Translate.vc / Spanish → Turkish / Escondido
Escondido translate Turkish
4,659 parallel translation
Según las informaciones, Parsa aún sigue escondido.
İstihbarata göre, Parsa hâlâ saklanıyor.
Estaba escondido.
Saklanıyordum.
¿ Por qué no pudiste solo quedarte escondido?
Neden bir yere gizlenmedin? Kalbimin derinlerine bak.
Debe haber escondido cámaras.
Gizli kamerası olmalı.
La forma más fácil de estar escondido sería la parte de atrás de una furgoneta o el maletero de un coche aparcado aquí.
Gizli kalmanın en kolay yolu oraya parketmiş bir minibüs veya kamyonetin içinde olmak.
Manteniéndote escondido en donde sea que estuvieras enterrado estos siglos. Un lugar que no pudimos encontrar.
Seni gömüldüğün yerden alıp, yüzyıllardır bulamadığımız bir yere saklayarak.
Parece que has escondido algo de tus camaradas.
İçinizden bazıları, diğerlerinden yoksa bir şeyler mi gizliyor?
Sé que tienes un alijo de comida escondido en alguna parte.
Buralarda gizli bir yemek zulan olduğunu biliyorum.
El cuerpo escondido en el techo del edificio de Abel Schneiderman.
Vücut çatı gizli Habil Schneiderman, valilik binası.
Había un cuerpo escondido en el techo.
Orada bir vücut oldu gizli çatı.
Habrá vino, velas, un tipo llamado Lionel escondido tras un árbol con un objetivo telescópico.
Orada şarap, mumlar olacak, teleobjektifli, ağaçta gizlenen Lionel isimli bir adam olacak.
Sigo dándole vueltas y... has escondido a mamá durante 22 años.
Üzerinden geçmeye devam ediyorum ve... annemi 22 yıl boyunca sakladın.
# Escondido en el bosque #
# Ormanda saklanan #
¿ Estabas escondido fuera de su casa en un arbusto? El arbusto de Lynda carter.
Evinin dışındaki çalılara mı gizleniyordun? Lynda Carter'ın çalıları.
En ocasiones, Anna y yo adquiríamos algo de valor que queríamos tener escondido.
Ne zaman olursa olsun, Anna ve ben ele geçirdiğimiz değerli bir şeyi saklamak istesek.
- Quizá él esté escondido.
Belki... belki de saklanıyordur.
Escondido.
Gizleniyor.
Rompía el papel de las paredes, diciendo que alguien estaba escondido allí.
Duvar kağıtlarını yırtıyor ve içlerinde birinin saklandığını söylüyordu.
Tú mantente escondido.
Sen saklanacaksın.
Parecen transparentes a simple vista. Pero se ve que hay algo escondido al ponerlo bajo el microscopio. Es algo que se utiliza a menudo en institutos y compañías de investigación.
Şu an bir şey görünmese de içinde saklı olan bir mikrofiş yaprağı olduğunu düşünüyoruz.
¿ Esperas que la Corte se crea que has escondido a un completo extraño?
Hiç tanımadığın birine yataklık ettiğini mahkemenin inanmasını mı bekliyorsun?
El faraon robo la luz de osiris, cegándolo con su brillo, dejandolo prisionero en una mazmorra. escondido en un laberinto bajo la pirámde.
Firavungelenışığı çaldı Osiris, berraklığı ile onları kör, cezaevinde bırakarak, Bir zindanda labirent gizli Onun piramit altında.
Cuando navegaba Cristobal Colon los océanos, estaba escondido, esperando.
Christopher Columbus yelken iken okyanuslar, onu bekliyordu, gizlendi.
Recordarlo diariamente, escondido dentro desde que era niño.
, Her gün onu hatırlıyorum Ben çocukluğumdan beri içeride gizlemek.
Parte del texto antiguo alude a un guardián que fue escondido en la pirámide por los seguidores de RA.
Bazı eski metin bir veli ima eden piramit gizli edildi Ratakipçileri tarafından.
Sé que lo tienes escondido en el refrigerador.
Dondurucuda sakladığını biliyorum.
- ¿ Cómo llegaste aquí? - Escondido en el bote salvavidas.
- Cankurtaran sandalında kaçak yolculuk yaptım.
Ese animal se había escondido en un bote salvavidas.
Onları yapan her neyse kendisini cankurtaran sandalında saklamış.
El maldito estuvo escondido todo el tiempo.
O kadar zamandır tesisat kanalında bekliyormuş orospu çocuğu.
El oso está escondido entre los árboles, señor Pemberton.
Ayı şu ağaçların arasına sinmişti Bay Pemberton.
Me había escondido suficiente tiempo.
Yeterince uzun saklandım.
Jack, cuatro años escondido, realmente no confía en nadie y Chloe ha pasado su propia evolución.
Jack dört yıldır saklanıyor ve gerçekte kimseye güvenmiyor. Chloe de kendince değişim geçirmiş.
" Puede pasar días enteros escondido.
" Bazen günlerce kendi içine çekilebiliyor.
¿ Está escondido en una mejor?
İçeri sokmak daha iyi oldu mu?
Escondido entre estos picos cubiertos de nieve hay un mundo secreto de plantas extrañas.
Bu karla kaplı zirveler, tuhaf bitkilerle dolu gizli bir dünyadır.
Nunca me he escondido ni he esquivado a ningún oponente, así que para, para.
Hiç bir rakipten kaçınmadım veya saklanmadım. O yüzden sus.
¿ Cuál es el tono adecuado para tener que rastrear...? A tu ex-marido, que está escondido... a dos horas y media de distancia en un barco?
İki buçuk saatlik mesafedeki bir teknenin içinde saklanan eski kocanın izini sürebilmek için gereken uygun atmosfer nedir?
Mutsuhiro Watanabe, el "Pájaro" estuvo Escondido por muchos años debido a los crímenes de guerra que cometió...
Mutsuhiro Watanabe, nam-ı diğer "Kuş" yıllar boyunca savaş suçlusu olarak saklandı.
Font color = "# ffff80" - No se puede mantener escondido en el ático. - ¿ Por qué?
Tavan arasında öylece saklanmaya devam edemezsin.
Font color = "# ffff80" Ahora, Estoy escondido en este tono pálido de carne y hueso.
Şu an bu etten ve kemikten olma soluk siluette gizleniyorum.
Donde sea que lo hayas escondido debe de estar preguntándose si volverás.
Onu nereye sakladıysan, muhtemelen geri dönüp dönmeyeceğini düşünüyordur.
Está claramente resentido con su esposa, tiene el ego magullado, pero no encaja con estar escondido en su armario, mirándola dormir.
Karısına sinirli olduğu çok belli, ezik bir egosu var ama dolapta bekleyip onu uykusunda seyredecek bir tipe benzemiyor.
No lo sé. Me he escondido.
Bilmiyorum, saklandım.
¿ Qué tal si hay un cuerpo escondido en el sótano?
Ya bodrum katta bir ceset varsa?
Estuvo escondido aquí todo el tiempo.
Bunca zamandır burada saklanıyormuş.
- Escondido en algún lugar.
- İçinde bir yerde.
Si sigue vivo, va a tener alguna idea de dónde está escondido el arte francés.
- Hâlâ hayattaysa, Fransız eserlerinin nerede saklandığı hakkında bir fikri vardır.
La vieja hechicera había llamado Rapunzel a la niña que había escondido y encerrado en una torre sin puerta.
İhtiyar büyücü kadın Rapunzel adını verdiği çocuğu kapısı olmayan bir kuleye kilitleyip saklamıştı.
¡ El chico está escondido en la torre del campanario!
Oğlan şuradaki çan kulesinde saklanıyor.
¡ Está escondido en ese árbol!
- Şu ağaçta saklanıyor!
¿ Dónde has estado escondido?
Nereye saklandın?