Translate.vc / Spanish → Turkish / Erin
Erin translate Turkish
2,305 parallel translation
Sí, también medio reinterrogatorio.
Onu yeniden sorgulamak istiyorum. Erin benim bahanem.
- Hola, Annie.
- Selam Annie. - Erin.
- Erin. Hola.
Merhaba.
- Erin.
- Erin. - Ronnie.
Erin, ojalá sepas lo afortunada que eres.
Erin, umarım ne kadar şanslı olduğunu biliyorsundur.
- Erin, consigue la orden para Camia.
Erin, Camia için de gerekli izinleri çıkar.
Erin, puedo encarcelar a Buchanan y Atwater... por recibir armas ilegales, pero Camia- -
Erin, Buchanan'la Atwater'ı silah aldıkları için sana..... havale edebilir misin? Peki, ya Camia'yı?
Se llama Erin.
Adı, Erin.
Nuestra víctima es Erin Baer, veintinueve años.
Kurbanımız Erin Baer, 29 yaşında.
Encontró rastros de espermicida en Erin Baer.
Erin Baer'da spermisid izlerine rastlanmış.
Este estaba dentro del esófago de Erin.
Erin'in yemek borusuna sıkıştırılmıştı.
Erin, nuestro ángel, era morena.
Meleğimiz Erin de esmerdi.
Erin fue asesinada hace tres días.
Erin 3 gün önce öldürüldü.
Erin era mi testaruda Jo.
Erin benim dik kafalı versiyonumdu.
Le dije a Erin que tuviera cuidado.
Erin'e dikkat etmesini söylemiştim.
Cuando murieron nuestros padres, nos teníamos la una a la otra.
Anne ve babamız ölünce, Erin'le ikimiz kaldık.
- Entonces ¿ Has encontrado a Erin Sarni?
- Erin Sarni'yi buldunuz, o halde.
¿ Enontrasteis a Erin?
Erin'i buldunuz mu?
El informe de homicidios sobre Erin Sarni.
Erin Sarni'yle ilgili cinayet masasının raporu.
¿ Erin se trasladó aquí para obtener su título?
Erin buraya üniversite okumak için mi yerleşmiş?
Esa es Erin.
Bu Erin.
Esperando todavía, rezando para que encuentren a Erin archivada en el estante equivocado.
Hala bekliyoruz, bir yandan da raf numarası karışmıştır ve yanlış yere konmuştur belki diye, dua ediyoruz.
No encontramos el cuerpo. El asesino de Erin no puede andar libre.
Eğer cesedi bulamazsak,... Erin'in katili çok kısa süre içinde serbest kalacak.
¿ Dónde está el cuerpo de Erin, Alex?
Erin'in cesedi nerede, Alex?
El último recuerdo que tiene la hermana de Erin de ella eres tú manoseando su cadáver en frente de 500,000 personas y contando.
Erin'in kardeşinin, onunla ilgili son anısı senin kardeşinin cesedine 500.000 kişinin önünde asıldığın video üstelik sayı gittikçe artıyor.
¿ Vamos a encontrar a Erin?
Erin'i orada bulur muyuz dersin?
No hay trazas de que Erin haya estado aquí.
Erin'in burada olduğuna dair herhangi bir işaret yok.
Limpiaron la morgue... no hay señal de Erin.
Morgu tamamen araştırmışlar ama Erin'den iz yok.
Entregaron a Erin a la morgue el lunes por la noche, cadena de custodia plena hasta que...
Erin morga pazartesi gecesi getirilmiş... bir takım bakım prosedürlerinden sonra saat...
Esta mañana la funeraria Jardines Escondidos de Milwaukee, fue donde el forense a la 8 : 30 a recoger a Erin...
Bu sabah Gizli Bahçeler Cenaze Evi Erin'i almak için Milwaukee'den otopsi odasına 8.3 gibi gelmiş. Ama Erin yokmuş.
30 horas... ¿ nadie de la oficina del forense sabe nada de Erin durante 30 horas?
30 saat... Ne yani 30 saat boyunca kimse Erin'e bakmak için otopsi odasına uğramamış mı?
Así que Erin salió con una de las recolecciones... o un imbécil la sacó, por ejemplo Alex.
Ya Erin kendi ayaklanıp gitti ya da birisi - mesela Alex, onu el altından kaçırdı.
¿ Sabes quién lleva la investigación del cuerpo de Erin Sarni?
Erin Sarni'nin kaybolan cesediyle ilgili soruşturmayı kim yürütüyor biliyor musun?
El juez ha ordenado a A.I. la liberación de todos los resultados en el caso de forense relacionados con Erin Sarni. ¿ Por qué razón?
Hâkimin verdiği karar göre Adli Tıpla ilgili araştırmaların Erin Sarni'ye bağlantılı olan tüm bulguları İç İşleri'nin açıklaması gerektiğine karar verdi. - Ne sebeple?
Cogí este caso hace una semana esperando que la oficina del forense la cagara y perdiera el cuerpo de Erin y luego su hermana vienera a buscarte, lo que me permitiría sacar libre a mi cliente y que nosotros pasáramos un tiempo juntos.
Bu davayı aldım çünkü bir hafta önce morg görevlisinin biri aptallık eder ve Erin'in cesedini kaybeder sonra kardeşi sana gelir ve senden bulmanı ister böylece ben de müvekkilimi serbest bırakmak için davayı alırım, birlikte çok güzel vakit geçiririz diye yaptım her şeyi.
Trabajar con cadáveres no era suficiente, así que te llevabas vídeos a casa, pero todavía necesitabas más, y por eso te llevaste a Erin.
Cesetlerle çalışmak yeterli gelmedi sen de eve onların videolarını getirdin ama sonra o da yetmedi o zamanda Erin'i aldın.
Dime dónde está Erin.
Erin'in nerede olduğunu söyle.
¿ Alguno de ellos hizo el vídeo guardó la etiqueta del pie de Erin y llevo a tu casa expedientes de autopsias?
Ne yani başka biri videoyu çekip Erin'in isimliğini de benim dolabıma koymuş olamaz mı?
No es necesario que te cuente por lo que está pasando la hermana de Erin.
Erin'in kardeşinin hissettiklerini senden daha iyi kim bilebilir?
Encontraremos a Erin.
Erin'i bulacağız.
Por favor dime que Erin es el quinto cuerpo.
Lütfen bana Erin'in beşinci olduğunu söyle.
entonces alex graba el video, luego pierde el cuerpo de Erin, y termina aquí.
Yani Alex videoyu çektikten sonra cesedi yanlış yere koyuyor, sonrada ceset buraya geliyor öyle mi?
Erin media solamente 1,52.
- Erin yalnızca 1.60 boyundaydı.
Esta no es Erin.
Bu Erin değil.
¿ Dónde está Erin, Tony?
Erin nerede, Tony?
Dinos dónde está Erin ahora mismo, y tendrás la oportunidad de salvar un caso de asesinato.
Eğer hemen Erin'in yerini söylersen bir cinayet davasının gidişatına katkın olacak.
Dime dónde pusiste a Erin.
Bana Erin'i nereye koyduğunu söyle.
Con Erin de vuelta, la D.A debería tener un caso.
Erin'i bulduğumuza göre, bölge savcısı aradığı davaya kavuşmuş olmalı.
Bobby mezcló a Erin con el montón de no identificados, puso todos los indicios sobre Alex.
Bobby, Erin'in cesedini kimliği belirsiz olanlarınkiyle karıştırmış sonrada her şeyi Alex'e yıkmış.
Erin hará de distracción.
- Gelmek ister misin?
Tú deberías entender lo que se siente, Erin.
- Nasıl hissettiğimi sen anlamalısın Erin.