Translate.vc / Spanish → Turkish / Dmv
Dmv translate Turkish
250 parallel translation
Escucháme pequeña, el DMV investiga el auto del sospechoso tú no puedes ayudarme en eso, ¿ O sí?
Dinle beni balık etli afet. Trafik şüphelinin aracını araştırıyor. Bu konuda yardımın dokunur mu?
Hellen O'Brien me había dicho que el DMV tenía 16 sospechosos.
Helen O'Brien Trafik'in 16 olası araç bulduğunu bunların birinden de şüphelendiklerini söyledi.
Lo pasaré por el DMV. en remisión a un BMW.
BMW'lerle ilgisine bakacağız.
Hasta tenemos un tipo en la DMV.
Motorlu Taşıtlar Dairesi'nde bile adamımız var.
Mira, DMV.
Bak, DMV.
Les podríamos hacer el examen de conducir sólo que con los dólares de plata y la masa de la pizza en los ojos.
Onlara klasik DMV testini veririz ama gözlerine gümüş para ve pizza hamuru koyarak.
Según las computadoras del Depto. de Vehículos Automotores... Ud. es Ruth Marx.
O zaman California DMV bilgisayarlarına göre siz Ruth Marx'sınız.
- ¿ Hablaste a Tránsito?
Araç kaydı için DMV'yi kontrol etmen gerek.
- El departamento de vehículos dice que fue robada... - ¿ Brooklyn?
DMV aracın önceki gün çalındığının rapor edildiğini söylüyor. - Brooklyn'de mi?
Quiero que el Dpto. de Vehículos me mande un fax con la foto de Nicholas Parsons.
DMV, Washington'lu bir adamın ehliyetini bana fakslasın. Adamın adı Nicholas Parsons. New Orleans Polis Karakolundayım.
Así que le pedí al Dpto. de Vehículos que me enviara una foto del carné de conducir de Nicholas Parsons.
Onun için Washington Eyaleti DMV'sinden - - Nicholas Parsons'ın ehliyetindeki fotoğrafını yollamalarını istedim.
Las huellas de referencia que pidió de Prudence Halliwell vinieron de su certificado de nacimiento que verifiqué en su expediente de tráfico.
Söylediğin Prudence Halliwell'in parmak izlerini doğum belgesi arşivlerinden çıkardım, Ki emin olmak için DMV kayıtlarından da kontrol ettim.
Tome mi examen de manejar lla semana pasada.
Geçen hafta DMV'de direksiyon sınavına girdim.
Mi amigo en el Departamento de Vehículos investigó.
DMV'den bir arkadaşım bunu araştırdı.
En Tráfico odian dar pistas. Vaya, parece que estás medio muerto.
DMV tamamen avcı-fobik ve sen yarı ölü gibi görünüyorsun.
Hice una búsqueda en el Departamento de Vehículos.
DMV araması yaptınmı.
- Llama al DMV.
- DMV'yi ara.
¿ Sabes quién es esta mujer?
Açıklamaya çalış. - DMV yok, pasaport yok.
Estaba buscando una dirección.
Bir adres bulabilmek için DMV kayıtlarına ulaştım.
DMV me ayudó con esto :
Motorlu Araçlar Bölümü bunun için yardım etti.
No se aplica realmente a trabajar aquí en el DMV
D.M.V.'ye başvuru yapmanızı sağlamaz.
Iré a hablar personalmente con el departamento de tráfico.
Sen. Şahsen DMV'ye gideceğim.
La luna aparece, señoras y señores. Estoy en la base de datos del DMV,... pero hay miles de posibles casos.
DMV veri bankasına girdim ama binlerce uygun olasıIık var.
Acabo de sacar las fotos de sus licencias del DMV.
Ehliyet fotoğraflarını buldum.
Entonces, tengo fotos de los patrones del restaurant de la base de datos DMV y entrada la información por asientos de restaurante y el informe de policía.
Trafik'in veritabanından lokanta müşterilerinin resimlerini aldım. Oturma planı ve polis raporundaki bilgileri de girdim.
De acuerdo con DMV, el Camaro era suyo, ¿ es eso cierto?
Trafik'e göre Camaro sizinkilerdenmiş. Doğru mu?
Lo comparé con su foto DMV. Mira a ese tipo caminando hacia los parasoles.
Fotoğrafıyla karşılaştırdım.
Y siempre se gentil con esa mujer de la oficina de matriculaciones.
Ve DMV'deki kadına daima kibar davran.
¿ Todas las chicas de Tulsa ir al DMV y tomarse una foto en traje de baño?
Tulsa'lı bütün kızlar, ehliyetlerine mayolu resimlerini mi koyarlar?
Y aquí en el DMV, he aprendido \ ~ es más fácil resolver los problemas... cuando se plantea \ ~ en un formato de opción múltiple.
Ayrıca bu iş yerinde, iki seçenekli çözümleri olan sorunları nasıl kolay yoldan çözeceğimi öğrendim. O yüzden A şıkkı :
Quien también trataba de encontrar el Country Kitchen Buffet. Los ciudadanos quieren que las autoridades suspendan las licencias de conducir a la gente mayor de 70 años, aunque aún no se ha aprobado.
Halk DMV'den yetmiş yaşın üzerindeki vatandaşların ehliyetlerine el konulmasını istiyor fakat henüz bir karar verilmiş değil.
La firma del contrato, a la izquierda es compatible con el ejemplo conocido de la derecha, que lo tomamos de DMV.
Solda, kontrattaki imza, trafikten aldığımız sağdaki bilinen örnekle birbirini tutuyor.
DMV muestra un Ford Falcon'62 deportivo que estaba registrado por ella.
Araç kayıtlarına göre, 62 model spor bir Ford Falcon'u varmış.
Lo buscamos a través del autotrack, el DMV, incluso archivos Militares.
Ehliyetinden asker kaydına kadar her şeyini gözden geçirdik.
Estoy disfrutando de mi tiempo fuera de la DMV.
Sadece "Motorlu Taşıtlar Departmanı" dışındaki zamanımın tadını çıkarıyorum.
Hice una búsqueda en el DMV.
Ben, ıh, bir araç taraması yaptım da.
Y tengo algo mejor, conforme al DMV también es dueña de un Lincoln Navigator plateado 2005.
Ve daha da iyisi, Motorlu Taşıtlar Dairesi'ne göre, gümüş rengi bir Lincoln Navigator'ınız varmış. 2005 Model.
Eh, Mac, esa dirección está confirmada con DMV.
MAC, adresi trafik sicilden teyit ettim.
Por que Lil acaba de conseguir un reporte DMV del'87.
Lil Motorlu Taşıtlar Dairesi'nin 87 yılı raporunu henüz aldı.
El otro día estaba en la tienda de autos, y había colas larguísimas.
Pekala, başka bir gün de DMV'deyim. Uzun çizgiler. DMV'de uzun çizgiler.
Estaba en el Depto. de Autos.
DMV ( motorlu taşıtlar bölümü ) deydim.
De acuerdo con el Departamento de Vehículos tu misteriosa camioneta negra no existe.
Dmv'ye göre, senin gizemli araban yok.
Carmen Kane, está registrada en el SAG y el ASTRUB pero no en el DMV, IRS o alguien que pueda ayudarnos
Carmen Kane. SAG ve AFTRA'da kayıtlı ama Motorlu Araçlar Dairesi ve Vergi Dairesi'nde ona ait hiçbir bilgi ya da bize yardımcı olabilecek hiç kimse yok.
Es parte ATV, parte SUV y certificada por la DMV.
Yarı spor, yarı arazi aracı ve trafik şubesinden ruhsatlı.
C.S.U. logró sacar una huella de ello que casa con el registro DMV para Jane Scarpella.
O.Y.İ. üzerindeki parmak izini tarattı ve motorlu taşıtlarda birisiyle eşleşti. Jane Scarpella ile eşleşti.
Me detuve en Tránsito.
DMV'de takılıp kaldım.
¿ Qué hacías ahí?
DMV'de ne işin vardı ki?
Y estos zapatos... los llevabas el día que nos quedamos atrapados en el "DMV" por 5 horas.
Bu ayakkabılara gelince, motorlu taşıtlar dairesinde beş saat beklediğimiz gün ayağında bunlar vardı.
Puede empezar su propio DMV.
Kendi şoförler odasını açabilir.
Estoy en la base de datos del DMV revisando las camionetas Ford último modelo en Baltimore.
DMV veri tabanındayım... Baltimore'daki eski model Ford kamyonetleri kontrol ediyorum.
Lo pasare por el DMV.
Araç kayıtlarında arayacağım.