Dose translate Turkish

Marc, ellos me están gritando cosas a mí. Y acercándose- - acercán dose muy cerca.

Marc, bağıra bağıra bir şeyler soruyorlar ve çok yaklaşıyorlar.

Estira el cable.

Kabloyu döşe.

A follar.

Döşe boruyu.

Ah, y si ves a la esposa, písala.

Ve eğer karını görürsen, onu yere döşe.

- Me encantan.

- Döşe bayılırım.

Toma un poco de C-4.

Patlayıcıları merdivenlere döşe.

"Decora las Bolas," "Noche de Sexo en Paz." ¿ Nunca han ido?

"Hayaları Döşe", "Ey Azgın Gece". Siz hiç gitmediniz mi?

Laxmi, Gayatri, extiendan una alfombrilla aquí para que los vecinos se sienten.

Laxmi, Gayatri. Komşuların oturması için buraya hasır döşe. Haydi.

Enciende tu encanto de chico malo, vuelve con ella y planta un micrófono en la casa de su padre.

Kötü çocuk çekiciliğine geri dön, kızı tekrar kazan ve babasının evine dinleme kablosu döşe.

Abre la puerta, bájale los pantalones y rómpele el culo.

Şimdi, kapıyı aç, pantolununu indir ve götüne döşe.

Me encanta esta falda de res.

- Bu döşe bayıldım.

Pon la mantequilla como si fuesen ladrillos.

Tereyağlarını tuğla döşer gibi döşe.

Algo de esto, ponlo alrededor, para que parezca...

Şunların hepsini etrafına döşe. Sanki...

Tienes una casa de verdad, conseguir un poco de muebles de verdad, mantener el impulso.

Gerçek bir ev aldın. Gerçek mobilyalarla döşe ki bir anlamı olsun.