Translate.vc / Spanish → Turkish / Edificio
Edificio translate Turkish
21,527 parallel translation
Se recuperará. ¿ Y el tirador? - Estaba en el edificio de enfrente.
- Keskin nişancının yuvasını konsolosluğun karşısındaki binada bulduk.
Seguí a Grigory hasta ese edificio, pero llegué tarde.
Grigory'i o apartmana kadar takip ettim ama çok geçti.
Quiero decir, ¿ cómo vas a salir del edificio?
Onları binadan nasıl çıkartacaksınız?
El detective Cortés, tal vez usted no lo había oído, pero una bomba estalló en la actualidad un edificio de departamento de Medicina Forense.
Dedektif Cortes, duymamış olabilirsiniz, ama bugün Adli Tabip Şefliği binasında bir patlama oldu.
A menos que crea la administración del edificio insistió en la toma, considerar la colocación.
Tabii apartman yönetiminin fiş takılması için ısrar ettiğini düşünmüyorsanız. Yerine bakın.
Me arrojaron de un edificio.
Bir binadan attılar beni.
Despejen el edificio.
Binayı iyice arayın.
" Oh, bueno, mi edificio de quema, la-di-da.
"Binamda yangın çıktı..."
Y después de esta noche, se echó Gato de subvención fuera de su edificio.
Ve bu gece Cat Grant'i binanın tepesinden aşağı attı.
Ella me tiró de un edificio última noche y amenazado mi vida y...
Dün gece beni binanın tepesinden aşağı attı ve ölümle tehdit etti.
Uh, gentil recordatorio, se te prohibió estar en el edificio.
Buradan atılmıştın.
Deberíamos besarnos rápidamente antes de que el edificio se colapse
Talisizliğimden dolayı bina çökmeden önce hemen öpüşmeliyiz.
Tenía un montón de lecturas en su habitación, pero tengo lecturas en casi todos los pisos del edificio.
Odasında EMF sinyali buldum ama binada hemen hemen tüm katlarda EMF sinyali vardı.
Un fulano llamado Patrick algo... trabajaba en construcción en el viejo edificio Telegram durante la renovación cuando yo trabajaba en la torre del reloj.
Patrick Herkimse renovasyon zamanında eski telegram binasında çalıştı. Saat kulesinde çalıştığım zaman.
Bonnie, ¿ cómo es ser la encargada de un edificio?
Bonnie, apartman yöneticiliği yapmak nasıl bir şey?
Bueno, sinceramente, yo no me veo como encargada de un edificio, me veo como encargada de una comunidad diversa de personas.
Dürüst olmak gerekirse bunu apartman yöneticiliği olarak değil de insan topluluğu yöneticiliği gibi görüyorum.
Hay otras formas de salir de este edificio, pero he salido por tu patio.
Bu binadan çıkmanın başka yolları var ama ben senin bahçenden geçtim.
¿ Ves este clúster? Es un edificio.
Şu diziyi görüyor musun Bir bina bu.
Tengo un recuerdo de saltar en una zona de cesped fuera de un edificio de oficinas.
Ofis binasının dışında yeşillik bir yere geldim.
Está arriba en ese edificio de allá.
Şuradaki binadalar.
Verá, lo último que supimos después de que cesasen las transmisiones fue que los alborotadores habían tomado el edificio, así que, naturalmente, supusimos lo peor.
Yayın kesildikten sonra öğrendiğimiz kadarıyla binayı isyancılar ele geçirmiş bu yüzden en kötüsünü tahmin etmiştik.
- Tenemos que evacuar el edificio.
- Acil durum. Binayı tahliye edin.
¡ Los terroristas han tomado el control del Edificio Nakatomi, Century City!
Mayday, mayday! Teröristler Century'deki Nakatomi Binası'nı ele geçirdiler!
La agente Lange me pidió el vídeo de seguridad del edificio PAR después del suicidio de Sherman.
Ajan Lange, Sherman'ın intiharından sonra benden kayıtları almamı istedi.
Retro Girl no estuvo cerca del edificio.
Retro Girl binanın yakınında bile değilmiş.
Vale, ¿ qué hay del exterior del edificio?
Tamam, peki ya binanın dış tarafı?
La entrada principal del edificio PAR.
PAR binasının ön girişi.
Viendo la parte trasera del edificio PAR...
PAR binasının arkasına bakıyoruz.
Hombre, 40 años, se cayó de un techo de un edificio de 4 pisos.
Erkek, 40'lı yaşlarda. 4 katlı bir binanın çatısından düşmüş.
Su lado está él saltó de un edificio de 4 pisos.
Onun kararı 4 katlı binadan atlamak.
Ahora, es bienvenido de quedarse en el salón de espera para los familiares hasta que su hija salga de cirugía, o será bienvenido a salir del edificio.
Şimdi, kızınız ameliyattan çıkana kadar bekleme odasında ya da binanın dışında bekleyebilirsiniz.
En el edificio.
Binanın içinde.
Tienen que dejar el edificio.
- Mülkü terk etmeniz gerek.
Este es el edificio donde están retenidos los rehenes.
Burası rehinlerin tutulduğu bina.
El edificio está prácticamente intacto.
Bina neredeyse sapasağlam.
Pensaba que habíamos construido un edificio fuerte.
Sağlam bir bina yaptığımızı sanmıştım.
Dese prisa, el edificio se derrumba.
Çabuk ol, bina çöküyor.
El edificio se derrumba y él está ahí.
Bina çöküyor ve o içeride.
¿ Chocaste con un edificio y no lo sabes?
Nesi var acaba? Binaya çarptığından olmasın.
Creo que están todavía en el edificio senor.
Sanırım hala binadalar.
El edificio está publicado en un sitio web llamado AwayKay.
Binanın Awaykay adlı bir internet sitesinde reklamı yapılıyor.
Um, en realidad, yo esperaba poder hablar con usted sobre el edificio se convirtió en una AwayKay.
Aslına bakarsanız, buraya Awaykay'e çevirdiğiniz binanız hakkında konuşmaya geldim.
Porque... usted es la razón por la que no puedo vivir en mi propio edificio.
Çünkü kendi binamda oturmamamın sebebi sizsiniz.
Hay un edificio que solía ser la piscina.
Eskiden havuz olan bir bina var.
Primero Ruth me dice que está empolvarse la nariz, ahora me dices Elvis dejó el edificio.
Ruth bana başta burnunu pudraladığını söylüyor şimdi de sen Elvis'in binadan çıktığını söylüyorsun.
Logramos identificar a Marwan Hanano por las cámaras de seguridad en West Broadway a las 3 : 57 p. m... diecisiete minutos antes de que obtuviera acceso al edificio que da al parque donde se realizó el mitin político.
Marwan Hanano'yu Batı Broadway'de öğledensonra 3.57'de gözetim kamerasından, mitingin yapılacağı parkın karşısındaki binaya girmeden 17 dakika önce teşhis ettik.
Localicé a Hanano cuando salía del edificio y le provoqué una lesión para poder llevarlo al hospital.
Hanano'nun yerini belirledim, binadan çıktığı anda onu hastaneye götürmesini sağlayacak kazaya sebep oldum.
Cuando sepamos dónde están los tipos malos y tengamos todos los permisos necesarios para lanzar los misiles, los tipos malos habrán abandonado el edificio.
Kötü adamların yerlerini öğrenene gerekli izinleri alıp füzeleri ateşleyene kadar hedefte kimsecikler kalmıyordu.
¡ Quien sea que hizo esto puede que esté aún dentro del edificio!
Bunu yapan kişi hâlâ binada olabilir!
Que sea un edificio con portero y cámaras de seguridad.
- Güvenlikli ve kameralı bir yere taşın.
Aún podría estar en el edificio.
Hâlâ binada olabilir.