English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Direcciòn

Direcciòn translate Turkish

22 parallel translation
Me acerqué todo lo posible para escuchar la direcciòn.
Gideceği adresi duyabilmek için dikkat kesildim tabii.
¿ Conoce la direcciòn del Baròn Rothschild?
Baron Rothschild'ın adresini biliyor musunuz acaba?
El submarino le espera en la direcciòn contraria.
Denizaltı onu ters yönde bekliyor.
Está diciendo que ayer, cuando íbamos en busca de mademoiselle Suzanne, ¿ íbamos en la direcciòn equivocada?
Dün Matmazel Suzanne'i almaya giderken yanlış yöne gittiğimizi ima ediyordun.
Y no miraremos en direcciòn de ellos.
O zaman biz de onların tarafına bakmayız.
¿ Seguro, nombre y direcciòn, cosas así?
Sigorta, isim ve adres falan?
Me dio una direcciòn de Ealing, que no existe, y un nombre con el que dudo que lo bautizaran.
Ealing'de var olmayan bir adres verdi. Verdiği isimle vaftiz olmadığından da eminim...
No tenemos el nombre ni la direcciòn, sòlo el apodo : "Blondie".
İsim ve adres yok. Sadece bir takma ad : "Blondie."
Cuando Elsa la reciba mañana por la mañana, debería enviar una respuesta de aspecto totalmente inocente... a la direcciòn acordada.
Elsa sabah kartpostalı alınca... önceden belirlenmiş bir aracı adrese tamamen masum... ve alakasız bir cevap göndermesi gerekiyor.
Es en direcciòn contraria.
Bu aksi istikametti.
Oh, si, el Inspector el me diò su direcciòn el parece ser una buen hombre, ¿ no es asì?
Oh, evet, Müfettiş. Sizin adresinizi bana o verdi. Kibar bir adam öyle değil mi?
La Srta. Turner dijo que su padre conoció a McCarthy en los Campos de Oro veo la direcciòn en que todo apunta.
Bayan Turner, babasının McCarthy'le altın yatağında tanıştığını söylüyordu. Tüm bu noktaların yönünü anlıyorum.
Tiene por delante y atras barras estabilizadoras direcciòn de cremallera y piñón, y un genuino Ginsu, con actitud..
Ön ve arka salınım kolları var. Dişli direksiyon sistemi. Ve kaputunda mızrak başlı orijinal yükseklik ayarları.
Vamos a ver, déjeme su direcciòn mañana por la mañana le llamo y hablaremos en el programa del anti
Pekala, şöyle yapalım. Bana adresinizi verin. Sizi yarın sabah ararım sizde programa gelirsiniz, orada Deccal hakkında konuşuruz.
Déme su nombre, DNI y direcciòn, por favor.
Bana adınızı, adresinizi ve kimlik numaranızı verin.
Cuando la tenga, os pasaré mi direcciòn de Borneo.
Siz verince, ben de size Borneo'daki adresimi vereceğim.
Desearìa volver atras y abrazarla, en vez de eso corri en direcciòn a gigantescos negros jugando voley.
Geri dönüp ona sarılmak istedim. Ama onun yerine, voleybol oynayan o iri esmer adamlara doğru koştum.
Sigue yendo en direcciòn del rio.
Ve hâlâ nehre doğru gidiyor.
No, esa direcciòn era la de su madre y por lo que ella sabe, él todavía está en prisión.
Hayır. Adres annesine aitmiş. Ve kadının bildiği kadarıyla, oğlu hâlâ hapiste.
Tranquilo, Fleckner. ¿ Donde está la direcciòn I.P.?
Sakin ol Fleckner. IP adresi nereye yönlendirdi?
¿ Quién le dio esta direcciòn?
Size bu adresi kim verdi?
" y el alma, un pájaro, volando en direcciòn al cielo. Quién escribió eso?
Kimindi bu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]