English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Díficil

Díficil translate Turkish

213 parallel translation
Díficil de decir.
- Ateş düşürücü.
Esto debe ser díficil para tí, Hisao.
Senin için çok zor değil mi?
Sé que debe haber sido muy díficil para ustedes dos.
İkiniz için ne kadar zor olduğunu anlıyorum.
Es muy díficil.
- Evet, çok zordur.
Es mas díficil que que acertar a un pájaro volando.
Uçan kuşu düşürmekten daha zor.
Es díficil de decir.
Bunu söylemesi güç.
¿ Porqué tenemos que hacer tan díficil la vida?
Neden hayatımızı bu kadar zorlaştırıyorlar?
Bien, si vamos a ir, es mejor que nos movamos, porque una vez que descarguemos a tu mamá, va ser más díficil meterla de vuelta.
Gideceksek eğer, hazırlanmaya başlayalım çünkü, anneni indirdikten sonra tekrar sığdırmak çok zor.
Si, lo vi en el estacionamiento, pero puede que sea díficil conducir con todos esos vidrios rotos en tu asiento. No te preocupes.
Evet, arabanı parkta gördüm ama koltuğunda o kadar kırık cam parçası varken binmen zor olsa gerek.
Tener criados con quienes no se puede hablar ni una palabra de inglés es muy díficil.
Tek kelimeİngilizcebilmeyen hizmetkarlar can sıkabiliyor.
Tuvo una época díficil de adaptación a la vida en USA. Guau, le tienes verdadero apego.
Amerika'daki yaşama alışmakta zorlanıyor.
Debe ser díficil trabajar con los caballos.
O ahırlarda çalışmak ne kadarda zor iş.
Su sufrimiento es díficil de ingnorar.
Dertlerini görmezden gelmek çok zor.
- Es díficil.
- Çetin ceviz.
Es muy díficil conseguir cita en ese quirófano.
Ama orada boş yatak bulmak zor.
El tercer beso es el más díficil de describir.
Üçüncü öpücük tanımlaması en zor olanı.
Es díficil.
Zordu.
Más díficil de lo que parece.
.Zannedildiğinden daha zordu.
Me refiero a que... es díficil aprender a ser un hombre.
Demek istediğim... Nasıl adam olunacağını bilmek zordur.
Díficil decirlo.
Söylemesi zor.
Simpre pensé que sería díficil matar a un hombre.
Birini öldürmek çok zor zannederdim.
Es díficil de complacer.
O zor beğeniyor.
¿ Puede alguien pensar en algo para hacer este momento un poco más díficil de lo que ya es?
Birisi bu anı, bundan daha garip yapabilir mi acaba?
Sería muy díficil concluir que fue un accidente.
Bunun bir kaza olduğu sonucuna varmak oldukça zor olmuştur.
Ella sólo finge hacerse la díficil para atraparte.
Zor elde edilir kadını oynuyor.
{ C : $ 00FFFF } - Aún es un poco díficil para mí hablarlo.
- Onun hakkında konuşmak hâlâ zor geliyor.
- Por un momento díficil...
Nereyi geçiyoruz, orada?
Sé lo díficil que es salir con alguien nuevo.
Yeni biriyle çıkmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Eso fue muy díficil.
Gelirse, kabalık olur.
- Runyon hizo tanto lobby que será díficil...
Runton, bunu kazanmak için öok çabalıyor. Evet, sanırım öyle.
Después de eso fue díficil volver.
Ondan sonra, geri dönmek zordu.
Es una pose muy díficil para mantenerla durante ochenta ciclos, me temo
Korkarım seksen devre taşımak istemeyeceğiniz bir eşya.
El aislamiento la hace más díficil de encontrar. Y desanima a los saqueadores
İzolasyon bulunmasını zorlaştırır ve çapulcuları caydırır.
El profe dice que la mente de la chica es confusa y díficil de localizar sigan buscando.
Profesör kızın aklının karıştığını ve yerini saptamanın zor olduğunu söyledi... o yüzden bakmaya devam et.
Es díficil refutar la lógica en eso.
Mantığını çürütmek çok zor.
No es díficil.
O kadar zor değil.
Por eso es tan díficil para la mujer dar a luz.
O bu yüzden kadınlar için çetin bir sınav.
Me refiero a que fuera díficil contarme cosas.
Bir şeyler anlatmak zor muydu demek istiyorum.
Díficil de hacerlo.
Bunu yapması çok zor.
A Fetch Dixon, una gran... gran estrella díficil de alcanzar.
Büyük yıldız Fetch Dixon'a... Takip edilmesi zor bir oyuncusun.
Quiero decir, acabo de salir de | una relación muy díficil...
Demek istediğim, sadece ciddi bir ilişkiden kaçınıyorum...
- Aún es un poco díficil para mí hablarlo.
- Benim için anlatması hâlâ zor.
Es díficil de saber.
Söylemek zor.
Es un poco díficil.
Biraz karmaşık, tamam mı?
Es díficil.. saber que mantener. Que sacar.
Neyi saklayacağını neyi bırakacağını düşünmek zor.
Tomaste una decisión díficil antes y no sólo tomaste una buena decisión. Fué una decisión brillante.
Daha önce çok zor bir seçim yapmak zorunda kalmıştın ve kararın sadece iyi değil Dâhiceydi.
Debió haber sido díficil, enamorarse de un tipo que estaba comprometido con alguien más
Başkasıyla nişanlı olan bir adamla ilgili duygular beselemek zor olmalı.
Si, es genial, finalmente encontraste un hombre más fuerte que tu y eso díficil de hacer.
- Evet adamım, her neyse. Evet bence bu harika. Yani nihayet senden daha güçlü bir adam buldun ve bu zordu.
Se lo está poniendo más díficil.
Bebek için zorlaştırıyorsunuz.
Es díficil comprenderles cuando hablan de lo que están hablando.
Bahsettikleri şeyi anlatırken bile onları takip etmek zordur.
Eso generalmente es estrés y aunque puede ser muy díficil este podría ser, este podría ser un lugar seguro.
Ama burası senin gevşemen için iyi bir yer olabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]