Translate.vc / Spanish → Turkish / Eagle
Eagle translate Turkish
635 parallel translation
- Trataremos con ellos directamente. Quiero traer a Águila Grande aquí para hablar.
Doğru adrese gidelim.Big Eagle / Büyük Kartal'la bir görüşelim.
Los indios que mataron la caravana y robaron caballos... no ser del campamento de Águila Grande.
- Kervana saldıran ve atları çalan Kızılderililer Big Eagle'ın kampından değildir.
Le creo, Águila Grande.
Buna inanıyorum, Big Eagle.
Si jefe blanco cree que Águila Grande hablar con lengua bífida... darle algo más allegado a su corazón.
Eğer Beyaz Şef, Big Eagle'ın çatal dilli olduğunu düşünüyorsa... O size kalbine en yakın bir şeyi verecek.
Jefe Pequeño quedarse aquí. Prueba de que la palabra de Águila Grande es válida.
Little Chief / Küçük Şef Big Eagle'ın sözünü tutacağının simgesi olarak burada kalacak.
- Yo ser Águila Grande.
Hmm. Ben Big Eagle.
Debe disculparla, Águila Grande.
Onu bağışla, Big Eagle.
Águila Grande lamenta que tuvieras problemas.
Big Eagle, başına gelenlere çok üzüldü.
Parece un desafío por parte de Águila Grande.
Evet, Bu sanki Big Eagle'ın bize meydan okumasını gösteriyormuş gibi.
Intentaré ver a Águila Grande para decirle que no haga caso a las amenazas de Chambers.
- Big Eagle'la konuşup onlara Chambers'ın tehditlerinden kokmamalarını söyleyeceğim.
- Me tomaron prisionero. Estuve retenido en el campamento de Águila Grande.
- Devriyedeyken esir alındım, efendim... ve Big Eagle'ın köyüne götürüldüm.
Águila Grande exige que el ferrocarril abandone su territorio en un plazo de dos días... o no devolverá al inspector Montague y reanudará las hostilidades.
- Devam et. Big Eagle, demiryollarının bu bölgeden iki gün içinde kaldırılmasını istiyor yoksa Komiser Montague geri dönmeyecek ve düşmanlık başlayacakmış.
¿ Puede decirme cómo llegar al campamento del Sr. Águila Grande?
- Bana lütfen Bay Big Eagle'ın kampının nerede olduğunu söylermisiniz?
Muchas gracias. ¿ Puedo ver al Sr. Águila Grande ahora?
Çok teşekkür ederim.Şimdi, Bay Big Eagle'ı görebilir miyim?
Vine a ver al Sr. Águila Grande, pero no me dejan hablar con él.
Bay Big Eagle'ı görmeye geldim, ama izin vermediler,
Tengo que ver al Sr. Águila Grande antes de que anochezca.
- Hava kararmadan Bay Big Eagle'ı bir şekilde görmeliyim
Entonces, traiga al Sr. Águila Grande para que pueda hablar con él.
O zaman Bay Big Eagle buraya getirin onunla konuşayım
Pero ahora, hagamos como si ésta fuera otra noche cualquiera.
Big Eagle'la konuşacağım. Ama şimdi... Şimdi diğer bir geceymiş gibi davran.
Soy su amiga también, Sr. Águila Grande, y los casacas rojas también.
Ben de sizin dostunuzum, Bay Big Eagle, Kırmızı ceketlerde.
Le dije la verdad, Sr. Águila Grande.
Sana gerçeği söyledim, Bay Big Eagle.
Se llevaron la insignia.
They took my eagle away.
Además, en "El Águila" pagan $ 5 por cada historia que publican.
The Eagle öykü başına 5 dolar veriyor.
Llaman del diario The Eagle.
Arayan Kartal.
Diles que no se olviden de llamar al editor del diario The Eagle.
Onlara Kartal'ın editörünü aramalarınıda söyle.
Esa es el Águila Carmesí.
Crimson Eagle.
Quiere pedir para mí esa botella de Old Eagle.
Benim yerime alır mısın? Şu 50'lik Old Eagle'dan.
Eagle, vámonos.
Kartal, haydi gidelim.
Eagle conducirá el coche capturado por Zawada.
Kartal, Zawada'nın getirdiği arabada olacak.
Zawada reemplazará a Eagle.
Zawada, Kartalın yerini alacak.
¿ Eagle?
Eagle?
Zawada y Eagle los escoltanban.
Zawada ve Eagle eskortları var.
Red Eagle.
Kızıl Kartal.
Un tal Hendley, del Escuadrón Águila de la RAF.
Kraliyet Hava Kuvvetleri Eagle birliğinden Hendley diye biri.
Dile a tu gente que Black Eagle ha tomado a su jefe, y que mis guerreros destruirán a los demás.
Halkına söyle, reisiniz Kara Kartal'ın elinde. Savaşçılarım da geri kalanları yok edecek.
Sólo recuerdo cómo Black Eagle apareció de la nada, como un espíritu.
Tek hatırladığım Kara Kartal'ın bir hayalet gibi belirdiği. Bir anda.
Black Eagle tenía razón.
Kara Kartal haklıydı.
- ¿ Cómo está Black Eagle?
- Kara Kartal nasıl?
Black Eagle, has sido elegido para llevar nuestras palabras.
Kara Kartal, sözlerimizi iletmek için sen seçildin.
Es hora de prepararse para unir a Black Eagle con Ixchel.
Kara Kartal ve Ixchel'i nikahlamak için hazırlık yapmamız gerekiyor.
Deseaba que Black Eagle hubiera elegido a otra.
Kara Kartal'ın bir başkasını seçmiş olmasını diliyordu.
Mi gente se autodenomina pero donde arde ese fuego significa que Black Eagle está allí, y que los peregrinos han venido a descansar.
Halkım kendisine "Yeryüzünün Göçebeleri" der. Bu büyük ateş nerede yanıyorsa Kara Kartal orada demektir. Göçebeler dinlenmek için oraya gelirler.
Parece que los dioses recibieron su mensaje, aunque Black Eagle nunca lo entregó.
Kara Kartal iletmemiş olsa bile tanrılar mesajınızı almış gibi görünüyor.
Por mi parte, aquí me quedo, pero a la manera de Black Eagle, les doy a elegir.
Bana gelince ; ben burada kalıyorum. Ama Kara Kartal'ın da yaptığı gibi, kendi tercihinizi size bırakıyorum.
Yamura delante de Dan Gurney en el Eagle, y Bob Turner en el otro BRM.
Diğer Yamura pilotu Tim Randolph Eagle pilotu Dan Gurney ve diğer BRM pilotu Bob Turner'in önünde.
Ha adelantado a Tim Randolph y ahora pasa bajo Gurney en el Eagle.
Tim Randolph'u geçti ve şimdi Gurney'i nasıl geçtiğine bakın.
Probablemente los cruzaremos en el viejo monasterio, en Eagle Pass.
- Onları muhtemelen eski manastır Eagle Pass'den karşıya geçireceğiz.
Haremos nuestra primera parada Eagle Pass en la frontera Mexicana.
İlk durağımız Meksika sınırındaki Kartal Geçidi.
Esto es Eagle's Nest, condado de Vinegarroon, Texas.
Burası Kartal Yuvası. Vinegarroon Bölgesi, Teksas.
Jefe Águila Grande dice que éstos ser los indios malos que atacaron caravana... y robar caballos del campamento de Caballo de Hierro.
Şef Big Eagle diyorki, bunlar kötü yerliler.
Sr. Águila Grande, por favor.
Bırakın! Bay Big Eagle, lütfen!
- Eagle se ve bien.
- Kartal harika görünüyor.