Translate.vc / Spanish → Turkish / Digo
Digo translate Turkish
83,220 parallel translation
Ya te digo que puedo.
Hem de nasıl ederim var ya.
Lo digo de verdad, Lucille.
Ciddiyim Lucille.
Y le digo a la televisión : "Oh, cállate".
Ben de televizyona "Kapat çeneni" diyorum.
Solo digo que parece "El coche fantástico" o algo así, como si fuera a hablarme todo el rato.
Sadece söylüyorum, Hayalet sürücü, ya da onun gibi birşeye benziyor. her zaman benimle konuşacakmış gibi duruyor.
Yo solo lo digo.
Sadece söylüyorum.
No lo digo muy a menudo, Pauline, pero no podría haberlo hecho sin ti.
Bunu pek sık söylemiyorum Pauline ama sensiz başaramazdım.
Oh, no lo digo yo, encanto. La propia Joan lo dijo.
Ben söylemiyorum canım, bunu Joan'ın kendisi söylemişti.
Lo digo en serio. Supongo que le demostramos que todavía queda mucha vida en estas dos tías viejas.
Sanırım ona bizim gibi yaşlı iki karıda da hala çok iş olduğunu gösterdik.
No hay nada malo en hacer los quehaceres domésticos. Solo digo que Joan tiene razón.
Ev işi yapmayı kötülemiyorum ama Joan haklıydı.
¿ Y qué tal si le digo que su pura y dulce niñita estaba teniendo una aventura con un hombre casado?
O saf ve sevgili küçük kızının, evli bir adamla ahlaksız bir ilişkisi olduğunu neden söylemeyecektim ki?
Tienes que hacer lo que te digo. Qué... ¿ Quién?
Dediklerimi yapman lazım.
Digo que te den.
Sıçayım senin yapacağın işe.
Yo digo que la inteligencia antes que la belleza.
Bence akıl güzellikten evladır.
- ¿ Por qué no le digo que estás aquí?
- Ona neden burada olduğunu söylemiyorum?
Sabes que solo lo digo porque me preocupo por ti.
Bunu sadece senin için endişelendiğimden söylüyorum.
Les digo que sobrecarguen su propia señal con interferencias digitales.
Onlara kendi sinyallerini dijital parazitlerle sıkıştırmasını söylüyorum.
Y creedme cuando os digo... que el país no puede esperar tanto tiempo.
Ve inanın bana olanları anlatınca... ülkenin de bu kadar süre bekleyemeyeceğini göreceksiniz.
Lo digo en serio.
Ciddiyim.
Solo digo que Moose tiene novia, Midge.
Yani Moose'un resmi bir kız arkadaşı var, Midge.
Lo digo en serio, Andrews.
Ciddiyim, Andrews.
Si os digo lo que sé, prometedme que el disparo se queda entre nosotros.
Bildiklerimi söylersem, silah sesinin aramızda kalacağına söz verin.
Lo que digo es que no sabes nada de ella, Archie.
Demek istediğim, onunla alakalı hiçbir şey bilmiyorsun, Archie.
Si esto es algo que te hace feliz, entonces te digo que vayas a por ello.
Eğer bu sizi mutlu eden bir şeyse, o halde ben devam derim.
No digo que lo que tu madre está haciendo sea correcto, pero quizá haya otra parte de la historia.
Annenin yaptığı şeyin doğru olduğunu söylemiyorum ama belki de hikayenin başka bir yönü var.
Digo que nos larguemos antes de que se complique.
Bu olay ateşlenmeden gidelim diyorum.
Le digo a las personas lo que quieren escuchar.
İnsanlara duymak istediklerini söylerim.
Te lo digo.
Sana söylüyorum.
Eso es lo que digo.
Ben de bunu diyorum.
Digo mis padres se engañan mutuamente.
Yani... benimkiler birbirlerini aldatıyor.
Digo que la moneda con error que creamos nunca existió antes.
Dediğim şey şu, bastığımız hatalı para daha önce hiç yoktu.
Os lo digo, estoy muy contenta de tener aquí en Blackburg a un encargado de emergencias.
Blackburg'ta acil durum müdürümüz olduğu için ne kadar mutlu olduğumu söylemeliyim.
Todo lo que digo es, ¿ qué pasa si preparan algo más?
Tüm demek istediğim ya başka bir şeyin peşindelerse?
Si le digo la verdad, ni siquiera estoy seguro de lo que pretendía yendo allí.
Açıkçası, oraya giderken ne düşündüğümü bile bilmiyorum.
Parecía un tarado, si le digo la verdad.
Bana deliymişim gözüyle baktı.
Si te digo la verdad, podría comerme unos espaguetis crudos.
Spagettiyi paketinden bile yiyebilirim.
Ahora haz lo que te digo, ¿ vale? Venga.
Şimdi dediklerimi yap.
Si te parece, le digo que has llamado y estoy seguro de que te llamará.
İsterseniz aradığınızı söyleyebilirim. Eminim size sonra döner.
Y ya te digo que no sé dónde está él.
Onları o kadar iyi tanımıyorum. Adamın nerede olduğunu hiç bilmiyorum.
Pero, cuando lo digo así, suena simplista.
Böyle deyince makaslamış oluyorum.
No digo que no sea romántico.
Burası romantik demiyorum.
Necesitas un poco de diversión en tu vida, eso es todo lo que digo, ¿ vale?
Biraz eğlenmene bakmalısın, dediğim bu, tamam mı?
- Lo digo en serio.
- Ciddiyim.
Uno nunca se puede tomar la seguridad a la ligera, eso es lo que yo digo siempre.
Hep derim ihtiyatlı olmanın sınırı yoktur.
Mira, no digo que debamos olvidarnos de que todo eso ha pasado.
Bak, olanları hemen unutuversinler demiyorum zaten.
Solo digo que quizás no haga falta montar una reunión familiar cada vez que Holden sale de casa.
Holden her evden çıktığında bir aile toplantısı düzenlemeyelim diyorum.
Sheriff, digo esto de la forma más respetuosa posible, pero Fort Reed es un pueblo pequeño.
Şerif, bunu mümkün olduğunca saygılı şekilde söylüyorum ki, Fort Reed küçük bir kasabadır.
Lo que digo es que la próxima vez podemos ponernos de acuerdo antes de hablar con el jefe.
Demek istediğim, bir dahaki sefere şefle... konuşmadan önce bir araya gelelim.
De acuerdo, si le digo... todo, y crea que soy quien digo ser, esta mierda se detiene?
Tamam. Bunu sana anlatırsam "senin o olduğuna inanmıyorum" saçmalıkları sona erecek mi?
No digo que lo seas, pero ¿ por qué actúas como un cretino?
Öylesin demiyorum ama niye hödük gibi davranıyorsun?
¿ Comprendes lo que digo?
Anlamıyor musun?
Nunca digo que no a una pedicura.
Pediküre asla hayır diyemem.