Translate.vc / Spanish → Turkish / Déle
Déle translate Turkish
1,784 parallel translation
Mas, déle nomás pégueme tan fuete como quiera
Daha. Devam et lütfen, vurabildiğin kadar hızlı vur.
Déle un poco de tiempo y algo de reposo y... deje que baje la inflamación.
Biraz istirahat et, Şişlik geçecektir.
Déle su rifle.
Tüfeğini adama ver.
"... y todos los días déle las gracias a Matthew por ella. "
Ve yaşadığın hergün Matthew a teşekkür et.
Déle el mejor.
En iyi dileklerimi sun.
Claro, déle nomás...
Buyurun.
Déle el disco.
Ona disketi ver.
Déle al niño de comer leche materna.
Çocuğu besleyeceksen emzir.
Déle de comer y por la mañana solucionaré el problema.
Ona yiyecek bir şeyler ver. Yarın sabah bir çaresine bakarız.
Déle un exclusivo cuando esto ha terminado.
İş bitince ona özel bir röportaj ver.
Usted sabe alguien que necesita servicio de la piscina, déle em mi tarjeta. ¿ OK?
Havuz yaptırmak isteyen olursa kartımı verin. Tamam mı?
Déle mis saludos a su familia, ¿ Si?
Ailenize selamlarımı söyleyin, olur mu?
- Déle tiempo. Déle tiempo.
Zamana bırak.
Transfiera a Shupe a Em City y déle a Pancamo cinco miligramos de Haldol dos veces al día.
Shupe'u Em City'ye götürün ve Pancamo'ya da günde iki sefer 5 mg Haldol verin.
Si Preston viene déle esto y dígale que tenemos que hablar, ¿ sí?
Eğer Preston uğrarsa ona bunu verin ve konuşmak istediğimizi söyleyin, olur mu?
Sí, señor. Déle una visita completa, otra vez.
Ve ona heryeri gezdirin.
Creo que capta la idea, dele una mano.
Sanırım ne yapmak istediğimizi anladı. Ona yardım et.
Dele cinco horas.
Ona beş saat tanıyın.
- Dele los pendientes.
Küpeleri ona verin.
- Dele tiempo, Yolanda.
- Biraz zaman tanı Yolanda
Dele la oportunidad.
Onunla konuşmayı denemelisiniz.
Dele las gracias a su Doctor por mí.
Doktoruna teşekkürlerimi ilet.
Dele tiempo.
Buna biraz zaman tanı.
Dele al Sr. Soprano la Guía Inicial mientras hablo con sus padres.
Ben ailesiyle görüşürken Bay Soprano'ya okulu gezdir.
Dele una radio.
Ona bir telsiz verin.
Carter, dele su Zat y vigile las patrullas.
Carter, ona zat'ı ver. Askerlerden gözünüzü ayırmayın.
Cuando llegue allí dele esto a Daniel, ¿ quiere?
Oraya gittiğinde bunu Daniel'a ver, tamam mı?
No. Dele la vuelta.
Hayır, ters çevirsene.
Dele tiempo al chico y nos arreglaremos con una buena pelea.
Çocuğa biraz zaman verin. Güzel bir kavgayla bu işi halledeceğiz.
Entonces dele un mensaje al Sr. Rooney.
O halde Bay Rooney'e benden bir mesaj ilet.
Dele su ropa!
Hemen giydirin!
Sea buena, dele a ese trasto... y no le robaré más tiempo.
Bana bir iyilik yapıp adres defterine bakın. Fazla zamanınızı almayacağım.
Dele una oportunidad para matarme.
Beni öldürmesi için ona bir şans vermek.
Dele unos dólares.
Adamım, ona bi kaç dolar ver.
- Dele un respiro, Capitán, se siente fatal.
- Bir dakika dur da nefes alsın, Yüzbaşı. Hayır.
Pensé que podría, pero no puedo Dele mis disculpas a Pepe.
Yapabileceğimi sanmıştım, ama yapamayacağım. Bay Pepe'ye özürlerimi ilet.
Llévela a su casa, dele un trago de whisky y désela vuelta!
Eve götür, bir bardak viski ver ve düz onu!
Si este estudiante viene a clase en los próximos días dele un mensaje de nuestra parte.
Bu öğrenci birkaç gün içinde okula gelirse ona bizden bir mesaj iletin.
Dele un poco de tiempo
Ona biraz zaman ver.
Dele un poco de electroshock, y hablara.
Ona biraz elektrik ver, o zaman konuşur.
Dele recuerdos de mi parte cuando vuelva a casa.
Eve döndüğünde saygılarımı iletin.
- Bueno, dele esto.
- O zaman bunu ona verin.
Dele otra oportunidad.
- Ona bir şans daha tanımalısınız.
Dele más rápido.
Hayır. Oksijene ihtiyacı var. 11'lik neşter.
Dele otra vuelta.
Bidaha çevir.
Dele un descanso, Trip.
Biraz ara ver, Trip.
Dele recuerdos a Malcolm.
Malkoma iyi bakın.
Dele un elegante apretón.
Oldukça sağlam oldu.
Dele un par de horas. Saldrá a tomar aire.
Birkaç saat ver, hava almak için çıkar.
Dele un par de horas.
Birkaç saat verin.
¡ Vamos, Sr. F, dele!
Haydi, adamım!