Translate.vc / Spanish → Turkish / Ernst
Ernst translate Turkish
487 parallel translation
Ernst, venga aquí.
Buraya gelin.
El judío Ernst Lubitsch fue alabado... como productor de cine alemán.
Yahudi Ernst Lubitsch, Alman film yapımcısı olarak övüldü.
Han pasado 48 horas y el teniente Ernst Hirth, único nazi superviviente del U-37, sigue en libertad.
"Akıp giden 48 saatin ardında, Teğmen Ernst Hirth... " U-37'den sağ kalan tek Nazi.
- Sí. Soy Ernst Hirth, ciudadano alemán.
Ben Ernst Hirth, Alman vatandaşı.
Sr. Ernst.
Bay Ernst.
¡ Sr. Ernst!
Bay Ernst!
Hans y Ernst fueron llevados con el.
Hans ve Ernst de O'nunla birlikte götürülmüşler.
No despiertes a Ernst. Duerme.
Ernst'i uyandırma, uyusun.
Graeber, Paul y Marie, hijo Ernst.
Greaber. Paul ve Marie.
Sí, soy Ernst Graeber.
Okudum, adım Ernst Greaber.
Ernst Graeber, claro.
Ernst Greaber, tabii ya.
¿ Lo nota, Ernst?
Hissettin mi Ernst?
Ernst Graeber.
Ernst Greaber.
Sí, Ernst Graeber.
Evet! Ernst Greaber.
¿ Por qué cometerían un acto semejante, Ernst?
Neden böyle bir şey yaptılar ki Ernst?
Ella todavía no se da cuenta de lo ocurrido, Ernst.
Olanları henüz anlayamadı Ernst.
No lo sabe, Ernst.
Bilmiyor ki Ernst.
Estaban vivos, Ernst.
Yaşıyorlardı Ernst.
¿ Qué es lo que te preocupa?
Canını sıkan nedir Ernst?
Y si buscas una mujer, Ernst, o varias mujeres si ese es tu gusto, éste es el mejor lugar.
Bir ya da birkaç kadın istersen Ernst, artık orası senin zevkine kalmış. Burada bulursun.
'Ernst, si quiere usted verme, estaré en mi casa a las siete'.
"Ernst, beni görmek istersen 7'den sonra evdeyim."
¿ Qué le pasa, Ernst, está usted ciego?
Ne oldu sana Ernst?
Por favor, Ernst, es mejor que no hablemos del pasado.
Lütfen, Ernst. "Bir zamanlar" konuşmalarını bırak artık.
Ernst, mire aquel árbol.
Ernst, bak. Ağaç!
Ernst.
Ernst!
Ernst, ¿ dónde aprendiste todo esto?
Ernst, tüm bunları nereden öğrendin?
Tu mano, Ernst, te has quemado.
Elin Ernst. Yakmışsın.
Ernst, te quiero tanto que me duele.
Ernst. Seni öyle istiyorum ki. Buna can atıyorum.
Ernst, quiero seguir adelante.
Ernst, yine de istiyorum.
Pero, Ernst,...
- Ama Ernst...
Señora Lieser, traen un paquete para un tal Ernst Graeber.
Bayan Lieser. Ernst Greaber adına bir paket var.
Ernst, olvidémonos de todo cuanto pasa fuera de este cuarto.
Ernst? Şimdi bu odanın dışındaki her şeyi unutalım olur mu?
Fue enviado a Ernst Graeber en el frente y devuelto desde allí.
Cephedeki Ernst Greaber'a göndermişler sonra da buraya gelmiş.
Ernst Graeber, un antiguo alumno suyo.
Ben Ernst Greaber, eski bir öğrencinizim.
Pero no me gusta esta calle, nos iremos a otra, Ernst.
Bu gece olmaz Ernst. Başka zaman olsa fark etmez.
Soy yo, profesor, Ernst Graeber.
Benim Profesör. Ernst Greaber.
Ernst, Josef.
Ernst, Josef.
¿ Sus padres viven, Ernst?
Ailen hayatta mı Ernst?
Se pierde la guerra, Ernst.
Savaşı kaybettik Ernst.
Heini, te presento a mi amigo Ernst.
Seni arkadaşım Ernst ile tanıştırmak istiyorum.
¿ Vodka, Ernst?
Votkan Ernst.
Ernst te puede llevar en mi coche.
Ernst benimkini alıp seni götürebilir...
Ernst, estoy muy bebido, no entiendo una palabra de lo que dices.
Ernst, çok sarhoşum. Söylediklerinin tek kelimesini anlamıyorum.
Buena suerte, Ernst.
İyi şanslar Ernst.
Ernst, te traigo muy buenas noticias.
Ernst, sana çok iyi haberlerim var!
- Sturmabteilungen ) detrás Ernst Röhm
Ernst Röhm'ü izliyor
Ernst, pensé que serías tú.
Ernst!
Lugares como éste, Ernst, ya no existen.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu tartışmak artık çok geç. Öyle bir yer yok, Ernst. Artık yok.
¡ Ernst!
Ernst!
Ernst.
Ernst.
- Ernst, muchacho.
Ernst, oğlum!