Translate.vc / Spanish → Turkish / Dust
Dust translate Turkish
168 parallel translation
- ¿ Va hacia Sun Dust?
- Sun Dust'a mı gidiyorsun?
Le daré un día en Sun Dust y, entonces, será mejor que se vaya.
Sun Dust'a gitmen için bir günün var, sonra gitsen iyi olur.
Sigo pensando en lo que dijo ayer en Sun Dust.
Dün Sun Dust'da dediklerini düşündüm.
Tendré que volver a Sun Dust y sacar el dinero del banco.
Sun Dust'a dönüp bankadan para getirmeliyim.
Cuando lleguemos a Sun Dust dormiré una semana entera.
Sun Dust'a ulaştığımızda bir hafta uyuyacağım.
Aún tardaremos en llegar a Sun Dust.
Sun Dust'a gitmeyi, bir süre unut.
Canciones eternas como "Star Dust" y "Melancholy Baby".
Yani demek istediğim "Star Dust" ve "Melancholy Baby" gibi taze şeyler var.
Disculpe las molestias De los de la alta sociedad
# # Pardon the dust of the upper crust # # Fetch us a cup of tea
Cheryl Hughes tenía 23 años, medía 1,60 mts., pesaba 53 kilos, pelo rubio, ojos café claro, había cambiado turno con una muchacha en el bar Gold Dust.
Cheryl Hughes 23 yaşında, 1.70 boyunda 54 kilo, sarı saçlı ve açık kahverengi gözlüydü. Gold Dust Kumarhanesinde akşam 4'den gece yarısına kadar çalışmaktadır.
Segunda parada, el Bar Gold Dust, y una charla con Gail Foster compañera de trabajo de Cheryl Hughes, y mejor dicho amiga íntima mía.
İkinci durağım Gold Dust Kumarhanesi oldu. Cheryl Hughes'un iş arkadaşı Gail Foster'la görüşmeye gittim. Kendisini aynı zamanda yakından da tanırdım.
Convertiré tus huesos en polvo, y haré dos bollos con tu ignominiosa cabeza.
I will grind your bones to dust, And make two pasties of your shameful head.
# And seven dust bowl droughts
* Ve 7 tane toz fırtınalı kuraklık *
# The dust and tornadoes blew'round her
* Toz ve hortumlar onu savurmuş etrafa *
- Solicito dust-off.
- İstek anlaşıldı.
Dust, sea lo que sea que signifique
O Dust, anlamı nolursa olsun.
¿ Qué se supone que quiere decir Dust?
Dust denilince ne anlıyorsun?
Dust comenzó a tirar mierda sobre mi
Dust bu boku yemeye benimle başladı.
- Paul Young le gusta.
Paul Young, "Dust in the Wind." Bu olur.
Y te creiste que el "Gran Polvo" se habia acabado?
Ve siz de Dust Bowl * bitti sanmıştınız? - Bobby Ray, sen mi geldin?
Señoras y señores... bienvenidos al comienzo de la carrera de los $ 50 mil, el "Mint 400"... con $ 50 mil para el ganador... de esta agotadora, destrozadora, dust-eating... in-your-face, extravagante y fantástica competencia de motocross!
Bayanlar baylar.... Bu, zorlu, yüksek tempolu, yüzünüzü toza boğacak motokros fantezisinin kazananına verilecek 50,000 dolarlık ödül ile heyecanı arttırılmış 50.000 dolarlık Mint 400 Çöl Yarışı'na hoşgeldiniz.
- Jean Harlow en "Tierra de pasión".
- Tıpkı Red Dust'taki...
Entonces rociaste algo de polvo de luna en tu pelo. Y una dorada luz de estrellas en tus ojos azules.
"So there's sprinkled moon dust in your hair and golden starlight and your eyes are blue..."
Me enteré de que mientras Dusty se encargaba de mí el Mayor tramaba sus propios planes.
Bunu, Dust benimle ilgilenirken öğrendim. Binbaşı kendi planı için hazırlanıyordu.
- ¿ Polvo de angel?
- Angel dust mı?
¡ Ánimo, Acáridos!
Bastır Dust Mites!
- ¡ Acáridos!
- Dust Mites!
- ¡ Los Acáridos!
- Dust Mites!
Dust, préstanos dinero.
- Hemen. Ne diyorsun? Bize biraz nakit ver.
"It's a lot of dust from de construction".
Çalışma yüzünden toz oluyor.
Esos son los gemelos Gold Dust.
Elindeki altın tozu ikizi.
La perdimos cinco minutos antes de llegar a Titán.
( NINA ) There's dust devil activity.
Sí. Eh, ¿ crees que podrás venir conmigo por la mañana para hablar con Dust sobre repetir el semestre?
evet, hey, belki yarin sabah Durst ile ara sınavımın tekrarını konuşmak için benimle gelirsin bunu sabah yapmam gerçekten zor.
A lo mejor después del entrenamiento podemos ir a hablar con Dust juntos.
belki uygulmadan sonrqa sen ve ben Durst ile konuşmaya birlikte gideriz peki
"Polvo en el viento".
# Dust in the wind #
"Todo lo que somos es polvo en el viento".
# All we are is dust in the wind #
Tenemos... - Dust. Bien, pongámonos en camino.
Dust, hadi yola düşelim.
Creí que les dabas a todas tus novias Honey Dust.
Kız arkadaşlarına masaj kremi aldığını sanıyordum.
Encuentro que el sabor de Honey Dust es sumamente erótico.
Masaj kremlerinin tadını çok erotik bulurum.
Desempolvador en posición en 30 minutos, cambio.
Dust-off yarım saat içerisinde orada olacak.
Rawhide 1, 30 minutos es lo mejor que puedo hacer, cambio.
Rawhide 1, Dust-off yarım saatlik mesafede. Elimizden gelenin en iyisi bu.
Vi a Kirsten Dunst en el "duty-free" comprando Tylenol... por montones.
Kristen Dust'ı mağazada gördüm... Tylenol alıyordu... hemde çok.
Juez Asesino Anderson, Angel Dust [Polvo de angel] Anderson...
Öldüren Yargıç Anderson, Melek Tozu Anderson...
Tara Reid y Fred Durst cantarán karaoke.
Tara Reid ve Fred Dust'la karaokeye gideceğiz.
I prayed to save our land the dust done come and I can't find a helping hand daddy gone and left us daddy gone and left us if I weren't so thirsty
# Topraklarımızı kurtarmak için # Kuraklık geldi çattı ve # # Kimse yardım eli uzatmadı #
El último capitulo de Dust Powder a la audiencia les pareció que era como un látigo chispeante
Dizimin son bölümünde bunu denedim ve herkes çıldırdı.
Ey, mira mi auto, ¿ eh? Genial, ¿ eh? Es genial.
Sanki Dust Bowl'u tekrar yaşıyordum.
Quaalude, preludio, mescalina, metadona, meta-polvo, polvo de ángel,
Quaaludes, Pre-ludes, Meskaline, Methadone, Metha-dust, melek tozu,
Muchos ángeles, Dust.
Bir sürü meleğin olmuş, Dust.
Vete a dormir, Dust.
Yatağına git, Dust.
Dust, espera un momento, ¿ sí?
Dust, bir saniye bekle, olur mu?
Dust, me asustas, ¿ sí?
Dust, beni ürkütüyorsun.