Distant translate Turkish

# From the hallowed hills of Rudland # # To a distant shore #

# Rudland'ın kutsanmış tepelerinden... # #... uzak bir sahile #

Este primo lejano de la cobra puede matar una persona con su veneno en cuestión de minutos... sin embargo, raramente muerden a humanos.

Kobranın bu uzak kuzeni This distant cousin of the cobra zehiriyle bir insanı dakikalar içinde öldürebilir fakat insanları çok nadir sokarlar.

LUCES DISTANTES

Distant Lights

VOCES DE UNA ESTRELLA LEJANA ( Voices of a distant star )

Uzaktaki Bir Yıldızdan Gelen Sesler

But that river's rolling and distant bells are tolling Telling me that I am bound away

Ama nehir akıp gidiyor ve ırak çanlar çalıyor, beni çağırıyorlar uzaklara.

Because this duty was bestowed from an ancient, distant time...

Bu görev uzak ve eski bir zamanda olduğundan...

# Mi hogar es ahora una tierra lejana. #

# My home is now a distant land #

Es de mis padres.

- Distant Cousins # Ailemden gelmiş.

Iba a comprobar la instalación'Distant Star'... con Fitz y Simmons.

Fitz ve Simmons ile Uzak Yıldız Kaşifi'ni kontrol edecektim.

Hubo una emboscada en las instalaciones'Distant Star'.

- Uzay Yıldız tesisinde baskın yaptılar.

Bienvenidos a Distant Vistas.

Uzak Manzaralar'a hoş geldiniz.