English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Denver

Denver translate Turkish

1,590 parallel translation
Y un avión en el aeropuerto de Denver.
Kanserle savaşamadık.
Denver.
- Denver'e.
¡ Denver!
Denver!
Desde entonces lo he perseguido, de Chicago a Denver a Salt Lake City, a Phoenix, y siempre llevo esta corbata porque me mantiene motivado.
O günden beri Chicago'dan Denver'a, Salt Lake City'ye hatta Phoenix'e kadar peşini bırakmadım. Kravatı da hiç çıkartmadım....... çünkü beni hırslandırıyor.
Va a las montañas Rocallosas, en las afueras de Denver.
Rocky Dağlarının arasından Denver'in dışına.
Bien, ¿ eh? Bien, muy bien.
John Denver'ı çalış.
Estúdiate a John Denver.
Hatta onunla şarkı söyle.
Yo creo que ahí está la esencia para doblar el acento del sureste norteamericano.
John Denver mı? Evet.
John Denver. ¡ Tipazo!
O ve Dolly Parton sana rehber olabilir.
Ya sabe, el me costó tres decimas de segundos en Denver.
Denver'da bana saniyenin onda üçü kadar zaman kaybettirmişti.
Pasé la última década trabajando muchísimo en Denver... así que decidí descansar un mes. Pasar un tiempo relajándome.
Son 1 0 yılı Denver'da aşırı çalışmakla geçirdim bu yüzden bir ay izin alıp deniz seviyesinde geçirmeye karar verdim.
Ni siquiera vive en Nueva York. Vive en Denver.
- New York'ta bile yaşamıyor.
Mi hombre en Denver se topó con la licencia de Corrine.
Denver'daki adamım Corrine'in ehliyetinin kaydını bulmuş.
- ¿ En Denver?
- Denver'da mı?
Si queremos dinero de verdad, necesitamos atraer a la gente de Denver. Si.
Eğer daha fazla paranın fışkırmasını istiyorsak, Denver'dan şehirli insanları getirmeliyiz.
Una autopista, desde Denver, directa a nuestro casino.
Denver'dan kumarhanemizin girişine yapılmış bir otoyol!
El sábado es mi cumpleaños y mi mamá me va a llevar a Casa Bonita, en Denver,
Hayır. Bu cumartesi annem doğum günüm için beni Denver'daki Casa Bonita'ya götüreceğini söyledi.
Seguro, están sobre la zona de Five Points en Denver.
Denver'da Beş Nokta bölgesindeler.
Tenemos que tomar un autobús al Five Points de Denver.
Otobüsle Denver Beş Nokta bölgesine gitmeliyiz.
Los únicos en South Park, donde vivimos, y nos encantaría formar parte de su grupo en Denver.
Yaşadığımız kasaba olan South Park'da tek Crip bizleriz ve sizin muhteşem Denver şubenize katılmak istiyoruz.
Somos detectives de la unidad especial de bandas en Denver.
Biz Denver Özel Çete biriminden dedektif Hyde ve Richardson'ız.
A esa hora vimos a Ally Sheedy, la chica gótica del "Breakfast Club" que estaba jugando en la pista de al lado. Le pedimos un autógrafo, pero no llevaba bolígrafo, así que la seguimos a su coche, pero en el camino, fuimos abordados por 5 científicos, que querían hacernos un test de personalidad, así que estuvimos hasta las 10.45 en el centro científico de Denver.
Ally Sheedy kahvaltı külübünden Gothic tavukğu farketiğimiz zaman, yanımızdaki yerde bowling oynuyordu, bize imzasını vermesini istedik, ama kalemi yoktu, bizde arabsına kadar onunla gittik, ama giderken bize kişilik testi yapmak isteyen 5 tane Scientologists ile karşılaştık
Después de eso, nos equivocamos al coger el autobús y terminamos en el Rancho de Burritos Rojos, Al sur de Castle Rock y volvimos a casa en el coche de un hombre,
10 : 45'ekadar Denver daki Scientologist merkezinde durduk ve Yanlışlıkla Rancho de Burritos Rojos otobüse binmişiz ve yurt dışına çıkmısız south of Castle Rock, ve sonunda sol işaret parmağı olmayan ve adı Gary Bushwell olan bir adamım arabasına binip yola çıktık
Nosotros seguimos a Ally Sheedy hasta su coche, pero por el camino nos abordaron 5 científicos Que nos querían hacer un test de personalidad en un centro científico. En Denver hasta las 10 : 45, Entonces nos equivocamos de autobús y terminamos en el Rancho de Burritos Rojos, al sur de Castle Rock.Luego volvimos a casa en el coche de un hombre
Ally Sheedyi arabasına kadar takip ettik, yolda beş Scientologists ile karşılaştık 10.45 kadar ize kişilik testi yapmakistedikleri Denver deki Scientologists merkezindeydik ve Yanlışlıklain Rancho de Burritos Rojos otobüse binmişiz ve yurt dışına çıkmısız, south of Castle Rock, ve sonunda sol işaret parmağı olmayan ve adı Gary Bushwell olanbir adamım arabasına binip yola çıktık
Envíalo al Territorial Enterprise, al Denver Post...
Şimdi bunu, Territorial Enterprise'a,
- y al Wichita Eagle.
Denver Post ve Wichita Eagle'a gönder.
Creo que esas luces son Denver.
Galiba bu ışıklar Denver.
Correo de Denver eliminado cuando llamaba por teléfono.
Denver taşıyıcısı telefon görüşmesi yaparken etkisiz hale getirildi.
El de Denver llamaba por teléfono cuando lo mataron.
Ama Saunders'ın Denver'daki adamı, öldürüldüğü sırada bir telefon görüşmesi yapıyormuş.
Está en una conferencia en Denver, así que no espero una llamada.
Yani aramasını beklemiyorum.
Fue tan amable, sabes - tan emocionado porque vine a Florida.
Bu hafta Denver'da bir konferansa gitti. Çok iyiydi. Florida'ya geldiğim için çok heyecanlandı.
Esperaba que me invitara a Denver con él - sabes, no lo hizo. - Debía trabajar, Paris.
Beni de Denver'a davet eder diye umuyordum ama etmedi.
Wesley probablemente a mitad de camino a Denver por ahora. No.
Wesley büyük ihtimal şimdiye Denver yolunu yarılamıştır.
Tenía una gran casa en Denver.
Denver'da güzel bir evim vardı.
Son las 5 : 30 aqui. En Denver, son las 3 : 30.
Burada 5 : 300, Denver'da 3 : 00.
A Denver.
Denver'a.
"Casi el Cielo. Llévame a casa, ruta de campo." Una vieja canción de John Denver.
Adeta cennet. "Yol, beni yuvama götür." Eski bir John Denver şarkısıdır.
Y lo que no te dijeron es que todavía consiguieron reunir un cuarto de millón incluso después de mi coger mi parte. Hmm.
Denver'dakilerin söylemedikleri şey, payımı aldıktan sonra bile ellerinde çeyrek milyon dolar kaldığıydı.
Cariño, son las nueve menos cinco. Mi tortilla Denver no se hace sola.
Tatlım, saat dokuza beş var ve omletim kendi kendine pişmez.
Sí, he venido a la ciudad desde Denver por un caso.
- Bir dava için Denver'dayım.
Otra vez corriendo demasiado, ¿ verdad?
- Tebrik ediyoruz, değil mi? - Denver'dan.
Es de Denver, amigo de mis hermanos.
Erkek kardeşimin bir arkadaşı.
Ese John Denver sólo cantaba mentiras.
Şu John Denver b * * tan ibaret, dostum.
¿ John Denver?
John Denver.
Dénver, la Ciudad a una Milla de altura ha sufrido varios ataques en los últimos meses.
Mile High City, son birkaç ayda bir dizi hunharca saldırıya maruz kaldı
No, no espero una llamada.
Denver'da konferansta.
Está en una conferencia en Denver esta semana.
Seni en iyi restoranlara götürürler.
¿ Qué pasa con Denver?
Peki ya Denver?
¿ Qué pasa con Denver?
Denver'a ne olmuş?
El vicepresidente,
Başkan Yardımcısı Dick Cheney, dün Denver'daydı.
Dick Cheney, estuvo en Denver ayer, y me concedió una entrevista para nuestro noticiero
ve programımız için onunla röportaj yaptım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]