Translate.vc / Spanish → Turkish / Determine
Determine translate Turkish
181 parallel translation
Se debe confiscar todo el dinero hasta que se determine si es robado.
Çalıntı olup olmadığı anlaşılana kadar tüm paraya el konulacak.
Groves le dará la situación cuando la determine. Sí, señor.
- Bay Groves hesaplayıp pozisyonumuzu bildirecek.
Sr. Chekov, determine el curso de la nave asteroide.
Bay Chekov, göktaşı gemisinin rotasını çiz.
Esperamos que, al penetrar en las computadoras, Kano determine con exactitud cómo están siendo afectadas.
Kano'nun Bilgisayar'ın içine girerek... nasıl etkilendiğini bulabilmesini umuyoruz.
Crear una prueba concreta que determine esa validez. Todos los que hacemos películas tenemos la esperanza de ayudar a los demás, de cambiar algo en la sociedad...
Hepimiz, filmlerimizin birilerine yardımcı olmasını toplumu değiştirmesini umarız.
Hoy es el último día de competición y aunque la academia del comandante Mauser va en cabeza será la actuación de hoy la que determine el vencedor.
Bu, değerlendirme yarışmasının son günü... ve Komutan Mauser'ın akademisi önde olduğu halde... yarışmanın galibini bugünkü performansınız belirleyecek.
... una evaluación psiquiátrica que determine si puede someterse a juicio.
... davalının yargılanmadan önce psikolojik yeterliğinin test edilmesini talep ediyor.
Bien, Señoría, entonces quisiera pedir un aplazamiento hasta que se determine si su muerte está relacionada con este caso.
O zaman sayın yargıç, duruşmaya ara verelim. Polis bu cinayetin... davamızla bağlantısı olup olmadığını öğreninceye kadar.
Determine coordenadas de la campana del laboratorio para su regreso a Velara III.
Laboratuardaki kavanozun koordinatlarını, Velara III'e geri dönüş için gir.
No puedo dejar que esta fotografía determine mi destino.
Bu küçük fotoğrafın bütün kaderimi etkilemesine izin veremem.
Determine las necesidades más urgentes y cúbralas.
Acil ihtiyaçlarını belirleyin ve karşılayın.
Sr. Worf, determine su potencial ofensivo.
Bay Worf, saldırı potansiyellerini öğrenin.
Deje que yo determine eso.
Bırakın da buna ben karar vereyim, tamam mı?
Dejemos que la historia determine si se trata de héroes o de bandidos.
Bırakalım da kahramanın kim olduğuna tarihin kendisi karar versin.
Si me permite, por muy grande que sea la pérdida no solemos dejar que ningún clan determine la política minbari.
Affedersiniz ama kaybımız ne kadar büyük olursa olsun Minbari politikaları tek bir klan tarafından belirlenemez.
No se permitirá irse a ninguna nave hasta que se determine... hasta dónde es probable que se extienda esta enfermedad.
Hastalığın nereye kadar yayıldığı konusunda bir fikir sahibi olmadan hiçbir gemi de ayrılmayacak.
Eso significa que es hora de que el juez determine su destino.
Bu demek oluyor ki kaderini belirlemek için yargılanma zamanın geldi.
Eso es lo que esperamos que determine la autopsia.
Otopsiyi yapan kişi, bunu bulacak.
La daré... cuando determine qué parte la merece más.
Hangi ailenin daha çok hak ettiğine karar verdikten sonra birinize destek vereceğim.
- Sí, pero no habré hecho mi trabajo hasta que determine el móvil.
Aslında, inanıyorum. Bunun yanı sıra, cinayet nedenini bulana kadar, işim bitmiyor.
Cuando llegue el momento y se determine la verdad, su valor se pondrá por las nubes.
Zamanı geldiğinde, gerçek ortaya çıktığında,... değeri artacak.
Me han pedido que determine qué eliminó el pigmento de su cuerpo.
Vücudundaki pigmentleri neyin aldığını tespit etmemi istediler.
Hasta que determine el daño.
Hala, hasarın tam boyutunu tespit etmeye çalışıyoruz.
Y podemos dejar que un tribunal determine si es así.
O zaman bırakalım buna mahkeme karar versin.
- Queremos que extraiga el transmisor y determine su frecuencia exacta.
Senden bu alıcı vericiyi çıkarmanı ve haberleşme frekansını belirlemek istiyoruz.
- Una orden de la corte que obligue al hospital a concederlo antes que lo determine Whipper.
- Hastahaneyi zorlamak için mahkeme emri çıkartmaya çalışacağız. Sabahleyin... ... Whipper'ın karşısına çıkacağız.
Pídele al doctor que determine la causa de su muerte.
Ölüm nedenini, Doktor'a sor.
El futuro del Sol será el que determine el nuestro.
Güneş'in kaderi, bizim de kaderimizi etkileyecek.
Todos verán al juez para que determine la gravedad.
Tazminatın belirlenmesi için her biri hakim önüne çıkar.
Que los equipos estén preparados... para cuando la MALP determine que pueden salir.
Sonda gitmenizin uygun oldğunu.. .. onaylayana kadar takımlarınızı hazırlayın.
"Para nosotros, ud no tiene derecho de hacerlo Determine todo solo"
İkimizle ilgili olan şeye sen tek başına karar veremezsin.
Así que cuando le enseñen la bomba, conecte su portátil determine si la bomba es verdadera y tome suficiente tiempo para que Welles pueda bajar sus códigos de activación y, con suerte, sus códigos de desactivación a nuestra computadora.
Bombayı gösterdiklerinde, bilgisayarını aç, bombanın gerçek olup olmadığını sapta ve bunu, Welles'in bilgisayarına....... çalıştırma ve durdurma şifrelerini indirebilmesine izin verecek kadar uzun sürede yap.
Para que la AFI determine cuál era mejor y comprar una remesa
AFI için kararlaştırılıp onların alabileceği bir film.
En cuanto a mi hijo Keith él está dispuesto a entregarse a la justicia y a enfrentar las consecuencias que determine el jurado.
Oğlum Keith'e gelince, kendisi teslim olup büyük jürinin gerek göreceği sonuçlarla yüzleşmeye hazır
Algo en el fondo que determine su localización, un reflejo útil, cualquier cosa.
Arka planda yerini belirleyebileceğimiz bir şey işe yarar bir yansıma, herhangi bir şey.
Podría haber sido trasladada en algún momento, pero éso es lo que necesitamos que determine.
Herhangi bir zamanda taşınmış olabilir. Belirlemeye çalışmamız gereken de bu.
Determine la localización de los civiles y prepare a los tiradores.
Sivillerin konumları belirlenip keskin nişancılar yerlerini alsın.
Me pidieron que venga aquí y determine su capacidad mental para enfrentar un juicio.
Duruşmaya çıkman için sağduyu yetkinlik düzeyini belirlemeye geldim.
Segunda, cuando yo determine, si lo hago, que Atlantis es insalvable, los doctores Weir y McKay se convertirán en algo inútil
İkincisi, eğer Atlantis'in kurtarılamayacağına karar verirsem... Doktor Weir ve McKay işime yaramaz olurlar.
Determiné que en 4000 años de vida humana hemos tenido 230 años de paz.
4 bin yıllık medeniyet tarihinde, sadece 230 yıl barış içinde geçmiş. İnanılmaz, öyle değil mi?
Espera un micrón, creo que ya lo determiné.
Durun bir saniye, sanırım şimdi çözdüm.
- Creo que ya lo determiné.
- Sanırım bunu çözdüm.
Yo determiné el elenco.
Oyuncu listesini ben hazırladım.
Cuando determiné que aún respiraba, fui a buscar a Alexander.
Nefes aldığını anladıktan sonra, gidip Alexander'ı getirdim.
Determine la distancia.
- Menzili hesapla.
Creo que ya determiné por qué tu padre ha estado actuando tan distinto.
Babanın son zamanlarda neden farklı davrandığını ortaya çıkardım. Her şey oturuyor.
Yo determiné la intensidad.
Verimine ben karar verdim.
Tras revisar el cuerpo del Sr. Flood y su expediente determiné que la causa de muerte fue asfixia.
Seni de içerirse - -- Daha az alıyorum. Fazla... ve az... Araştırmayı görmezden gelemezsin, Nelle.
Determiné la causa de nuestras dificultades.
Niçin zorlandığımızı anladım.
Es lo que determiné.
- Saptamam böyle.
Pero hoy tras 40 años creo que realmente determiné algo.
Ama bugün 40 yıldan sonra sanırım gerçekten bir şeyin farkına vardım.