English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Enorme

Enorme translate Turkish

12,475 parallel translation
"Bien" significa que no ha ido bien... y te has dado cuenta de que tenía razón y tú estabas equivocado... y es un enorme grano en el culo.
"İyi", iyi olmadığı anlamına gelir. Benim haklı, senin haksız, babamın da fena baş belası olduğunu fark ediyorsun.
Oh, esto va a ser enorme.
Muhteşem olacak. Bununla ilgili çok düşündüm.
Se necesita más que un dictador con un enorme craneo para erradicar la libertad en este país.
Bu ülkenin özgürlüğünü elinden almak için büyük seçim kafatası bir diktatörden fazlası gerek.
Es enorme. ¿ Eso, enorme?
- Bunun çok büyük olduğunu düşünüyorsan...
Tengo un avión enorme para poder caminar a los saltos.
Zamparalık yapmak için büyük bir uçak almıştım.
Lo que me obliga a hacer una pregunta enorme.
Bu da beni büyük bir soruya itiyor.
Y deberían saber, que soy un enorme admirador.
Şunu da bilmeniz gerekiyor... Çok büyük hayranınızım.
Seguro es enorme.
Hayvan gibidir kesin.
¿ Deberíamos despejar trauma uno para quitar el enorme grano en el culo de Avery?
Avery'nin kıçındaki dev böceği çıkarmak için travma odası hazırlatayım mı?
Aprecia el enorme esfuerzo que conllevaría crear todos los detalles de nuestro mundo en una computadora.
Ona göre bir oyun içinde tüm dünyanın en ufak detaylarını yazmak taktire şayan.
Estrellas supermasivas, como las enanas blancas y estrellas de neutrones, tienen enorme empuje gravitacional.
Beyaz cüce gibi süper kütleli yıldızlar... ve nötron yıldızları inanılmaz çekim gücüne sahiptir.
Clement cree que podríamos aprovechar esta enorme concentración de energía.
Clement bu inanılmaz güçlü enerjiyi... kullanabileceğimizi düşünüyor.
Clement piensa que si podemos usar esa enorme concentración de materia y energía, tendremos el poder de cambiar el tejido del universo.
Clement'e göre yüksek yoğunlukta... enerji ve maddeyi kullanabilirsek... evrenin dokusunu değiştirebilecek güce kavuşacağız.
Estaba renunciando a una enorme cantidad de dinero.
Çok büyük miktarda paraları geri çeviriyordu.
Lo tomé prestado y lo rompí con una botella enorme de Chablis.
Ödünç almıştım, büyük bir Chablis şişesini açarken kırdım.
Era enorme.
İri yarı bir şeydi.
Me sale un enorme dolor de cabeza de una condición médica que he llamado "orejas"...
Baş ağrısı geliyor, bir sağlık sorunumdan ötürü. Adı : Kulaklarım!
Creo que está haciendo un enorme Jar Jar Binks.
Bence çok büyük bir Jar Jar Binks yapıyorsun.
Es un evento público enorme.
Bu büyük bir halk olayı.
y un sacrificio enorme.
- ve büyük fedakarlık.
No puedes ser la chica preciosa número siete con un tajo enorme en la frente.
Alnında devasa bir yarayla 7 numaralı göz kamaştırıcı kız olunmaz.
Es un caso enorme y, sin Vince...
Bu büyük bir dava ve Vince olmadan...
Aparte de la enorme cantidad de dinero que gasta en porno y cámaras web realiza todas sus transacciones de droga a través de correos, SMS, Twitter.
Porno ve kamera şovlarına yüklü miktarda para yatırması dışında tüm uyuşturucu alım-satım işlerini e-posta, messenger, Twitter ile hallediyor.
Es enorme.
Kocaman.
En el tiroteo que siguió, toda la cosa explotó en su cara y como resultado, ahora tiene el brillante más valioso del universo ocho centímetros dentro de su enorme cabeza.
Başlayan silahlı çatışmada bütün her şey yüzüne patladı. Sonuç olarak, evrendeki en değerli elmas koca kafasının yedi buçuk santimetre içine girmiş oldu.
No os preocupéis. Es un invernadero enorme.
Merak etmeyin, burası büyük bir sera.
Es como una especie de enorme tienda de los horrores.
Dev bir insan yiyen bitkiye benziyor burası.
Con esta enorme cosecha tuvimos que contratar toda esta mano de obra barata.
Büyük bir hasat yaptık, bu yüzden ucuz işçilik önemliydi...
Es un gasto enorme de tiempo y recursos.
Hem zaman hem de kaynak kaybı.
Bueno, si el tipo siquiera existe, y ese es un enorme "si", de ninguna manera se reunirá contigo cara a cara.
Tamam, hadi öyle biri var diyelim ki düşük bir varsayım. Yüz yüze görüşmek isteyeceğini hiç sanmıyorum.
Si no haces lo que te digo, la enorme tormenta de mierda que disparará soretes más tarde dejará un rastro de nubes en el cielo deletreando tu nombre.
Dediğimi yapmazsan devasa bok fırtınası çıkacak ve etrafa boklar saçarak adını yazan bulutlar bırakacak.
El FARM es enorme.
F.A.R.M bayağı büyük.
¿ Y es un tipo enorme, un gran problema?
İri yarı, belalı bir tip mi?
Este lugar es tremendamente enorme, pero quiero que se sienta aún más grande una vez todo esté aquí.
Burası fena halde büyük bir yer ama ben her şey yerleştikten sonra burayı daha da büyük hissetmek istiyorum.
Pones en su collar un... un diamante amarillo enorme.
Yakanın çevresine koyabilirsin büyükçe bir sarı elmas ile birlikte.
Porque no lo tengo claro, pero eso parece... un enorme montón de píldoras de aceite de pescado.
Kesin konuşmuyorum ama şunlar balık yağına çok benziyorlar.
Hay una enorme diferencia.
Arada büyük fark var.
O... Stina venía estando bien... pero de repente experimentó un enorme revés.
Ya da Stina iyi bir dönem geçiriyordu ama aniden büyük bir gerileme yaşadık.
Ya ves, la ira de Dios es enorme.
Tanrı'nın öfkesi muazzamdır.
Y-usted ver ese enorme vaso sobre la mesa con la paja loca y la vaca de plástico?
Masadaki acayip pipetli ve plastik inekli şu kocaman bardağı görüyor musunuz?
Mira, ya sé que cometí un error, uno enorme, y si no puedes superarlo, está bien.
Bak, biliyorum, hata yaptım hemde büyük bir hata. Eğer üstesinden gelemiyorsan ona da tamam.
Totalmente, convertirse en Firestorm es un enorme cambio de vida.
Tabii ki de. Firestorm olmak hayatını kökten değiştirecek.
Los centros para el control de la enfermedad está ofreciendo una enorme recompensa Para la entrega segura de Murphy.
Hastalık Kontrol Murphy'i teslim edene büyük bir ödül verecek.
¡ Enorme pollo rugidor!
Kükreyen dev tavuk!
¿ Dice que vio un enorme pollo rugidor?
Büyük bir kükreyen tavuk mu gördüğünü söylemek istiyor?
Enorme. ¡ Gigantesco!
Kocaman. Çok büyük.
Era enorme.
Tam buradaydı ve kocamandı.
Dale al enorme bastardo.
Şu iri piçi vur.
Recuerdas la enorme chimenea del edificio alto detrás del jardín?
Binanın bahçesinin arkasındaki dumanı hatırladınız mı?
Me debes una enorme.
- Bana çok büyük borcun var.
"Este tipo tiene una caja fuerte enorme en el sótano de su casa".
Öylece duruyormuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]