Translate.vc / Spanish → Turkish / Dreyfus
Dreyfus translate Turkish
213 parallel translation
"Dreyfus".
"Dreyfus."
"Dreyfus, Alfred".
"Dreyfus, Alfred."
Comandante, avise a Dreyfus que se presente el lunes por la mañana.
Komutanım, pazartesi sabahı ilk iş olarak buraya rapor vermesi için Dreyfus'a mesaj gönderin.
- Capitán Dreyfus.
- Yüzbaşı Dreyfus.
- ¿ Qué es, querido? - " El Cap. Dreyfus comparecerá mañana, 9 : 00, en la oficina del jefe del estado mayor.
- " Yüzbaşı Dreyfus yarın sabah 9 : 00'da..... genelkurmay müdürlüğünde bulunacak.
- El Cap. Dreyfus, comandante.
- Yüzbaşı Dreyfus bildiriyor, komutanım.
El Cap. Dreyfus aguarda, señor.
Yüzbaşı Dreyfus bekliyor, efendim.
- El Cap. Dreyfus está aquí.
- Yüzbaşı Dreyfus burada.
¿ Le pasa algo, Dreyfus?
Problem nedir, Dreyfus?
- ¿ Madame Dreyfus?
- Madam Dreyfus?
¡ Dreyfus es hallado culpable!
Dreyfus suçlu bulundu!
- ¡ Dreyfus hallado culpable!
- Dreyfus suçlu bulundu!
El país entero furioso por este Dreyfus.
Tüm ülke Dreyfus yüzünden kargaşa içerisinde.
# ¡ Que muera Dreyfus!
Hain Dreyfus'u öldürün!
¡ Maten al traidor Dreyfus!
Hain Dreyfus'u öldürün!
¡ Maten a Dreyfus!
Hain Dreyfus'u öldürün!
# ¡ Maten al traidor Dreyfus!
Hain Dreyfus'u öldürün!
Si Dreyfus es inocente, como dice, eso sería horrible.
Sanırım Dreyfus suçsuz olduğunu iddia ediyormuş. Çok korkunç olurdu.
" En nombre del pueblo de Francia Alfred Dreyfus, capitán del 14.º regimiento de artillería fue hallado culpable de traición unánimemente por corte marcial y es condenado a ser deportado de por vida.
" Fransa halkı adına Alfred Dreyfus, on dördüncü topçu alayı yüzbaşı askeri mahkeme tarafından, oy birliği ile vatana ihanetten suçlu bulunup hayat boyu sürgüne mahkum edilmiştir.
El tribunal también ordena que antes de que se ejecute la sentencia que el Cap. Dreyfus sea llevado ante la guarnición de París. Se lo degradará públicamente y se retirará del ejército según el código militar sin derecho a condecoraciones y privilegios y sin derecho a portar armas. "
Askeri mahkemece, şu cümlede emrediliyor ki Yüzbaşı Dreyfus'un ordudan terhisi resmi olarak gerçekleştirilecek halkın önünde rütbesi alınıp askeri hizmetten ihraç edilecek askeri kanunlara göre ceza bedeli olarak nişanı ve ayrıcalıkları ve askeri hakları, ebediyen hükümsüz kılınacak. "
Soy inocente ", repetía Dreyfus una y otra vez mientras lo denigraban.
"Ben masumum," Herkes onu aşağılarken, Dreyfus sürekli bunu söylüyordu.
Dreyfus, Dreyfus.
Dreyfus, Dreyfus!
Siempre tuve dudas de que Dreyfus fuera culpable.
Hiçbir zaman Dreyfus'un suçluluğundan tam emin olmadım.
- Obtuve una muestra de su escritura. La comparé con la del bordereau que causó la condena de Dreyfus.
- El yazısını buldum ve Dreyfus'un suçlu bulunduğu belge ile kıyasladım.
- Aún creo que Dreyfus fue culpable.
- Dreyfus yine de suçlu.
Le aseguro, Dreyfus es inocente.
Size söylüyorum, general, Dreyfus masum.
Pero, ¿ dejaremos que Dreyfus se pudra en la Isla del Diablo?
Ama Şeytan Adası'nda çürüyen Dreyfus'a ne olacak?
Dreyfus, Dreyfus. ¿ Siempre ha de perseguirnos ese nombre?
Dreyfus, Dreyfus. Şu adamın ismini daha ne kadar duyacağız?
Esto dará una lección a Madame Dreyfus.
Bu Madam Dreyfus'a ders olur.
- Madame Dreyfus, monsieur.
- Madam Dreyfus, mösyö.
¿ Dreyfus?
Dreyfus?
Madame Dreyfus, por favor.
Madam Dreyfus, buyurun.
¡ Madame Dreyfus!
Madam Dreyfus!
¿ Cómo está, Madame Dreyfus?
Nasılsınız Madam Dreyfus?
" Sr. Presidente de la República permítame informarle, que su labor intachable hasta ahora puede sufrir una mancha ignominiosa con este abominable asunto de Dreyfus.
" Sayın Cumhurbaşkanı müsaadenizle söylemeliyim ki kayıtlarınızdaki açıklanmamış suçlar utanç verici bir lekeye tehdit oluşturuyor : Tiksinç Dreyfus meselesi.
Es imposible para la gente honrada leer la carta de acusación escrita contra Dreyfus, sin sentir indignación y asco ante una situación así.
Dürüst insanların, Dreyfus'a karşı yapılmış olan asılsız suçlamalar silsilesine kayıtsız kalması mümkün değildir.
Dreyfus conoce varios idiomas y eso es malo.
Dreyfus birkaç dil biliyor. Suç.
El ministro de guerra, el jefe de estado mayor y su asistente, ninguno duda de que el famoso bordereau fue escrito por Esterhazy pero para condenar a Esterhazy deben revisar el veredicto de Dreyfus.
Savunma bakanlığı, genelkurmay amirliği ve amirlik asistanı meşhur bordronun Esterhazy tarafından yazıldığından hiç şüphe etmedi çünkü Esterhazy'nin suçlu bulunması durumu, Dreyfus'un mahkeme kararının tekrar gözden geçirilmesine yol açacaktı.
Hace más de un año que el ministro de guerra y el estado mayor saben bien que Dreyfus es inocente pero no divulgaron su secreto.
Bir yılı aşkın süredir, savunma bakanlığı ve genelkurmaylık Dreyfus'un suçsuz olduğunu biliyorlardı. Ama bu bilgiyi içeride tuttular.
El ejército significa todo el pueblo de Francia junto y el asunto Dreyfus pertenece a ese ejército.
Ordudakiler, Fransa halkının insanları ta kendileri ve bu Dreyfus meselesi de tüm Fransa halkına ait bir meseledir.
Dreyfus no puede ser vindicado sin condenarse al estado mayor.
Dreyfus'un temize çıkması, genelkurmaylık suçlu bulunmadan mümkün değildir.
Para demoler otra vez a Dreyfus.
Dreyfus'u bir kez daha yıkmak.
Acuso al ministro de guerra de ocultar las nuevas pruebas de la inocencia de Dreyfus.
Savunma bakanlığını, Dreyfus'un masumiyetine dair kanıtları sakladıkları için itham ediyorum.
¡ Quemen a los traidores Dreyfus y Zola!
Yakın hain Dreyfus'u, Zola'yı!
Las acusaciones de Zola tienen por objeto reabrir el caso Dreyfus sin pensar en las consecuencias que puede causar al país.
Zola'nın suçlamaları Dreyfus davasını yeniden açmaya yöneliktir. Ülke çapında kötü bir etkiye sebebiyetine aldırmadan...
¿ Cómo se puede defender a Zola sin discutir lo de Dreyfus?
Dreyfus davası tartışılmadan Zola'yı nasıl savunabiliriz?
Exijo que se haga un receso hasta que acepten mi solicitud de presentar el caso Dreyfus y citar a los testigos militares.
Ayrıca duruşmaya Dreyfus davası tekrar sunulana ve askeri tanıklar toplanana kadar ara verilmesini talep ediyorum.
- ¿ Y lo del caso Dreyfus?
- Peki ya Dreyfus davası?
Sr. Presidente, si Dreyfus fue condenado justamente una nueva averiguación añadirá mayor peso a esa condena y perderíamos nuestro caso.
Sayın Başkan, Eğer Dreyfus adil olarak suçlu bulunduysa daha geniş bir soruşturma bu suçlamaların etkisini artırır ve biz de davayı kaybedebiliriz.
Si el fiscal no teme a lo que pueda revelar la investigación ¿ por qué no toma este medio tan fácil para derrotarnos?
Eğer davacı Dreyfus davasının yeniden açılmasının sonucunda ortaya çıkacaklardan korkmuyorsa neden bizim kaybetmemiz anlamına gelmiyor?
¿ Qué circunstancias lo llevaron a sospechar que Esterhazy, y no Dreyfus, fue el autor de ese bordereau.
Albay Picquart'a, bordroyu yazanın Dreyfus değil de Esterhazy olduğundan şüphelendiği zamandaki durumu sormak istiyorum.