Translate.vc / Spanish → Turkish / Dejalo
Dejalo translate Turkish
14,503 parallel translation
800 dolares por unidad, tomalo o dejalo.
Birim başı aşağı yukarı 800 dolar.
- Kevin : Dejalo hablar.
- Bırakta konuşsun.
Charlie, llévate el coche y déjalo a unos seis o siete kilómetros de aquí.
- Charlie, arabayı al ve buradan 8-9 km uzakta bir yere bırakıp gel.
Déjalo y deja que el que quiera llevárselo se lo lleve.
Bırak da kim almak istiyorsa alsın.
Déjalo ir.
Unut gitsin.
Por favor, te lo suplico, déjalo.
Lütfen, yalvarırım, yapma.
Si estás realmente preocupado por lo que es bueno para la familia, déjalo.
Ailenin iyiliğini düşünüyorsan yapmazsın.
Sólo déjalo, bueno.
Açmazsan olmaz mı?
Sólo déjalo.
Bırak işte.
- Déjalo tranquilo, Camille.
- Onu rahat bırak Camille.
- Déjalo.
– Bırak onu.
- Déjalo en paz.
- Adamı rahat bırakın.
Si no puedes tomar una decisión, déjalo en manos de la suerte.
Eğer sen karar veremiyorsan, tanrılar karar versin.
Nada. Déjalo abajo.
Böyle bırakalım.
Te ayudará hasta que estés lo bastante fuerte para respirar por tu cuenta, así que déjalo.
Sen yeteri kadar güçlenip kendi başına nefes alıncaya kadar orada kalacak. Onu rahat bırak.
Por favor, Victoria, déjalo.
Lütfen Victoria, bırak bu işi.
Déjalo que presente una queja.
Bırakalım dava açsın.
- No. ¡ Déjalo!
- Hayır, gitme.
Mamá, déjalo ya.
Anne, bırak artık.
Mira, no va a pasar, así que déjalo, ¿ vale?
Bak, böyle bir şey olmayacak, o yüzden konuyu kapa, tamam mı?
Así que, haznos un favor... Déjalo.
Bir iyilik yap... bırak bu işi.
El dolor que estás sintiendo, déjalo entrar.
Bırak o acı içinde kalsın.
Ahora déjalo, y vete.
Şimdi çık git buradan.
Déjalo.
Bırak gitsin.
¿ Otra vez eso? Déjalo, Louise.
Bırak bunu artık.
Déjalo. ¿ Qué pasa?
Kes şunu.
¡ Déjalo! ¡ Vamos!
Bırak onu, hadi!
Número dos : no la tiré, así que, déjalo estar, ¿ vale?
Ben devirmedim, o yüzden tekrarlama aynı şeyi.
Déjalo atrás.
Unutmaya bak.
"¿ Déjalo atrás?".
"Unutmaya bak" mı? !
- Déjalo. * Eres todo lo que quiero tener... *
# Sen istediğim her şeysin #
Mejor déjalo, Jim.
Bence artık vazgeç Jim.
Sí, vale, déjalo, Anne.
Evet, sorun yok, kes şunu Anne.
Shakhti, déjalo hablar.
Şarap ve kumar parası için mi?
- No, no hay problema. - Vamos, déjalo así, córtalo.
- Hadi keselim.
Déjalo estar, Elsa.
Bırak o yapsın Elsa.
Déjalo.
Bırak adamı.
Bueno, déjalo.
Kafana dik o zaman.
No, no, no, déjalo estar.
Hayır, hayır.
Simplemente, déjalo estar.
Boş ver. Boş ver gitsin.
Déjalo, sabe lo que hace.
Bırak. O ne yaptığını biliyor.
Déjalo acercarse.
Bırakın yaklaşsınlar.
Solo déjalo. ¡ Vamos, vamos! ¡ Coronel!
Bırak onu. Gidelim hadi! Albay!
Trav. Déjalo, Trav. Déjalo.
Trav, bırak onu, bırak.
Déjalo.
Bırak hadi.
¡ Déjalo!
Bırak.
Déjalo en paz.
Orayı boş ver.
Déjalo en el despacho de la Editorial.
Bunu yazı işlerinin masasına bırak. Kimseyle konuşma.
Déjalo.
Boşver gitsin.
Déjalo.
Bırak.
Tobias, déjalo.
Tobias, bırak gitsin.