Translate.vc / Spanish → Turkish / Dylan
Dylan translate Turkish
4,927 parallel translation
Hey... hey, Dylan.
Selam Dylan.
¿ No se supone que estés almorzando con Dylan?
Dylan'la öğle yemeği yemen gerekmiyor muydu?
El show, ubicado y filmado justo aquí en Rhode Island es protagonizado por el adolescente local y basura irlandesa Dylan Flannigan.
Program ekibi burada Rhode Island'da bir film yapma hazırlığında. Yerel genç yıldızlar ve varoşlardan İrlandalı Dylan Flannigan geliyor.
Wow, mi hijo Dylan en un programa de TV.
Vay canına, oğlum Dylan bir TV dizisinde oynayacak demek.
¡ Dylan, Dylan, ahí estás!
Dylan, Dylan, işte buradasın!
Stewie, me siento terrible por lo que pasó con Dylan.
Stewie, Dylan'la aramızda olanlar konusunda çok kötü hissediyorum.
Es como si Dylan hubiera puesto un espejo frente a mí y finalmente pudiera ver lo mal que lo he tratado.
Sanki Dylan karşımda bir aynayı tuttu ve ben de sonunda ona ne kadar kötü davrandığımı görebildim.
Supongo que no me había dado cuenta de lo afortunado que era de tenerlo de vuelta en mi vida hasta que lo perdí de nuevo.
Sanırım Dylan'ı geri kazanarak ne kadar şanslı biri olduğumu onu kaybedene dek anlayamadım.
Oh, hey, es, uh... ¿ Dylan está aquí?
Dylan geldi mi?
Lo siento, Brian, Dylan dice que no quiere verte nunca más.
Üzgünüm Brian. Dylan artık seni görmek istemediğini söyledi.
¿ Dylan?
- Dylan?
Mira, Dylan, lamento mucho haberte hecho daño.
Dinle Dylan. Seni incittiğim için gerçekten üzgünüm.
Dylan necesito que me escuches.
- Dylan, beni iyi dinle.
¡ Me violó, Dylan!
- Bana tecavüz etti Dylan!
Caleb es tu padre.
Caleb, Dylan'ın babası.
¿ "Los amigos de Bob Dylan"?
Bob Dylan'ın arkadaşları mı?
Bueno, pensé que quizás podríamos convencer a Bob Dylan de venir.
Evet, belki Bob Dylan'ı gelmesi için ikna edebilirler diye düşünmüştüm.
Creímos que habría que decirle a Dylan que su perrito se había perdido.
Dylan'a köpeciğinin sonsuza dek gittiğini söylemek zorunda kalacaktık.
Estoy recogiendo a Dylan en la escuela.
Dylan'ı okuldan alıyorum.
¡ Dylan!
Dylan!
LO DEJÉ CUANDO LLEGÓ DYLAN.
Dylan birlikte geldiğinde vazgeçtim.
TENGO EL ASIENTO ELEVADOR PARA DYLAN.
Dylan'ın yükseltici koltuğu var.
¿ Tienes un hijo, Dylan Massett?
Dylan Massett, değil mi?
- ¿ Tú y mi hijo, Dylan?
- Sen ve oğlum Dylan mı? - Evet.
Hola, soy Dylan.
Ben Dylan.
¿ Sabes dónde trabaja Dylan?
Dylan'ın nerede çalıştığını biliyor musun? Onunla konuşmam lâzım.
Necesito hablar con él. ¿ Sabes a qué se dedica Dylan?
Dylan'ın ne iş yaptığını biliyor musun?
Oh, he venido a ver a mi hijo, Dylan Massett.
Oğlum Dylan Massett'le görüşecektim.
¿ Dylan tiene un despacho? Sí.
- Dylan'ın ofisi mi var?
Esta muy bien, Dylan.
Çok güzel Dylan.
Adiós, Dylan.
Hoşça kal Dylan.
No he podido encontrar a Dylan.
Dylan'ı bulamadım.
No quiero que él hable contigo. No me gustas, no confío en ti.
Dylan'ın seninle konuşmasını istemiyorum.
Para encuentros futuros, Dylan, en los negocios, así como en la vida en general, la cortesía es una parte importante en la manera de comunicarse de las personas.
İlerisi için aklında bulunsun Dylan iş olsun, hayat olsun kibarlığın iletişimdeki rolü önemlidir.
Soy una poetisa torturada, como Dylan Thomas o Ted Kaczynski.
Acı çekmiş bir şairim. Dylan Thomas veya Ted Kaczynski gibi.
Bob Dylan.
Bob Dylan. Çeneni kapatmanı sağlayacak kadar ünlü mü?
Seguramente debes ser un fan de Dylan.
- Dylan hayranı olmalısın ama.
Creo que cuando Dylan murió, tuviste una crisis nerviosa, una depresión.
Sanırım Dylan ölünce bir çöküntü, bir depresyon yaşadın.
Dylan Myers.
- Dylan Myers.
Dylan Myers no es el sudes.
Dylan Myers şüpheli değil.
Quizá Dylan Myers se interpuso en el camino del sudes con respecto a su verdadero objeto amoroso.
Belki Dylan Myers şüpheliyle yakınlık duyduğu kişinin arasına girmiştir.
Salvo que Dylan Myers era soltero.
Ama Dylan Myers bekardı.
García, ¿ Dylan Myers salía con alguien?
Garcia, Dylan Myers'ın birlikte olduğu biri var mı?
¡ Ábrela de una vez, Dylan!
Aç hemen şunu, Dylan!
- Te echaremos de menos cuando vayas a la universidad, Dylan.
- Üniversiteye gidince seni özleyeceğiz.
Bueno, de hecho Dylan ha entrado en la universidad.
- Dylan gerçekten üniversiteye girdi.
Rachel se muda. Dylan se va a la universidad.
Rachel taşınıyor, Dylan üniversiteye gidiyor.
Hemos pensado, que ahora que tú y Dylan os vais a mudar, nosotros...
Düşündük de sen ve Dylan taşınıyorsunuz, biz de...
- ¿ Lorna, cómo es que Dylan lo sabe?
- Lorna, Dylan nereden biliyor?
Me violó, Dylan.
Bana tecavüz etti Dylan.
Dylan Massett está aquí.
Dylan Massett geldi.