English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Eré

Eré translate Turkish

170 parallel translation
Ya noseré Maxie el grotesco Ya nos eré el simplón de la semana
Artık İnek Maxie yok
EI cree que seré más suave con Vd. que con un novato con acné.
Seninle, acemi bir ere oranla bile daha yumuşak olacağımı sandılar.
Es facil desahogar la furia contra un recluta.
Acemi bir ere öfke göstermek kolaydır.
Aquí.
Ere.
Dos veces en el mismo sitio
Aynı yerden iki k ere
Que cuando la décima dejaba el arco ¡ La primera no había caído a tierra!
Onuncusunu yayından bıraktığında yere ilk olarak Ere düşmüştü.
- ¿ Quién soy? - E.. Ere...
- Sen, sen...
Pero eso no es una "Ah," Señor, es una "Ere"
Ama biz A'ya öyle deriz. Bu "ehr" diye okunur.
- Le degrado a soldado raso.
- Rütbeni ere indirdim.
¡ Se le permite a un novato pasar la noche con su esposa!
Acemi ere karısıyla fingirdeşmesi için izin veriliyor!
¿ Qué podría enseñar un simple soldado raso al soldado de primera Kaji.
Benim gibi bir er parçası Kaji gibi bir usta ere öğretebilir ki?
No qu ¡ ere vengarte de los ¡ nd ¡ os.
Artık sen Mavi Gömleklileri intikam için aramıyorsun.
¿ Qu ¡ ere llevar a cabo esta m ¡ s ¡ ón o no, Cap ¡ tán?
- Bu görevi üstleniyor musun, Yüzbaşı?
Pero s ¡ no qu ¡ ere ¡ r, otros querrán ¡ r.
Ama gitmemeyi tercih edersen, Başka subaylarda var Gönüllü olmak isteyene sorarım..
Vaya a dec ¡ ries a esos soldados Tejanos que qu ¡ ere llevar al otro lado un carro cargado de pólvora.
Bütün yapacağımız onunla karşıya geçmek ve Bu Texas Ranger'lerine bir araba dolusu barutu karşı tarafa geçirip Apaçilerle alışveriş yapacağımızı söylemek.
Déjame un poco. No sé que qu ¡ ere ahora.
Bu yağmurda bu adam ne istiyor bilmiyorum.
Que me gustar ¡ a un ¡ rme a Ud., s ¡ qu ¡ ere.
Hala beni istiyorsanız, size katılmak isterim, efendim. Söyle bana James.
- M ¡ mujer qu ¡ ere un café.
- Eşim kahve istiyor da.
- ¿ Qu ¡ ere un vaso de agua?
- Bir bardak su alır mıydınız?
S ¡ qu ¡ ere d ¡ scut ¡ rio con Ia encargada...
Bu konuyu kabin amiriyle görüşmek isterseniz...
S ¡ qu ¡ ere, Ie llevo a Ia estac ¡ ón sur, pero no en d ¡ ez m ¡ nutos.
Güney İstasyonu'na gidecekseniz, götürürüm ama 10 dakikada değil!
S ¡ qu ¡ ere Ios 1 0 $ no me ¡ mporta devoIvérseIos.
Bakın, 10 doları geri isterseniz, dert değil.
- Qu ¡ ere el nombre of ¡ c ¡ al.
- Resmi kayıtlardaki ismi soruyor.
- ¿ Qu ¡ ere f ¡ rmar esto?
- Şunu imzalar mısınız?
S ¡ qu ¡ ere que Ie ayudemos t ¡ ene que ayudarnos.
Ona yardım etmemizi istiyorsa, bize yardımcı olmalı.
M ¡ mujer qu ¡ ere rezar c ¡ nco m ¡ nutos.
Karım sadece beş dakika dua etmek istiyor.
¿ Qu ¡ ere dec ¡ r que no podemos quedarnos a rezar?
Yani karımın ve benim dua edemeyeceğimizi mi söylüyorsunuz?
Se los puede quedar s ¡ qu ¡ ere.
İlgilenirsen, al senin olsun.
Eh, oh,... por abajo, hey.
Υ ere kadar eğilirler, "Ηey..."
LA VELOCI DAD TI ENE SU PRECIO ¿ CUÁNTO QUI ERE GASTAR?
SÜRAT PAHALIDIR NE KADAR HARCAYACAKSINIZ?
Cada ciclo acaba con un apocalipsis de algún tipo.
Her devre bir tür kıyametle sona ere.
Aquí.
'Ere.
Gané uno de esos hinchables la semana pasada para Fred.
'Ere, geçen hafta Fred için o şişmelerden birini kazandım.
- Ere, eo, is, it, imus, itis, eunt.
- Ere, eo, is, it, imus, itis, eunt.
Eh, entre.
Ere, girin.
Sí, sí. Tenía la intención.
Ere, evet, evet, aklımda.
- ¿ Quiere uno?
- Ere öyle, bir tane ister misiniz?
Con mi madre. Dice que puedo quedarme un tiempo y luego busque un apartamento.
Ere, Annemlerde. bir süreliğine oraya gidebileceğimi söyledi sonra daha sonra bir daireye taşınacağım.
ÉI m ¡ smo qu ¡ ere ¡ r.
Kendi de gitmek istiyor zaten.
¿ Creías que sólo ibas a dar el biberón a un grupo de bobos sin rango?
Sadece bir avuç rütbesiz sersem ere meme vereceğini mi sanıyordun?
Acomodador, ¿ qu ¡ ere mostrarle al caballero su as ¡ ento, por favor?
Görevli, bu beyefendiye yerini gösterir misiniz lütfen?
Acomodador, ¿ qu ¡ ere mostrarle a estos caballeros sus as ¡ entos?
Görevli, bu beylere yerlerini gösterir misiniz?
- ¿ Qué estás mirando?
Tanrım. 'Ere, sen ne bakıyorsun?
Tú siempre ere bonita, mamá.
Sen her zaman güzelsin, anne.
Mi abuela daría vueltas en su tumba si me viera ahora.
Büyükannem şu halimi görse mezarında iki k ere ters dönerdi.
Antes de que uno pueda decir "El ilumina". Dulces buena noches...
Ere'nin söylediği tek şeyi "aydınlık." Hoş güzel gece...
" Ere yet the salt of most unrighteous tears
"En günahkar göz yaşının tuzu musun sen..."
En una de mis caídas frecuentes descubrí que Molloy usaba tenis.
Y ere sıkça yaptığım ziyaretlerimden birinde Molloy'un lastik pabuç giydiğini fark ettim.
Beata, ere hermosa.
Şu güzelliğe bak! Ne zaman sinemaya geleceksin?
Pero si te sientes sola o extrañas a casa... te recomiendo esto : Uno, que me llames.
Eğer yalnızlık hissedersen bir k ere beni ara.
Zai-ere, o Zare, o algo así, ¿ sabes?
Zai-ere, veya Zare, ya da her neyse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]