Dolly translate Turkish

- ¿ Estás bien, Dolly?

- İyi misin Dolly?

- Hola, Dolly.

- Selam Dolly.

- Hola, Dolly.

- Merhaba Dolly.

¿ Quién le dijo que puede bailar con Dolly?

Sana Dolly ile dans edebileceğini de kim söyledi.

Vamos, Dolly, toma una copa.

Gel Dolly, bir şeyler iç.

Claro, soy dulce con Dolly.

Tabi ki Doly`den de hoşlanıyorum.

Supongo porque ella es una chica y yo soy un hombre, y, bueno, hay un montón de cosas sobre Dolly que me gustan.

Şöyle diyeyim ; çünkü o genç bir kız ve ben de bir erkeğim. ve Dolly`nin sevdiğim bir çok yanı var.

- Gracias, Dolly.

- Sağol, Dolly.

Vean a Dolly Dumpling, la mujer gorda.

Şişko kadın Dolly Dumpling'i görün!

Vamos Dolly, hay que preparar la mesa.

Haydi Dolly. Açık büfeyi hazırlamalıyız.

- Calla, Dolly.

- Sakin ol Dolly.

Dolly!

Dolly!

Con nosotros... ¡ ¡ Dolly Bell!

Karşınızda Dolly Bell!

Aquí tiene. Venga acá.

Evet Dolly, Geldin demek.

No está mal del todo.

Fena değil Dolly, hiç fena değil.

¿ Qué puedes decir de nuestra amiga Dori?

Arkadaşımız Dolly'e ne söylersin?

¿ Escuche muñeca, dónde me lleva?

Dinle Dolly, nereye gidiyoruz?

Mi nombre no es muñeca.

Adım Dolly değil, Anya.

¡ Salta, Dolly!

Zıpla, Dolly, hop!

¡ Arriba, Dolly!

Hop, Dolly!

¡... más bien las Hermanas Dolly!

... Dolly Sisters gibi olduğunu biliyorum!

"La Sra. Dolly Levi".

"Bayan Dolly Levi."

- ¿ Adónde vas, Dolly?

- Nereye, Dolly?

La Sra. Dolly Levi está en camino.

Bayan Levi her an gelebilir.

- Todo concierne a Dolly Levi.

- Her şey Dolly Levi'nin işi.

Dile a Rudolph que Dolly va a volver, que quiero una mesa para dos y un pollo para las ocho.

Rudolph'a söyle, Dolly geri döndü. İki kişilik masa ve saat sekize tavuk hazırlasın.

- Dolly Levi, qué sorpresa.

- Dolly Levi, ne sürpriz.

" Sra. Dolly Levi.

" Bayan Dolly Levi.

- El mundo está lleno de cosas maravillosas.

- Dolly, dünya ne kadar güzel.

Dolly Levi, es usted una mujer exasperante.

Dolly Levi, sen insanı çileden çıkarırsın.

La Sra. Dolly Levi va a venir tras una ausencia tan larga.

Uzun bir aradan sonra, Bayan Dolly Levi geliyor.

Es Dolly.

Bu Dolly.

- Sí, es Dolly.

- Evet, Dolly bu.

y nuestra invitada de honor, la Sra. Dolly Levi.

Bay Llewellyn Codd, ve onur konuğumuz, Bayan Dolly Levi.

Jamás de los jamases, Dolly Levi.

Bin yıl geçse olmaz, Dolly Levi.

Sé que he sido un necio y siempre lo seré, pero Dolly, perdóname y... cásate conmigo.

Biliyorum delinin tekiyim ve belki hep öyle kalırım, ama Dolly, beni affet... benimle evlen.

Siempre he pensado que el dinero, y perdona la expresión, es como el estiércol.

Anlıyorsun ya Dolly, ben hep parayı, tabirimi bağışla, gübreye benzetirim.

Me riñó por dictar sentencias blandas.

Dolly'ye hüküm ver diye tutturdu.

Y, más allí, han puesto en escena Hello Dolly.

Biraz açıkta Hello, Dolly! de çok iyi iş yapıyor.

Y la radio tocaba, "Hello, Dolly".

Radyoda "Hello Dolly" çalıyordu.

Esa muñequita que la guarda ya no es horrible

Ünlü kızıl geyiği saklayan Şişman Dolly var.

Cariño, ¿ me sirves un poco más de café? Dolly está...

Canım biraz daha kahve alabilir miyim lütfen?

Dolly está debajo de la mesa.

Dolly... Dolly masanın altında.

Dolly Kenyon, dueña del brillante campeón de tres años de edad, Unsegundo.

Dolly Kenyon, son üç senenin yetenekli şampiyonu Justasec'in sahibi.

- Claro, La Suerte de Dolly.

- Elbette, Dolly's Chance.

Yo pagué $ 5.000 por La Suerte de Dolly.

Ben Dolly's Chance için 5000 Dolar ödedim.

- Vamos, Dolly.

- Hadi, Dolly.

- ¿ Viste lo que le hizo a Dolly?

- Dolly'e ne yaptığını gördün mü?

- Creo que Dolly coqueteaba con él.

- Bence Dolly ona kur yapıyordu.

- Pero no le digas nada a Dolly.

- Ama Dolly'e hiç bir şey söyleme.

Díselo tú.

Söyle ona dolly.