Translate.vc / Spanish → Turkish / Esteban
Esteban translate Turkish
680 parallel translation
- Esteban Gómez.
Esteban Gomez.
¡ Juan!
Juan! - Esteban!
Desde la Catedral de San Esteban hasta el Parque de Viena lo recorrimos todo.
Aziz Stephan katedralinden, Viyana ormanına ve oradan sizin evinize.
Esteban.
- Esteban. - Pilarcita.
Gracias.
Teşekkür ederim, Esteban.
Te pido que corras un gran peligro.
Esteban, benim için büyük bir riske girmeni istiyorum.
Esteban, decídete.
Esteban, seçimini yap.
Eres estúpido, Esteban. Aunque seas mi hermano.
Kardeşim olsan bile, Sen bir aptalsın estaban!
No, He recobrado el juicio, Esteban.
Hayır, aklım başıma geldi, Esteban.
Esteban, despliega tus hombres alrededor de la casa.
Esteban, spread your men around the house. Keep your eyes open.
Esteban, ¿ que fue ese ruido?
Esteban, what was that noise? I do not know.
- Esteban, busca en todo el pueblo.
- Esteban, search the whole town! - Follow me!
Esteban pudo matarlo, pero usted nunca tuvo miedo.
Esteban seni öldürebilirdi, ama sen hiç korkmadın.
Lo ví con mis propios ojos, estabas haciendo trampas Esteban.
Anlamadım? Bunu açıkça görebiliyorum. Sen lanet bir dolandırıcısın!
Esteban no va a venir esta noche.
Esteban bu gece gelemeyecek.
Pero debes lo suficientemente convincente antes de que algo pase, bien.
Bu işin peşini bırakması için de Esteban'ı ikna etmek, senin için çok zor olmaz.
Espero que usted todavía no esté enojado con Esteban y lo libere ya.
Esteban'ın sana hala kızgın olmayacağını umuyorum.
Esteban, está perfectamente seguro donde está.
Esteban, duruşma gününe kadar burada kalacak.
Esta noche Esteban todos le están esperando en la ciudad.
Esteban ve diğerleri kasabada bekliyorlar.
¡ Esteban!
Esteban!
- Esteban...
- Esteban- -
Esteban, es un famoso boxeador.
Esteban halihazırda olağanüstü bir dövüşçü.
Esteban, creí que la habías entrenado para que sólo viniera a mí.
Esteban, onu sadece bana gelmek üzere eğittiğini sanıyordum.
¿ Admiras el trabajo, Esteban?
Ustalığı takdir eder misin Esteban?
No creerás en esta brujería, ¿ verdad, Esteban?
Sanırım büyücülüğe inanmıyorsun, değil mi Esteban?
- Hola, Esteban Gaviota.
- Merhaba Kirk Maynard.
Esteban Gaviota no puede volar.
Kirk Maynard uçamaz.
- Eres libre, Esteban.
- Özgürsün Kirk Maynard.
Bien, Esteban, Rosa también lo desea.
Esteban, eğer Rosa da istiyorsa- -
En algo tendrás que trabajar.
Ama bir şeyler yapmalısın, Esteban.
Pueden volver a hacerlo.
- O olmaz, Esteban. -... yine edebilirler.
Vas a venir a vivir conmigo y con Esteban.
Evlendiğimizde gelip Esteban ve benimle yaşayacaksın.
¿ Quieres tú Esteban Trueba tomar a Clara del Valle para cuidarla y amarla en la salud y en la enfermedad en la pobreza y en la riqueza hasta que la muerte os separe?
Siz, Esteban Trueba Clara Del Valle'yi hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm sizi ayırana dek sevip koruyacağınıza... yemin eder misiniz?
¿ Y quieres tú, Clara del Valle tomar a Esteban Trueba para amarle y cuidarle en la salud y en la enfermedad en la pobreza y en la riqueza hasta que la muerte os separe?
Ve siz, Clara del Valle Esteben Truebe'yı hastalıkta ve sağlıkta zenginlikte ve yoksullukta ölüm sizi ayırana dek sevip koruyacağınıza... yemin eder misiniz?
Se sentiría orgullosa de ti.
Seninle gurur duyardı, Esteban.
¿ No me recuerdas, Esteban?
Beni hatırlamadın mı, Esteban?
¡ Nunca te librarás de nosotros, Esteban!
Bizden asla kurtulamayacaksın, Esteban!
¡ No, no puedes hacer eso!
Hayır. Esteban, hayır. Bunu yapamazsın!
Hazme saber tu decisión sobre el partido
Parti hakkındaki kararını mutlaka bana bildir, Esteban.
Yo soy Esteban Rojo.
Ben Esteban Rojo.
Esteban, buen trabajo.
Esteban, iyi iş!
Esteban, me han insultado.
Esteban, bu adam bana hakaret etti.
Esteban!
Esteban!
Es demasiado rara.
Clara fazla garip, Esteban.
No debes preocuparte por Esteban.
Esteban'ı dert etme.
¡ Mi querido Esteban!
Sevgili Esteban.
¿ No es preciosa, Esteban?
Ne kadar güzel, değil mi Esteban?
No hay necesidad...
- Esteban, bu hiç gerekli...
Un hombre de honor.
- Sen güçlü bir adamsın, Esteban. Onurlu bir adamsın.
Te maldigo, Esteban.
Seni lanetliyorum, Esteban.
Dame un poco de tiempo.
Bana biraz zaman ver, Esteban.