Translate.vc / Spanish → Turkish / Espére
Espére translate Turkish
23,345 parallel translation
Espere instrucciones.
Talimatları bekle tek şansın var.
No, no, espere... Aún nos puede ayudar...
Hayır, hayır bekle biraz daha yardımı gerek.
Espere aquí, voy a ver.
- Bekle, gidip bakayım.
¡ Espere...! ¡ Señor, espere! ¡ Espere!
Bekleyin, bekleyin bayım.
Espere... tenemos un área de 2-3 kilómetros de radio localizada.
Ama evet, veriler arama yapılan yerin 2-3km ötede olduğunu gösteriyor.
Pero no espere llegar muy lejos.
Ama çok uzaklaşmayı aklının ucundan bile geçirme.
Y esperé que llegaras a esa conclusión pero en vez de eso, me mentiste.
Bu sonuca kendinin varacağını düşünmüştüm. Ama onun yerine, bana yalan söyledin.
Espere.
Burada bekle.
- Espere.
- Bekle bir dakika.
Espere. Bueno. sesenta y cinco 00 : 05 : 53,728 - - 00 : 05 : 58.400
Bekle.
No, esperé a que se bajaran.
Hayır, çocukların inmesini bekledim tabii ki.
- ¡ Señor, señor, espere!
- Efendim, bekleyin!
¡ Espere! ¡ Espere!
Bekleyin!
No, no, no, espere un minuto
Hayır hayır, bekle biraz.
Espere aquí.
Bekle burada.
¡ Espere! Ha saltado diez minutos.
Bekle, bekle. 10 dakika atladı.
- Oiga. Espere. Se le nota que está en un apuro.
Başının bir çeşit belada olduğunu anlayabiliyorum.
Espere, mire.
Bekle, bak!
Espere.
Bekle.
Espere.
Beklemede kal.
Espere, Langley.
Beklemede kal Langley.
Espere a que nos vayamos.
Biz gidene kadar bekle.
Esperé a que saliera huyendo.
Kaçmasını bekledim.
Espere mientras envío a alguien a por el asiento.
Oturacak bir şey isteyeyim de getirsinler.
Espere.
- Durun.
¡ Espere!
Bekle!
En ese caso, sugiero que vayamos por Savage cuando menos lo espere.
Savage'ın bizi en az beklediği zamanda saldıralım diyorum ben.
- Espere, espere. Creo que sé quién hizo esto.
Sanırım bunu kimin yaptığını biliyorum.
Espere, por favor.
Dur, lütfen.
Espere. ¿ Esto está ocurriendo?
Rüya değil mi bunlar?
Uh... Espere hasta que funcione antes de felicitarme.
Beni tebrik etmeden önce işe yaramasını bekle bence.
Espere. ¿ Dónde ir a tu madre?
- Bir saniye, annen nereye gitti?
Espere, ¿ eso es real?
- Bu gerçek bir şey mi ya?
Espere un minuto, quizá si lo hay.
Bir saniye, belki de vardır.
Espere, machote, ¿ a dónde cree que va? - Va a pasar mañana.
Sakin ol be adam, nereye gittiğini sanıyorsun?
¿ Frankie? - Espere.
Frankie?
Espere, no.
Bekle, bekle, hayır.
- ¿ Qué espere?
- Bekle. - Bekle mi?
Espere, espere, espere, espere, espere.
Bekle, bekle, bekle.
Esperé esto toda la semana.
Yapmam gerektiğinde tüm hafta boyunca bu arıyordum.
Espere, déjeme explicarle.
Tamam. Açıklamama izin ver.
¡ Espere!
Bir dakika.
- Espere aquí.
- Ben burada bekleyeceğim.
Espere, la placa maya y la máscara celta, que eran de un mismo elemento primordial.
Bekle, Mayan maskesi ve kelt tabağı, aynı ilkel elementten yapılmış.
Espere... sulfato de magnesio.
Dur... magnezyum sulfat.
Espere... el...
Dur. Saklı Kalan.
Esperé para decirle a la policía y ellos dicen, sabes, que eres negligente.
Polise anlatmak için bekledim, ve onlar... ihmalkar olduğumu söylediler.
Espere.
Yok.
Por favor, espere un momento.
Sizi bir dakika bekleteceğim.
¡ Espere!
Hop!
¡ Espere! ¡ Jefe! ¡ Jefe!
Usta!