Translate.vc / Spanish → Turkish / Elan
Elan translate Turkish
38 parallel translation
Manana en elAn ¡ versar ¡ o de esa batalla lanzaré un batallón de más de 1 OOO hombres contra el enem ¡ go.
Ama yarın, bu savaşın yıldönümünde, Düşmana karşı en az bin dağ adamını sevk ederim,..
Soy de Elan.
Ben Yelan'lıyım.
Tú lo eres.
Kötü elan sensin.
- Es Paul Allen.
- Paul Elan.
- Ése no es Paul Allen.
O Paul Elan değil.
Veamos la tarjeta de Paul Allen.
Paul Elan'ın kartını da görelim.
En casa de Paul Allen, utilizo las llaves que le he cogido del bolsillo... antes de deshacerme del cadáver.
Paul Elan'ın dairesine geldiğimde cesedi yok etmeden önce cebinden aldığım anahtarlarla kapıyı açtım.
Sólo tengo unas preguntas básicas sobre Paul y usted.
Sadece Paul Elan hakkında sorular soracağım. - Kahve? /
La desaparición de Paul Allen.
- Paul Elan'ın kaybolması. - Evet, elbette.
Me llamo Paul Allen. ¿ Entendido?
Adım Paul Elan.
Soy Paul Allen.
Adım Paul Elan.
- ¿ Recuerdan a Elan Portnoy?
- Elan Portnoy'i hatırladın mı?
Y vuelvo con ustedes ahora con el cambio de la marea.
Ve elan yanınıza geri döndüm tam da medd ü cezir dönümünde.
Ahora debemos confiar en Frodo.
Elan Frodo'ya itimat etmeli artık.
He caminado 300 vidas de hombre en la Tierra y ahora, no tengo tiempo.
Üç yüz insan ömrünce seyrettim arzda, elan vadem doluyor lâkin.
Elan Pharmaceuticals se va directo al cielo.
Alon Eczacılık. Tavan yapacak.
Elan Pharmaceuticals.
Alon Eczacılık.
O como tú dirías, Elan.
Ya da sen "İlan" da diyebilirsin.
¡ Alan! Teddy quiere hablar contigo sobre la flor de la solapa.
Elan, Teddy seninle çiçekçi hakkında konuşmak istiyor.
Cuidado con esos hongos, Elan, valen $ 60 el kilo.
- Dinle... - Siyah mantarlara dikkat et, Elan. Yarım kilosu 60 dolar.
La matrícula y el registro indicant que la víctima es el Dr. Elan Cirrieux.
Kimliğe ve belgelere göre kurbanın adı, Dr. Elan Cirreux.
Tiene un juicio pendiente contra... Elan Cirreux.
Ellen Cirreux hakkında süren bir dava var.
¿ Sabes lo que Elan nos hara - si no estan alli?
Orada olmazlarsa Elan'ın bize ne olacağını biliyor musun?
- ¿ Tenemos que decirselo a Elan?
Elan'a söylemek zorunda mıyız?
¿ Para que Elan venga desde Tel Aviv a matarnos?
Elan'ın Tel Aviv'den gelip bizi öldürmesi için mi?
¿ Sabes lo que Elan nos hara si somos pillados?
Yakalanırsak Elan bize ne yapar biliyor musun?
Me perdiste justo allí.
Beni kaybettin. - Elan. Elan, evet.
Yo puedo... Arreglar lo que va mal con Elan médicamente, pero no puedo cambiar quién es.
Elan'ı iyileştirebilirim ama kişiliğini değiştiremem.
Elan, mira, a las chicas les gusta la vulnerabilidad.
Elan, bak, kızlar kırılgandırlar.
"Elan locales de culto Rastafaris,..." "... Este hombre adorado como una deidad sigue en plena vigencia. "
Rasta hareketine dahil olanlar onu kutsal biri olarak görüyorlardı ve toplanıp geldiler.
Elan Vikner tiene una coartada.
Alan Vikner'in mazereti var.
Bueno, no hay señales de Elon.
Elan'a dair hiçbir iz yok.
Y a Elon se le conoce por...
Elan'ın ne kadar şey olduğunu biliyoruz...
Pero hasta entonces, ahora que sé que le está pasando a los animales, voy a hacer todo lo que pueda para remediarlo.
Fakat azledildikten sonra... Hayvanlara neler olduğu zaten elan malumum olduğundan... durumu tersine çevirmek için elimden geleni arkama koymayacağım.
Hay una considerable discusión entre Bolivia y Brasil acerca de su frontera.
Elan Bolivya ve Brezilya arasında sınırlarını neyin tesis ettiği hususunda ciddi bir mesele mevzubahis.
La sangre, élan vitale.
Kan, hayattır.
- Joven Tavares usted toca con élan, brío, gusto, aplomo y otros adjetivos que indican un estilo excesivo.
- Usta Tavares, hızlı, canlı, zevkli, gösterişli çalıyorsun ve bu kadar yabancı sıfat haddinden fazla şıklık gerektiriyor.
Está justo aquí. ¿ Tu "novio"?
Elan'ı tanıyor musun? Evet. Elan benim hastam.