Translate.vc / Spanish → Turkish / Dis
Dis translate Turkish
8,202 parallel translation
Aunque hay mucho sobre él que tal vez jamás entenderemos, los registros dentales confirman que es el cuerpo de Luís.
Kendisiyle ilgili asla anlayamayabileceğimiz pek çok şey olmasına rağmen diş kayıtları, bagajdaki cesedin Luis olduğunu doğruluyor.
Y a juzgar por la curvatura y el tamaño de la arcada dental, el mordisco debió darlo una mujer.
Diş açısı ve boyutuna bakılırsa ısırık bir kadına ait.
Dis...
Şey...
Pero el fin de semana pasado, Brit casi batió Instagram cuando consiguió una dentadura brillante, salió con Courtney Love, y abandonó su juego del maíz al postear esos picantes con limón.
Ama geçen hafta Instagram'ı yıktı geçti pırlanta diş yaptırdı Courtney Love ile sevişti ve Picante limonlarını paylaşarak, Corn Nut oyununda seviye atladı.
Coincide con el color de la pasta de dientes.
Rengi diş macunu ile eşleşiyor.
- Brackets de adulto.
Diş teli takıyor. - Hayır.
Segundo, mi crema de marisco tenía un diente.
- Ayrıca çorbamdan diş çıkmıştı.
Como en "Marathon Man", pero sin partirme los dientes.
"Marathon Man" deki gibi, diş dolgusu işkencesi hariç.
El papá se llamaba Gus, y la madre, se llamaba pasta de dientes.
Babanın adı "Suratsız", anneninki de "Diş Macunu" ydu.
Te diré todo acerca de cómo Gus y pasta de dientes tenían bebés en el camino de regreso.
Sana yolda, Suratsız ve Diş Macunu'nun çocuklarının nasıI olduğunu anlatacağım. Ne dersin?
Tienes que llevarme al dentista para que me arreglen la boca.
Ağzımı düzeltmesi için beni bir diş hekimine götürmelisiniz.
Tengo una cuenta. ¿ Tienes una cuenta con un dentista?
- Bir diş hekiminde hesabın mı var?
Sé que Iroh puede hacer frente al ejército de Kuvira,
Iroh'un, Kuvira'nın ordusu ile dişe diş mücadele edebileceğini biliyorum... -... ama bu silah...
Hemos conseguido un anuncio de pasta de dientes, nena.
Diş macunu reklamı almışız, bebeğim.
No quiero grabar anuncios de pasta de dientes.
Diş macunu reklamları kaydetmek istemiyorum ben.
Necesitaremos los registros dentales.
Diş kayıtlarına ihtiyacımız olacak.
Teniendo en cuenta la longitud de estas heridas, parecen más heridas de arma blanca que daños por dientes.
Bu deliklerin boyuna bakılırsa, diş izinden çok bıçak yarasına benziyorlar.
Conseguiré una orden para obtener sus registros dentales.
Arama izniyle diş kayıtlarını alacağım.
Mira el diastema de los incisivos de Victoria en comparación con las laceraciones dentales en la víctima.
Victoria'nın kesici dişleri arasındaki boşlukla maktulün üzerindeki diş izlerine bak.
Ángela vio una forma femenina en la sombra y la dentición parece ser de una mujer.
Angela bir kadın gölgesi gördü ve diş izleri bir kadına ait.
Conseguiré su historia clínica dental a ver si la marca de la mordedura coincide.
Kadının diş kayıtlarını alacağım. Bakalım uyacak mı?
Esa marca de mordedura coincide con sus registros dentales.
O ısırık izi, diş kayıtlarınıza uyuyor.
El Rey Toot.
Kral Diş.
No tengo ningún problema contigo, Toot.
Seninle hiçbir derdim yok, Diş.
¡ El Rey Toot está cerrado!
Kral Diş'in yeri kapalı!
- Debe estar atascado.
- Diş kapmış olmalı.
- ¿ Un dentífrico? - Sí.
Diş macunu mu?
El polvo que se deposita en los dientes y en las mucosas es tóxico.
Demek ki diş ve diş etlerindeki toz zehirli.
Una vez vi un póster en la consulta de mi dentista que decía, "No siempre puedes controlar lo que está fuera..."
Bir keresinde diş doktorumun ofisinde gördüğüm bir posterde "Dışarıda olanları her zaman kontrol edemezsiniz" yazıyordu.
Si, el sanar, dolor de muelas y dolor de estómago, me hace ser una bruja, entonces soy muy poco temible.
Diş ve mide ağrılarına şifa bulmak beni cadı yapıyorsa o zaman hiç de korkulacak biri değilimdir.
¿ Te importaría dejar mi cepillo de dientes y mi kit casero para hacer cerveza en la puerta? Los recogeré por la mañana.
Diş fırçamı ve kaynatma setimi kapının önüne bırakırsan, yarına alırım.
Si vas a la droguería, no nos queda
Eğer markete gidiyorsan diş macunumuz...
Pasta de dientes, colutorio, chicles, posos de café...
Diş macunu, gargara, sakız, kahve...
Ayer vendí mi cepillo de dientes por un lápiz pero escuchemos el problema de Charlie.
Dün diş fırçamı bir kalemle takas ettim. Ama bi Charlie'nin problemini dinleyelim
Dios mío, eso fue como sacar un diente.
Aman Tanrım. Bu diş çekmek gibiydi.
Le están saliendo los dientes.
Diş çıkarıyor.
Nada de comer mayonesa directamente del bote, nada de utilizar mi cepillo de dientes.
Direkt kavanozdan mayonez yemek yok, benim diş fırçamı da kullanamazsın.
pero hey, ¿ No puedes volver a poner la pasta de dientes de vuelta al tubo, cierto?
Ama hey,... diş macununu tüpüne geri koyamazsın, değil mi?
La montaña Broken Tooth.
Kırık Diş Dağı.
Eso que acecha en Broken Tooth, sé que mata turcos.
Kırık Diş'te olan şeye. Türkleri öldüreceğini biliyorum.
Soy lo que los hombres temen de Broken Tooth.
Kırık Diş'teki korkunç şeyle tanıştım.
Sólo dame una barra.
Tek diş çek be.
Por el patrón de la mordida diría que fueron polillas gitanas asiáticas.
- Diş izlerine bakarsak bence çingene güvesinin işi.
- Sigue mi dedo.
Hey benim diş fırçam nerede? İşte burada.
Está bien volvamos al avión.
Onun gördüklerinden bir tanesinde bir sıra siyah diş vardı gözleri de siyahtı.
A diario, luego de su tarea.
Evet, her gün ödevlerle diş fırçalamadan sonra.
En realidad, no pueden engendrar mis hijos propios, desde que tocó un poco pésimo día en un consultorio dental
aslında yapamambaba kendi çocukları, Biraz isabet beri Bir diş ofiste snafu.
Tienes una lengua muy raro Es necesario utilizar el hilo dental mejor
Oh, gerçekten tuhaf bir dil var. Daha iyi diş ipi gerekir.
Dylan tiene una cita para jugar con Eli el martes y Megan tiene un dentista cita el viernes
Dylan oyun tarihi vardırSalı günü Eli, Ve Megan bir diş hekimi vardırCuma günü randevu.
- Checa los registros dentales.
- Tamam, diş kayıtlarını araştırın.
¡ Diente por diente, a la centésima potencia!
Dişe diş, çarpı 100!