Translate.vc / Spanish → Turkish / Dólar
Dólar translate Turkish
3,627 parallel translation
¿ por solo un dólar con 47 centavos?
... hepsi 1 dolar 47 sent için miydi?
Esa propina de un dólar con 47 centavos fue una llamada de atención para recordarme que la vida siempre te infravalora si le dejas.
Şu 1 dolar 47 sentlik bahşiş, bana bu hayatın,.. ... ona izin verirsen seni daima azımsayacağını hatırlatan bir uyarı işaretiydi.
Déjame decirte algo. Si me hubieran dado un dólar cada vez que Molly quería pedirme dinero, ella habría querido pedírmelo también.
Sana bir şey söyleyeyim, eğer Molly'nin her borç istediğinde bir dolar kenara atsaydım o parayı da borç almak isterdi.
Dr. Holt, otro día, otro dólar.
Dr. Holt, yeni bir gün, aynı sıkıcı iş.
¿ Tienen un dólar?
Paranız var mı?
Aquí hay un dólar.
Al sana bir dolar.
Y voy a demandarte por cada centavo que hayas ganado! Y la misión de mi vida será asegurarme de que nunca jamás ganes otro dólar!
Ve kazandığın her kuruşu elinden almak için dava açacağım bunu hayatımın görevi yaptım bir daha asla ama asla ben 90 sentini almadan bir dolar bile kazanamayacaksın.
Con el dólar estadounidense cayendo y la inflación elevándose, ya he convertido considerables sumas de mis activos en oro.
Amerikan dolarını düşüyor ve enflasyon yükseliyor. Benim çoktan altına çevrilmiş hayli varlığım mevcut.
Al menos, dale un dólar.
En azından ona bir dolar ver.
Si me diesen un dólar cada vez que un hombre me pide hacerle algo a su mujer, sería millonaria.
Eğer karısı için bir şey isteyen her erkekten para alsaydım, şimdi milyoner olmuştum.
Tengo un dólar en mi pantalón que lo he estado paseando por tres semanas.
Benimde üç haftadır pantolonumda taşıdığım bir dolarım var.
Aquí tienes, Brucie, un dólar por cada "A" ( sobresaliente ).
İşte her A için bir dolar, Burt.
También les enseñamos que puedes relajarte después de un duro día de trabajo sin ir a una de esas sillas pijas del centro comercial que cuestan un dólar. Y que no necesitas una tele pija en 3-D para entretenerte.
Bi'de yorucu bir günden sonra alışveriş merkezlerinde ki $ 1'a çalışan koltuklar olmadan nasıl rahatlana bileceğini ve 3 Boyutlu televizyon olmadan nasıl eğlenebileceklerini gösterdik.
Sí, ¿ y dónde están los símbolos de dólar?
Evet ve gözlerindeki dolar işaretleri nerede?
Aquí tienes un dólar por las molestias.
Sıkıntılar için şu bir doları da al.
Así que cada unidad cuesta un dólar.
Yani her biri 1 dolara geliyor.
Tengo reflujo. Os lavo el parabrisas por un dólar cincuenta y siete.
- $ 1.57'a camınızı yıkarım.
Hemos recorrido un largo camino de pasar nuestros fines de semana en clubs de striptease comiendo taquitos de cortesía y viendo a una chica coger billetes de dólar con sus nalgas sudadas.
Haftasonlarını striptiz kulüplerinde geçirip Tadımlık yiyecekleri yemekten ve bahşişleri toplayan kızın Verdiği firikiğini izlemekten buraya
Max Devore. Él es un viejo hijo del dólar.
Para babası acımasız bir ihtiyardır.
Ni un dólar que llega a Puerto Rico paga impuestos.
Yolu Porto Riko'dan geçen hiçbir paradan vergi alınmıyor.
¡ Vamos! ¡ Un dólar!
Hadi çocuklar, bir dolar.
¡ Un dólar gana!
- Bir dolar kazanır.
¡ Un dólar gana!
- Kazanana bir dolar.
- Quítatelos y te doy un dólar.
O ayakkabıları çıkarırsan sana bir dolar veririm.
Vamos a quemar hasta el último dólar a menos que se retiren... y nos dejen ir.
Geri çekilip bizi serbest bırakmadığınız taktirde son dolara kadar hepsini yakacağız.
limonada un dólar
limonata 1 dolar
Y luego otra gente quiere hacerlo. No importaba, siete porros había en una bolsa, era un dólar por porro, pagas $ 5 por esa bolsa.
O anda düşündüm ki... bir esrar dalı 1 dolardı ve paketlide 7 tane var paketi ise 5 dolardı.
Más allá del precio, más allá del dólar.
Fiyatın ötesinde, doların ötesinde
Quédatelos. No me gustan los billetes de un dólar.
Zaten single'lar hakkında endişeliyim.
¿ Cada dólar es canjeable por rata?
Her Birleşik Devletler doları, sıçana çevrilebilir mi?
¿ Un dólar?
Bir Dolar mı?
El dólar se mantendrá.
Dolar bu işi halledecek.
Ooh, yo lo compraría por un dólar.
Ne harika bir fikir.
Jesús, si tuviera un dólar cada vez que escucho esta historia.
Tanrım, şu hikayeyi her dinlemem için bir dolar alsam...
Si me dieran un dólar por cada vez que me han dicho eso...
Bunu her duyduğumda bir dolar kazansam şimdi zengin olmuştum.
¡ Sirva café, traiga comida, recoge tu dólar, y cierra tu maldita boca!
Kahve getir, yemek getir, paranı al ve kapa çeneni!
Te has ganado cerca de 10 centavos de dólar.
- Yaklaşık 10 sent kazanmışsın.
Le puedo pagar 100 centavos por dólar, su costo al mayoreo garantizando ventas extranjeras, sin tocar su mercado. Por evitarle nadar en ese río pestilente cobramos 30 % de comisión.
Evet, tüm toptan satış maliyetini deniz aşırı ülkelerde yeniden piyasaya sunmayı garanti ederek bir dolardan 100 sent ödeyebilirim, böylece yurtiçi satışları daha ucuza yapmazsın, ve bunun için, inan bana, bu sadece % 30 komisyon koyduğumuz içinde yüzmek
A diferencia del dólar, un trueque no se deprecia ni un porcentaje.
Doların aksine, trampa değerini yüzde bir bile düşürmez.
Todavía estaba persiguiendo al todopoderoso dólar.
Hala yüce parayı arıyordu
Llevamos más de dos años sin recibir un dólar y la financiación del departamento es tan ridícula que sólo les falta una banda de música para decirnos adiós.
Aptallar gibi görünüyoruz! En son az bir ücret aldığımızdan beri iki yıldan fazla oldu ve bölümün bütçesi komik olacak kadar düşük. Bizden kurtulmalarını sağlayacak olan tek şey bir kaç şaklaban.
Como el dólar, billetes de dólares, y todo.
Alın alın hepiniz paralarınızı.
Pon el dólar de vuelta.
Parayı geri bırak.
Te puedo pagar, $ 34 y 18 centavos de dólar en efectivo.
Sana nakit olarak 34 dolar ve 18 sent ödeyebilirim.
Puedo decirles exactamente cuánto llevo en mi cartera hasta el último dólar incluso sin mirar.
Şu an hiç bakmadan cüzdanımda ne kadar para olduğunu kuruşuna kadar söyleyebilirim.
Agradecemos cada dólar que recibimos.
Her dolar için mineettarız
Mr. Green, Mr. Dólar.
Bay Para, Bay Dolar.
Quiero un dólar por cada acción del Mitzuko.
Mitzuko hisselerinin herbiri için 1 dolar istiyorum.
Oye, mamá, si tuvieras un dólar, y tuvieras que repartirlo entre todos tus amigos,
Anne, bir doların olsaydı, ve arkadaşların arasında bölüştürmek zorunda olsan,
Es una elección, mamá, tienes que elegir entre los centavos o el dólar.
Seçenek bu kadar anne, ya 100 penny ya da dolar.
- Un dólar.
- Bir dolar.