Translate.vc / Spanish → Turkish / Dí
Dí translate Turkish
2,866 parallel translation
- ¡ No, ya te dí eso! ¡ Cállate y entra allí!
- Kapa çeneni ve arabaya bin.
Les dí papeles a Spencer y a Hanna en la obra.
Tiyatroda Spencer ve Hanna'yı kadroya aldım. Gerçekten mi?
Solo dí que sí, Ezra.
Tamam, de, Ezra, hadi. - Söyle.
Me doy cuenta de que... esto es por... menos de lo que te dí, por cierto.
Bu arada buradaki miktarin sana verdigimden daha az olmasi dikkatimi çekti.
Dí algo.
Bir şey söyle.
Parece que es la única arma faltante en su casa. Se la dí a un amigo.
Evindeki silahların arasında yoktu.
Le dí dos semanas.
- İki hafta önce haber verildi.
¿ Has leído alguna vez ese legajo sobre Vance que te dí hace un tiempo atrás?
Vance'in geçmişiyle ilgili verdiğim dosyayı okudun mu?
Así que si dí marcha atrás en nuestra amistad, tal vez tuve que dar un paso atrás, respirar profundamente y hacer mi trabajo.
Eğer arkadaşlığımızdan vazgeçersem geri çekilip, derin bir nefes alıp işimi yapabilirim.
Te dí una promesa.
Sana söz verdim.
Me dí cuenta de lo que los soldados blancos cogieron del Hydra.
Beyaz Askerlerin Hydra'dan ne aldıklarını anladım.
No demasiado rápido, tal vez a 120 millas por hora ( 200kmh ) Le dí al bordillo con el culo a 120 millas por hora ( 200km / h )
Çok hızlı değildi belki 120 mil 200 km ile kıçım kaldırıma vurdu
Le dí al bordillo en el interior y se me fue la delantera, terminé en el césped.
Kaldırıma içten çarptım önü kavradı ve düştüm
Dí un minuto a Shane para vestirse, y lo acompañe fuera de la casa.
Giyinmesi için Shane'e bir dakika verdim sonra da onu evden dışarı çıkardım.
Stade trató de asesinarme, pero yo le dí primero.
Stade beni öldürmeye çalıştı ama ben onu öldürdüm.
Hey, dí, "Limpio y suave, sin cafeina."
"Canlı ve taze, kafeinsiz."
¡ Te dí!
İşte bu!
Así que dí click en otro.
Sonra bir tanesine daha tıkladım.
¡ Eran peligrosamente inaceptables! ¡ Y les dí una oportunidad!
Onlara yükselen enfeksiyon oranını ve tehlikenin saptanamayacağını söyledim.
¡ Les dí a Lawford!
Sana bir şans verdim!
Bueno, te dí ordenes especificas de no venir.
Açıkça gelmemeni emretmiştim.
- Bien, adiós, nena. - Dí adiós.
- Hoşçakal bebeğim.
- Augusto, tu hija es arrogante. Dí algo.
- Kızın kendini beğenmiş.
No, le dí la mano. Lo habría notado.
Hayır, onunle el sıkıştım öyle olsa farkederdim.
¿ Qué pasó con el dinero que te dí ayer?
Dün verdiğim paraya ne oldu?
Dí todo por está camiseta. Viejo mediocre.
Ben bu forma için her şeyimi verdim, seni yaşlı bunak.
Al ser los dos iguales... se lo dí a otra...
İkisi de aynı olunca ben de onu... - Kız arkadaşına mı verdin? O, Radha ve sen onun Kiss-na'sısın.
No sabía como sentirme cuando me dí cuenta de que estaba bien.
Aslında hiçbir şeyi olmadığını öğrendiğimde nasıl hissedeceğimi bilemedim.
Al final me dí por vencida.
- Sonuç olarak, denemeye bir son verdim.
Dí mal la fecha. La anomalía no se cerraba.
Anomali kilitlenmedi.
- Te dí una orden directa.
- Sana kesin emir vermiştim.
Te dí éste número sólo para emergencias, madre.
Bu numarayı sana sadece acil durumlar için verdim anne.
Creo que te dí instrucciones específicas.
Sana çok açık talimatlar verdiğimi sanıyordum.
Pero entonces de repente me dí cuenta,
Ama sonra birden kafama dank etti.
Dí una plegaria.
Dua et.
, un buen desayuno puede ayudarte a empezar bien el dí... ¡ Auch!
Sağlam bir kahvaltı güne çok zinde başlamanı sağlaya- -
No me dí cuenta que sería más que un todo.
Bazen bütünden daha fazlası olabileceğinin farkına varamadım.
Si quiere decir que nunca sucedió, dí que nunca sucedió.
Eğer bir şey olmamış gibi davranıyorsa, bırak öyle kalsın.
Dí algunas líneas.
Birkaç replik söyle.
Dí que sí.
Evet de.
Le dí una nueva capa de pintura.
Tır baştan aşağı yenilendi. Yeniden boyadım.
Les dí créditos extra y todo.
Onlara fazladan kredi falan da verdim.
Yo dí detalles.
Ben sana ayrıntıları verdim ama.
- Te la dí a ti.
Yani sende.
Te dí mi palabra.
Söylemeyecek misin? Söz verdim.
Dí "Ah".
A de.
Digo, ese anillo que le dí a ella- - - el anillo de Julia.
Evet, istediğin kadar alabilirsin.
Te dí una orden clara.
Canın yandı mı Frank?
Bueno, te dí ese amor a ti.
Ben o aşkı sana vermiştim.
Dí algo agradable.
Güzel bir şeyler söylesene.
Sé que el cáncer volvió. Él quería que me quedara y hacerme pruebas, pero no le dí elección. El Dr. Rodríguez no te habría dado de alta en ese caso.
Kanser tekrar nüksedecek biliyorum.