasiado ruido.
Çok fazla gürültü yapar.
- Usa, usa a Dee para tocarlo.
Dee orada mı?
¿ Está Dee ahí?
- Eğer Dee'yi bulursan...
- Si encuentras a Dee...
- Siz hala vazodan mı bahsediyorsunuz?
Dios, Dee, ¿ porqué tiraste de la cadena? Bueno, me has asustado con todo lo del ADN y las pruebas.
DNA püskürtmek ve kanıt bırakmak konusunda beni korkutan sendin.
¿ Cómo sugieres que hagamos eso?
Hey, Charlie, hey, ben Dee.
Oye, Charlie, soy Dee. Escucha, ¿ cómo es que Mac es el único que pulsa el botón del walkie?
Dinle, nasıl oluyor da telsizin düğmesine sadece Mac basıyor?
- Hola... Dennis y Dee.
- Merhaba, Dennis ve Dee.
Dee, deja de concentrarte en cómo regresar con ese grupo y empieza concentrarte en cómo vengarte de ellos.
O gruba dönmenin bir yolunu bulmalıyım. Dee, bence onların arasına nasıl gireceğini düşünmeyi bırakıp onlardan nasıl intikam alacağını düşünmeye başlamalısın. Evet.
- No, Dee, fuera de aquí.
Tekrar arkadaşınız olmaya hazırım.
- ¡ Aléjate de nosotros!
- Olmaz, Dee, çık git buradan. - Bizden uzak dur. - Bizden uzak dur.
Bájanos, Dee.
Hadi, indir bizi, Dee.
Si Dee quiere unirse al tren de carga, debemos dejar que se una.
Eğer Dee Yük Treni'ne binmek istiyorsa, onu Yük Treni'ne almalıyız.
Dee solo tiene que hacer una cosa :
Dee'nin yapması gereken tek bir şey var.
Necesitamos saber que Dee está con nosotros. - Bien, Dee.
Dee'nin bizden biri olduğunu bilmeliyiz.
- ¿ Sí?
Dee?
Dee, sentimos que te lastimaras la espalda, pero tienes suerte de que eso fuera todo.
Dee, sırtını incittiğimiz için üzgünüm ama şanslısın daha kötüsü de olabilirdi.
Y el aparato ortopédico de Dee.
Ve Dee'nin sırt korsesi.
¡ Decir "Sadie"!
"Sadie" dee!
Parece un tipo que ha superado una línea de identificación y que está a punto de ponerse a cantar. ¿ Lo tienes?
Pekâlâ, görünüşe göre adamımız seçilmediğini görünce sevincinden * zip-a-Dee-doo-dah'ı söylemeye başlayacak. - Mm-hmm. Aldın mı?
¡ Bueno, la-dee da!
Siktir lan oradan!
Anótale eso a Tararí y Tarará allí afuera.
Bunu şuradaki Tweedle Dee ve Tweedle Dum'ın hesabına yaz.
Oye, Dee, ¿ cómo encontraste este sitio?
- Dee, buradan nasıl haberdar oldun?
Dee, ¡ zorra!
Dee, sarı kaltak. Bakın işte.
Todo esto es molesto, y si me vuelves a hacer callar otra vez te derribaré, me has oido?
Bana bir daha "şşş" yaparsan seni gebertirim, anlıyor musun? Dee!
Ok, sabes qué? Dee, Dee!
Konudan sapıyoruz.
- ¿ Ese pelo es tuyo, Dee? - Venga ya.
- O senin saçın mı, Dee?
Dee golpeó los negros gordos viejos, y luego envió su pelo. - Vale, eso no es... - ¡ Oid!
Dee de şişman yaşlı bir siyahi kadınla çakışıp ona saçını yollamış.
Pero el ego inflado de Dee sobre su comedia le impedía hacer su trabajo.
Ama Dee'nin komikliği konusunda şişmiş egosu işini yapmasına engel oluyordu.
Cuando Dee me interrumpió con algún vago plan para salir de trabajar
Sonra Dee işten kaytarmak için yaptığı miskin planıyla beni böldü.
Dee es culpable de pereza, y es pro-aborto.
Dee tembellikten suçlu, ve kürtaj uzmanı.
Y sin Dennis conmigo para cagarse en todas las ideas de Dee, yo estaba atraído por su muy flojo, vago, pecaminoso plan de avatares.
Dennis olmadan Dee'nin planıyla sıkışıp kaldım. Onun miskin, tembel, günahkar avatar planıyla.
Si? Dee estaba en lo cierto, sin embargo.
Dee haklıydı.
Tu sabes el avatar que íbamos a usar para que hiciera nuestro trabajo por nosotros, así podía ir a navegar y Dee decir sus estúpidas bromas, y Dennis poder verter más ácido en su rostro.
Biliyorsun, avatar. Bizim yerimize geçip işlerimizi yapacak olanlar. Böylelikle ben denize açılabilirim, Dee aptal şakalarını yapabilir, ve Dennis suratına daha fazla asit dökebilir.
¡ Claro que está hecho a medida!
Tabii ki dee ısmarlama!
# Dee-dee-dee, dee-dee-dee
# Dee-dee-dee, dee-dee-dee
# Da-da-da, da-da-da-da-da, da-da, dee-dee-dee
# Da-da-da, da-da-da-da-da, da-da, dee-dee-dee
# Dee-dee
# Dee-dee
Har-dee-maldito-har.
Çok komik, amına koyayım.
DeeDee, mamá no se enterará de esto.
Dee Dee, annen öğrenmeyecek.
- Busca una bolsa de arena y...
- Bırak, bırak Dee dokunsun.
Fue la era de la ciencia.
Dee, sifonu neden çektin?
Esto es genial, Dee.
Muhteşem, Dee.
Me gustaría el de forma rápida, Dee.
Onu hemen işe alıyorum, Dee.
- DeeDee, necesitamos más sangre en los cuerpos, ¿ sí?
- Dee, cesetlerin üstünde daha çok kan olmalı, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]