English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Erés

Erés translate Turkish

361,254 parallel translation
Eres lo que eres.
Sen neysen osun.
¿ Sabes? No tienes descanso si eres paranoico.
Bir kere paranoyaya kapıldın mı rahat edemiyorsun.
Eres mi esposa y cuidadora de la familia y los perros.
Canım karımsın, ailemize, köpeklere göz kulak oluyorsun.
Bryan, ¡ eres un monstruo de tamaño medio!
Bryan, sen orta boy bir canavarsın!
Eres muy joven para eso.
Bunun için biraz küçüksün.
No eres amiga de BethChapin.
Beth'le dost da değilsin.
¡ Eres un idiota!
Tam bir pisliksin.
- Tú no eres la única de la familia con un hijo autista, Elsa.
- Tamam. Ben... - Bu ailede otizmli bir çocuğu olan tek kişi sen değilsin Elsa.
- Eres raro. ¿ Qué tiene?
- Öylesin, yani?
¿ Eres bailarina?
Dansçısın, değil mi?
- Eres muy bonita.
- Sen çok güzelsin.
Vaya, eres muy sincero, ¿ verdad?
Vay canına. Gerçekten dürüstsün.
Eres gracioso.
Sen çok komiksin.
Me parece excelente. Ya eres mayor para esas cosas, pero ¿ qué tiene?
Bunun için biraz büyüksün ama olsun.
En serio, ¿ eres retrasado?
Gerçekten geri zekâlı mısın?
Eres divertida y algo malvada.
Komiksin. Ve biraz fenasın.
Eres muy bueno, eres sensible y muy divertido, y la mujer que termine contigo será afortunada.
Sen iyi birisin. Hassassın ve komik birisin. Ve seninle olan kadın çok şanslı olacak.
Debes estar con alguien que te aprecie por lo que eres, alguien que ame todas las cosas raras sobre ti, que te entienda.
Seni sen olduğun için takdir eden biriyle olmak istersin. Senin tüm tuhaflıklarını seven, seni anlayan biriyle.
Eres un ángel.
Meleksin sen.
Todos estos soldados en esta habitación, y tú eres el único que sigue luchando.
Odada bunca asker dururken hâlâ mücadele eden bir tek sen varsın.
- Eres lo suficientemente humano... -... conseguí tus pulmones baratos.
- Yeterince insansın, akciğerini ucuza aldım.
- ¿ Quién diablos eres tú?
- Sen de kimsin ya?
Eres un idiota...
Salaksın sen ya- -
¡ Eres el idiota más estúpido de todos!
Gelmiş geçmiş en gerizekalı salaksın sen!
Detendría este auto y te echaría a patadas, pero... si Penny me bota, eres todo lo que tengo.
Şu arabayı kenara çekip seni atmak vardı da Penny benden ayrılırsa elimde bir sen kalıyorsun.
- ¿ Eres humano?
- İnsan mısın?
Tú eres el traidor, Chase.
Hain sensin Chase.
Tatum, sé que eres una zombi.
Tatum, zombi olduğunu biliyorum.
- Qué perro eres.
- Seni haylaz seni.
Porque ahora eres un zombi.
Çünkü artık bir zombisin.
Ahora eres de la tribu.
Artık kabileden birisin.
¡ Eres una chica!
- Vay, demek bir kadınsın.
Eres un idiota.
Aptalsın cidden.
- ¡ No, espera! - ¿ Quién eres?
- Hayır, bekleyin!
Nardole, ¿ eres muy malote en secreto?
Nardole, yoksa sen gizli kabadayı mısın?
¿ Bill? ¿ Eres tú?
Bill, sen misin?
Si tienes dudas sobre si eres real o no, el Veritas te invita a escribir tantos números como quieras, de cualquier tamaño, en cualquier orden, y luego dar vuelta la página.
Gerçek olup olmadığın konusunda şüpheye düşersen Veritas bir yere istediğin kadar sayı yazmanı teklif ediyor büyüklüğü, sırası hiç fark etmez sonra sayfayı çevirmeni istiyor.
Tú no eres real.
- Sen gerçek değilsin.
No eres el Doctor.
Sen Doktor değilsin.
No eres real.
Gerçek değilsin.
- No eres real.
- Sen gerçek değilsin.
Siempre hay algo que puedes hacer desde una computadora, incluso si eres una pequeña subrutina, puedes hacerlo.
Bir bilgisayarın içerisinden yapabileceğin bir şey mutlaka vardır. Ufacık bir alt program olsan bile yapabileceğin bir şey.
Si llega a eso, si eres todo lo que me queda y necesito tu ayuda... dijiste que eras mi amiga.
İşler o raddeye gelirse tek seçeneğim sen kalırsan ve yardımın gerekirse arkadaşım olduğunu söylemiştin.
¿ Quién eres y qué demonios estás haciendo aquí?
Sen kimsin ve burada ne kötülük peşindesin?
¿ Qué tipo de babosa eres?
Sen nasıl etli bir sürüngensin öyle?
Escucha, sí, voy a ser indulgente con tu mentalidad victoriana porque... bueno, realmente eres de la época victoriana...
Dinle şimdi böyle Victoria döneminden kalma tavırlara ses etmeyeceğim çünkü cidden Victoria dönemindensin.
Eres azul.
Vay demek mavisin, ne güzel.
Lo siento mucho. Pero eres la razón por la que están viniendo.
Çok üzgünüm ama gelmelerinin sebebi sensin.
Eres un gran idiota. Lo sabes, ¿ verdad?
Tam bir ahmaksın, biliyorsun değil mi?
Es decir, mira, eres humana, y los humanos son muy mortales.
Yani baksana, insansın sen. İnsanlar o kadar çabuk ölüyor ki!
Eres mi persona más querida.
Hatta benim en kıymetlimsin. - Biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]